"Çok" diye bağırdım kapının önünde ayakkabılarımı giymeye çalışırken. Sinirden ve ağlamaktan iyi görmeyen gözlerim yüzünden zorda olsa başarınca cümlemin devamını getirdim. "Çok pişman olacaksınız ama o zaman her şey için çok geç olacak Serra diye bir kızınız olmayacak"
Cevap duymak istemediğim için kapıyı sertçe çarpıp iki bavulumu birer elimde sürüklemeye başladım. ikisinin de üzerine bağladığım birer koli onları olması gerekenden daha ağır kılıyordu ama şu anda bunu düşünecek durumda değildim. Gördüğüm ilk otobüse binip otogara gidene kadar şimdiden sonrasında ne yapacağımı planlamaya başladım. Aklıma ilk geleni yapan ve çoğu zaman bundan dolayı başı sık derde giren biriydim ama ne olursa olsun böyle olmayı seviyordum.İçimden geldiği gibi hareket edip yaşamak beni ben kılandı zaten.O yüzden bunu değiştirmek için çabalamazdım ama ailem beni asla böyle kabullenemedi.Bende her zamanki kafamın estiği gibi davranınca şiddetli bir kavga yaşadık. Elinde bavulları evi terk eden olmak zorunda kaldım kısacası.
Aklıma ilk gelen kişiye mesaj yazdım. "Kanka umarım sizde bir kişilik daha yer vardır çünkü ben evi terk ettim" yazıp gönderdim. Liseye kadar yediği içtiği ayrı gitmeyen bir arkadaş grubuyduk ama o 3 eşşek üniversite zamanı gelince başka bir şehri yazıp beraber gittiler. Ben grubun tek kız üyesi olarak annemden izni alamayıp kalmak zorunda kaldım. Ama biz asla birbirimizden kopmadık ve daima iletişimde kaldık. Güçlü bir dostluk bağımız vardı bu yüzden üniversite için yanlarına gitmeyi kafama koymuştum.Tercih zamanı gelince ailemden gizli bir şekilde İstanbul yazdım. Tabi ev halkı bunu öğrenince olanlar oldu. Şimdide Akın'a yazdığım mesaja gelecek olumlu cevaba inanarak otogarda duran otobüsten inip ilk firmanın kapısından içeri girdim.
"Merhaba en yakın İstanbul biletinin saatini öğrenebilir miyim?" diye sordum zira burada yarım saatten fazla kalırsam babamın beni almaya geleceğine emindim. Adam önündeki bilgisayardan bakıp "15 dakika sonra hareket edecek. Biletinizi keseyim mi?" deyince sevinçle ve bir şeylerin yolunda gitmesinin şaşkınlığıyla hemen parasını ödeyip bileti aldım ve otobüsüme yerleştim. Çantamı cam ile aramdaki boşluğa sıkıştırıp çalan telefonu çıkardım içinden.
"Efendim Akın" diye cevapladım aramayı.
"Kanka bana mesajın şaka olduğunu evi falan terk etmediğini söyle lütfen. Hale teyze kafayı yer öyle bir şey yaptıysan" dedi endişe dolu sesiyle
"Artık çok geç otobüsteyim şimdi kalkacak birazdan. Hem annem zaten asıl tercihlerimi görünce kafayı yedi. Evde kırmadığı bir kafam kaldı onuda zor kurtardım." dedim biraz neşe katmaya çalıştığım sesimle.
"Oha yoksa burayı mı kazandın?" dedi ve arkadan diğerlerinin sesi geldi "Aslanım bee!" , " Yürü be kızım" , "Çok özlemiştik lan sonunda" bağrışmalarıyla herkes cıvıdı ve evi terk ettiğim gerçeğini biraz da olsa unutmuş olduk. Hiç olmazsa rafa kaldırdık.
"Kazandım tabi oğlum. Ciddi ciddi temelli geliyorum ama ayrıntıları gelince anlatırım. Ben gelene kadar çok coşmayım gelince beraber coşarız"
"Tamam kanka sen yaklaşınca ara otogara geliriz biz" dedi Akın ve birkaç veda cümlesinden sonra telefonu kapattık.
Kulaklıklarımı çıkarıp güzel bir şarkı açtım son 2-3 saati değerlendirmeye başladım. Aklımda tüm düşünceler birbirine girip bir yumak oluşturduğunda her zamanki gibi boş verdim ve yumağı oynasın diye ruhumdaki kediye teslim ettim.
Başımı cama yaslayıp gözlerimi dinlendirmeye hazırlandım ve tam o sırada otobüs hareket etti,hemen ardından bir ses duydum. "Yanlış yere oturmuşsunuz cam kenarı benim yerim"
Yepyeni bir kurgunun ilk bölümüyle herkese merhaba. Uzun zamandır hayalini kurduğum kurguyu sonunda sizlerle paylaşmanın mutluluğunu ve huzurunu yaşıyorum. Umarım sizinde hoşunuza gider ve biraz olsun yeterince zor ve stresli hayatınızda sizi gülümsetmeyi ve hoş zaman geçirtmeyi başarır. Eğer beğenirseniz vote vermeyi unutmayın lütfen. İyi kötü tüm yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam Kenarı
HumorHer şey bir koltuk kavgasıyla başladı. İkisinin sadece bileti değil kaderleri de birdi. Sadece bunu anlamaları biraz sıradışı bir şekilde oldu