Bölüm 2 | Yabancı

135 9 0
                                    

Apartmanın yolunu elimden geldiğince tarif etmeye çalıştım şeye.. şey..

Cidden! İsmini bile bilmediğim birinin kollarında evime bırakılmayı beklemiyordum herhalde.

İnmek isteyemeyecek kadar acı çektiğim için ismini sormaya karar verdim. O dikkatle yola bakarken ben gözlerimi bön bön açmış onu izliyordum. Bunu fark etmesi düşündüğümden kısa sürmüştü.

"Neden öyle bakıyorsun?"

Gözlerimle yemiştim çocuğu.

Toparla bakalım şimdi.

"Adın ne?" diyebildim. Sesim beklediğimden daha samimi çıkmıştı.

Kollarının arasındayken ne kadar soğuk konuşabilirim ki sanki?

"Arda."

Bir iki adım sonra ekledi: "Anahtarını alabilir miyim küçük?"

Küçük mü? Ne küçüğü!

En fazla 2-3 yaş vardı aramızda, hadi ama..

"Evime mi gireceksin?"

Ani bir şaşkınlıkla dökülüvermişti kelimeler dudaklarımdan. Haksız da sayılmazdım hani. Yoldaki her yabancıyı evime alma gibi bir hobim yoktu ne yazık ki.

"Seni öldürecek olsaydım evine mi getirirdim sanıyorsun?" dedi pis pis sırıtarak.

Kocaman açtığım gözlerimi görünce devam etti: "İstersen indireyim."

Beni hafifçe yere bıraktıktan sonra ellerini belimden uzaklaştırdı.

Siktir! Canım çok yanıyor.

Küfürle karışık ufak bir çığlık çıktı ağzımdan. Sesim apartmanda yankılanmıştı.

"Tamam, lütfen beni eve bırak. Basamıyorum bile!"

Bu sefer acıması için bildiğim en sevimli yüz ifadesini oturtmaya çalıştım suratıma.

Sendelediğimi fark edince beni tekrar kollarına alıp merdivenleri çıkmaya başladı. İkimizde konuşmuyorduk. Sessizliği bozan o oldu.

"Tek mi yaşıyorsun?"

"Aslında sayılmaz" dedim ve sonra devam ettim. "Bi kedim var."

Ortam tekrar sessizliğe büründüğünde kapının önünde olduğumuzu farkettim. Arda kapıyı açmakla uğraşıyordu. Bense kollarında olabildiğince hareketsiz durmaya çalışıyordum.

Birkaç saniyelik anahtar seslerinden sonra eve girmeyi başardığımız için rahatlamıştım.

-

Usulca bırakıldığım kanepede uzanmış, şişen bileğime bakıyordum.

"Çok teşekkür ederim."

Teşekkür etmeyi yeni akıl etsemde unutmamıştım.

"Kötü görünüyor" Dedi elimden bıraktığım poşeti incelerken. "Bunlar işimize yarayabilir."

Aklıma aptallığım gelince ağzımdaki kahkahayı serbest bıraktım.

"Ben onu kedi için almıştım, dün gece onun da ayağını incittim de.."

"Sakar" dedi sadece.

Sargı bezini paketten çıkarıp dizlerinin üzerine bıraktı. Merhemin birazını ayak bileğime hafifçe sürmesine rağmen canım yanmıştı. Ağzımdan ufak bir inleme çıktı birden.

"Acıyor mu?"

Pek de endişeleniyor gibi gözükmese de ilgilenmesi hoşuma gitmişti.

"Biraz" dedim yüzümü buruşturarak.

KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin