Sabah kulağıma dolan alarmla uykuma ara verdim kalkmak için doğrudum yataktan kalktıktan sonra hızlıca okul için hazırlıklarımı yapıp evden çıktım kulağıma kulaklığı mı taktım güzel bir şarkı açtım telefonumdan Cem Adrian bana ne yaptın bu şarkı kulağıma dolarken usul usul yürüdüm sonra sevdiğim replik gelince sesli bir şekilde tekrarladım"öylece izledim bir meleğin ellerimdeki kaderimin sökülüşünü"seviyordum bu şarkıyı ama müzisyene yani Adriana karşı pek bi sevgi besleniyordum açıkçası zaten ben kimseyi sevmem sevemezdim çünkü geceydim.
Okula geldiğimde telefonuma mesaj geldiğini duydum ve telefonu açtım mesaj pınardandı" yemekhanedeyiz"yazmıştı ve bu oraya gelememi belirtiyordu hızlı adımlarla yemekhanenin yolunu tuttum yemekhaneye vardığımda hepsi farklı alemşerdeydı ozan Yosunla uğraşıp duruyordu Yosun ise artık sıkılmış ve dayanmaz haldeydi özgür ise bir grup toplu kızın oturduğu masada muhabbet edıyordu turgut pınarla bi konu hakkında tartışıyordu yağız ise tekefonunda biriyle mesajlaşıyordu ozanın yanından geçip pınarların yanına oturdum "selam" dedım turgut başıyla onaylarken pınar da kocaman sarıldı bana bi süre sohbet muhabbetten sonra beraber sınıfa çıkma kararı aldık hepimiz yerlerimize oturuk ve 10 dakika sonra öğretmen sınıfa girdi ve aniden içeriye başka birisi daha girdi bu bu o çocuktu parktaki çocuk gözlerimi kırpıştırarak ona baktım koca sınıfta sadece ikimiz varmış gibiydik hiç birşeyi umursamıyordum o birkaç saniye öğretmen söze girerek "yeni arkadaşınız nakil durumundan geldi" diye açıklama yaptı "kendini tanıtır mısın" dedi merakla özge özge sınıfın en boş insanıydı tek derdi yakışıklı erkeklerdı.
Özgenin bu lafından sonra söze girerek "ismim anıl" dedi sonra o muhteşem gülümsemeyle "açıklama yapmayı pek sevmem" dedi ben olanları şok içinde izlerken öğretmen tekrardan söz alarak Anıl'a döndü"şimdilik boş bulduğun yere otur" dedi ve sınıfın içinde dolaşarak tam benim oturduğum sıranın dibinde durdu