Soğuk 10- Buz

159 15 0
                                    

 (Önceki bölüm çok kısa ve kötüydü yazarın kendi bölümünü beğenmemesi saçma gelebilir ama valla çok kötüydü :D. 3,036 OKUYUCU!!!!! Hepinizi çok seviyorum.

 Bu bölümü yazmaya geçen hafta başlamıştım fakat sizin de bildiğiniz gibi millet olarak çok üzücü bir olay yaşadık Soma'da hayatını kaybeden tüm madencilerimizin mekanı cennet olsun, toprakları bol olsun, Allah yakınlarına sabır versin.

 Yarın İnkılap ve Felsefe sınavım olmasına rağmen bölümü tamamladım ve beğeninize sunuyorum ee bir vote'unuzu alırım. Multimedia'ya bir şey bulacak zamanım olmadı kusura bakmayın iyi okumalar.)

ARAS'TAN

 İçkinin etkisinden dolayı olacak ki bir kaç dakikadır bana bir şeyler anlatan Alin'in sözlerinden hiç bir şey anlamamıştım fakat son cümlesini yakalağımda ağladığını fark ettim. Gözlerindeki yaşlar içimi acıtıyordu, onları silip onu öpmeyi ne kadar çok istesem de o lanet soğuk tavrımı takınarak hiç bir şey yapmadım öylece onu dinledim çünkü şimdiki tavrımdan ödün verirsem çok yakında bu yaşlar içine akmaya başlayacaktı onu içten içe yiyip bitirecekti ve bana belli etmemek için de ayrı bir çaba gösterecek, gün geçtikçe de bu onu öldürecekti etrafımda sevdiğim, beni seven herkese olduğu gibi...

 "Kaçma benden yalvarırım. Biliyorum çok kötü bir dönemden geçiyorsun seni anlıyorum diyerek sana yalan söyleyemem çünkü anlamıyorum ve herkesin sana bu cümleleri kurduğunu biliyorum ben herkes olmak istemiyorum ben sadece yanında olmak istiyorum. Dilersen seni bir süre yalnız bırakırım ama benden süresiz izin isteme lütfen." dedi ve cümlesini bitirdiğinde ağladığını görmemem için eğdiği kafasını yerden kaldırıp kıpkırmızı olan gözleriyle bana baktı. Ona neden ondan uzak durduğumu anlatmak istiyordum ama beni anlamayacağını ısrarla yanımda olmak istediğini söyleyeceği için bu konuyu açmadım.

 "Alin burada olmamalısın." dedim içimdeki hasrete karşın soğuk bir ifadeyle.

 "Sen de burada olmamalısın bu iğrenç mekanlar sana zarardan başka bir şey getirmeyecek." dedi.

 "Bana karışma duydun mu beni? Bana karşı geliyorsun yanımda durma Alin." dedim içimdeki duyguların tam aksine nefret bürümüş bir ses takınmaya çalışarak ve o sırada bileğini de tutuyordum.

 Bileğini çok sıkmış olmalıyım ki acılı bir şekilde inledi bunu fark edince hızla elimi bileğinden çektim ve onu arkamda bırakarak yürümeye başladım.

 "Tamam." dedi arkamdan ama tamam olmadığını biliyordum Alin bu kadar kolay vazgeçecek bir kız değildi kim bilir aklından neler geçiyordu ama bunun üstünde durmadım.

 Bu halde araba kullanamazdım bu yüzden yoldan bir taksi çevirerek Alin'e seslendim:

 "Buraya gel." 

 Önce gelmek istemese de fazla üstelemeden bana doğru yürüdü. Arka kapıyı açıp onu bindirdikten sonra ben de yanına yerleştim. İçkinin etkisi yavaş yavaş geçmiş olmalıydı ki Alinlerin ev adresini hatırlayabilmiştim. Taksiciye adresi söyledikten sonra kafamı camdan dışarı çevirdim ve Alin'le mümkün olduğunca göz teması kurmamaya çalıştım çünkü ona her baktığımda içimde duvarlarımı yıkma isteği oluşuyordu fakat onun iyiliği için o duvarların yıkılmaması ve her geçen saniye daha da sağlamlaşması gerekiyordu çünkü o duvar yıkıldığı anda altında kalan Alin olacaktı.

 Düşüncelerimden sıyrıldığımda Alin'lerin sokağa girmek üzereydik büyük ihtimalle ailesi onun şuan uyuduğunu düşünüyordu, benim yüzümden ailesiyle sorun yaşamasını istemediğim için sokağa girmeden taksiciye durmasını söyledim ve parayı ödeyerek aşağı indim ve onu beklemeden yavaşça yürümeye başladım bir süre sonra arkamdan gelmediğini fark edince arkamı döndüm, kaldırıma oturmuş ve gözlerini bir noktaya sabitlemiş öylece duruyordu. Yavaşça ona doğru yürüdüm ve yanına oturdum. Ben de onun gibi gözlerimi bir noktaya sabitledim fakat o artık o noktaya değil bana bakıyordu bunu bilmeme, hissetmeme rağmen gözlerimi noktamdan ayırmadım ta ki bir hıçkırık sesi duyana kadar ve ardından bir çift kol tarafından sarılana kadar. Bana işkence çektiriyordu neden bunu yapıyordu ki?

Soğuk: Filizlenen UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin