Sınav haftam dolayısıyla biraz gecikti özür diliyorum :)) Umarım beğenirsiniz... Bu arada karakterlerde ufak tefek değişiklikler yaptım belki göz atmam isteyebilirsiniz.
Multi- Egemen (Wesley Tucker)
----------Kısa bir hatırlatma-----------
(Egemen ve Derinin konuşması)
"Sen hangi yüzle karşıma geçmiş benden şans istiyorsun! O gün sana söylediklerimi tekrarlattırma bana!" Artık bağırmaya başlamıştım.
"Tekrarlasana, aaa bak sevgilinde geldi." Kaşlarımı çatıp ona bakmaya devam ettim.
"Eğer çok merak ediyorsan söyleyebilirim senden sonra hiç sevgilim olmadı benim. Ama gördüğün gibi toparlandım. Sende yıkılmış gibi görünüyorsun."
"Derin..."
"Bir daha adımı ağzına alma." dedikten sonra içeri girmiştim.
------------------------
İçeri girerken Doruk'unda gelmesi için kapıyı tam kapamamıştım. İstemsizce gözlerim dolarken ellerimle hızlıca gözlerimi silip çocukları bulmak umuduyla salona gittim. Bir saniye, burası salona benzemiyor. Sanırım yanlışlıkla mutfağa gelmiştim. Mutfaktan çıkıp salona giderken Doruk önümü kesti. Soru soracağını anladığımda. Elimi kaldırıp susmasını işaret ettim.
"Sonra konuşuruz." Kafasını sallayıp beni onayladığında uzatmadığı için teşekkür edici bakışlar atmıştım. Yani umarım. Salona girdiğimde çocukların salonun ortasında oturmuş oyun oynadığını gördüm. Gülümseyerek yanlarına ilerledim. Farkında olmadan onlara çok fazla alışmıştım. Beni gördüklerinde ellerindeki oyuncakları bırakıp bana sarıldılar.
"Derin ablacım nasılsın?"Efe'nin sorusuyla başımı ona çevirdim.
"İyiyim canım sen nasılsın?"
"İyiyim. Hemde çooook."
"Neden biliyor musun?" Ege de konuşmamıza katılmıştı.
"Nedenmiş bakalım"
"Çünkü bugün Edalay bize geliyorr"
"Ne zaman?"
"Birazdan" Doruk'un sesini duyduğumda arkama baktım. Yanımdan gülüş sesleri geldiğinde kafamı önüme geri çevirdim. Doruk yanımıza gelmişti. Nasıl bu kadar sessizce gelebilmişti ki. Tam ağzımı açmış konuşacakken kapı çaldı. Çocukları bırakıp ayağı kalktığımda benden önce davranıp 'ben bakarım' diyerek kapıya koşturmaya başladılar. Bende arkalarından gittim.
İkisi de kapının koluna yetişmek için zıplıyorlardı. Gülmemi engelleyememiştim. Doruk bir anda arkamda belirdiğinde bakışlarım ona döndü. Onu hiç yakından incelememiştim. Çok yakışıklıydı. Gözleri masmaviydi hatta mavinin o kadar güzel bir tonuydu ki. Deniz mavisi desem yanında koyu kalırdı. Güldüğünde gerçekten belediye çukuru olarak nitelendirebileceğim gamzeleri vardı. Saçları o kadar yumuşak görünüyordu ki şuan dokunmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir anda şaşkınca bana döndüğünde ne var dercesine bakmaya çalıştım. Sırıtmaya başladığında elimin saçında olduğunu fark ettim. Anlaşılan kendimi tutmak konusunda çok başarılı değildim."Beni kesmen bittiyse kapıyı açmaya ne dersin" Ben tam bir salaktım. Kim bilir ne zamandır ona bakıyordum. Başımı öne eğip hızla kapıya ilerledim. Ben yanlarına gittiğimde çocuklar kapının önünden çekildiler. Kapıyı açtığımda beklemediğim bir şekilde kapıyı tıklattığını sanan ama tam olarak alnımın ortasına vuran bir Enes ile karşılaştım. Kapının açıldığını fark edip geri çekildiğinde Buse ve Doruk gülmeye başlamıştı. Onlar gülünce çocuklarda onlara gülmüştü. Enes ise gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. O kadar da komik değildi bence. Komik miydi? Tamam belki birazcık. Kapıyı sonuna kadar açtım. İçeri geçerken Enes eğilip yüzüme baktığında kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/97768458-288-k524955.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
●BAKICI●
ChickLit"üç tane olduklarını söylememiştiniz" "üç tane olduklarına bakma sen sadece ikisine bakacaksın"