Bölüm 10 | Emir

91 8 3
                                    

Yorum gelmedikçe yazasım da gelmiyor açıkçası.. Çok fazla geç olduğundan dolayı kısa bir bölüm yazarak yayımlamaya karar verdim.

Diğer bölüm daha seri gelecek.

-

"Anlat bakalım." diye söze girdi Eren.

"Dün Arda neden buradaydı?"

Soruyu Arda'nın ona anlattıklarını doğrulamak için sorduğu belliydi. Bunca saat onunla tek kelime etmeden benim uyanmamı bekleyecek değillerdi, daha önceden konuşmuş olabileceklerini tahmin etmem zor olmadı.

"Arda bana o gece olanları, daha doğrusu düşündüğüm gibi bişey olmadığını anlattıktan sonra.."

Kızarmıştım

Bunu hissedebiliyordum

"Gitti. Ben eve döndükten birkaç saat sonra kapı çaldı ve karşımda tekrar onu buldum. Bu sefer valizleriyle gelmişti."

Bakışlarımı Arda'ya çevirip devam ettim.

"Yılbaşı gecesi bana arkadaşlarında geçici olarak kaldığını ve kalacak bir yeri olmadığından bahsetmişti. Onu içeri aldığımda yanında kaldığı arkadaşıyla problemler yaşadığını ve birkaç günlük kalacak bir yer aradığını söyledi."

Derin bir iç çekerek arkama yaslanıp Eren'in tepkisini bekledim.

"Birkaç gün olacağına inanmıştın öyle mi? İki günde kalacak yer bulunmuyor Asya. Ayrıca önüne gelen evsize kapılarını açacaksan..-"

Sözünü kesip lafa atladım.

"Zaten onu kibarca reddettim Eren. O sırada kedi kaçtı ve bana doğru biri yaklaşınca o yakaladı sandım. Suçlamayı ne zaman bırakacaksın?"

Eren dudaklarını aralayıp konuşmaya başlayacakken bu sefer söze giren Arda oldu.

Ortam alevlenmeye başlamıştı işte.

"Asya'nın bir suçu yok. Onun evinde kalmayı düşünmekle aptallık ettim."

Başını öne eğip elleriyle oynamaya başladı ve bir müddet sonra öylece avuçlarını izledi.

"Aptal olduğunun farkında olman güzel." diye çıkıştı Eren.

Ben tekrar diken üstünde gibiydim. Olası bir tartışmadan kavga çıkması an meselesiydi ve Eren'in ateşe körükle gitmekten başka yaptığı yoktu.

Arda burnundan derin bir nefesi öfkeyle bıraktığında adrenalinim tavan yapmıştı. Kalbimin pekte ritmik olmayan gümbürdemelerini duyabiliyordum adeta.

"Derdin ne?" diyerek ani ve yüksek bir sesle karşılık verdi Arda.

"Bu kızı bu kadar sahiplenmendeki sebep ne? Ailesi, akrabası değilsin ama abisel tavırlarını doruklarda sürdürüyorsun."

Oturduğu koltuktan kayarak öne doğru yaklaştı.

"Komşu korumacılığından fazla bu. Yoksa.. Yoksa sen.. Asya'dan mı hoşlanıyorsun?"

Ben gözlerimi kocaman açmış, hayretle duyduklarımı sindirmeye çalışıyorken Eren'in oturduğu yerden hızla kalkıp Arda'ya sert bir tokat atması bir oldu.

Dudaklarımın arasından kaçan çığlığa engel olamamıştım. Kendimi Eren'in önüne atıp ellerimi göğüsüne getirerek iri bedenini itmek için bir hamle yaptım. Tabiki işe yaramamıştı ama aralarında duruyor olmamın herhangi bir karşılığı engelleyeceğini umuyordum.

Arda da ayağa kalkınca tam aralarında durarak ikisini birbirinden uzaklaştırma çabalarına girdim. Beklediğim olmamıştı, Arda arkasını dönerek odanın kapısından hızla çıktı.

Eren, Arda'nın peşinden hiddetle ilerlerken bende onu takip ediyordum.

"Ne yapıyorsun Eren! Ne yaptığını sanıyorsun?!"

"Kes sesini Asya. Sadece sus."

Nihayet hepimiz aynı ortama girmeyi başarabildiğimizde Eren dışarı çıkmak üzere olan Arda'nın kolunu kavradı.

"Kimse biryere gitmiyor."

"Ne zamana kadar bizi burada tutacaksın Eren hazretleri?"

Arda alaycı tavırlarıyla Eren'e diklendi.

"En azından 3-5 sene."

Dalga geçtiğini düşünüp gözlerimi devirmiştim fakat Eren ciddiyetini bozmamıştı.

Varlığını unuttuğum Nazlı salondan çıkageldi ve sevinç çığlığı eşliğinde üzerime atladı.

"Abim ikinizin bizimle yaşayabileceğinizi teklif ediyor!"

"Teklif değil, emir." diyerek düzeltti Eren.

Böyle bir kibarlığı ondan beklemek saçmalık olurdu zaten.

Nazlı'nın bedenini üzerimden ayırdıktan sonra bakışalarımız Arda'yla buluştu ve aynı tepkiyle karşılık verdik.

"Ne?!"

KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin