1.6

3.3K 222 71
                                    

Yatağımın içine rahatça yayılmış elimdeki telefonla meşgul oluyordum. Uygulamadan uygulamaya giriyor, birbiriyle alakasız ve genellikle anlamsız şeylerle vakit öldürüyordum. Yani klasik bir Alina Akşamı. Arada kızlardan gelen mesajlara cevap yazıyordum. Whatsapp'tan gelen bildirim bu sefer kızlardan değildi. İzlediğim instagram videosunu yarıda bırakıp bildirime tıkladım.

Bay Bilinmeyen: Naber?

Oturduğum yerde biraz dikleşip ellerimi klavyeye odakladım.

Alina: Her zaman ki gibi.

Alina: Sen?

Bay Bilinmeyen: Sen cevap verdiğinden beri iyi.

Daha önce de bu cevabı vermişti. Bu ne demekti? Bana yazmadan ya da ben ona cevap vermeden önce kötü müydü? Belki de bir sıkıntısı vardı.

Alina: Ben cevap vermeden önce kötü müydün?

Bir süre tırnağım dişlerimin arasında bekledim. Her soruma anında cevap veren çocuğun beni bekleteceği tutmuştu. Belki de benden daha önemli bir işi vardı.

Bu düşünceden hareketle telefonun orta tuşuna bakarak tüm uygulamalardan çıktım. Müzik listesine girip kendime dinleyecek bir şarkı seçmeye çalışırken bildirim sesiyle seçim işini sonraya bırakarak el çabukluğuyla bildirime tıkladım.

Bay Bilinmeyen: Belki biraz.

Alina: Bir sıkıntın, derdin mi var?

Alina: Anlatmak istersen, dinlemek isterim.

Bay Bilinmeyen: Önemli bir şey değil.

Alina: Bari neyle ilgili olduğunu söyle. Aile? Okul? Arkadaş?

Bay Bilinmeyen: Ortaya karışık. Biraz aile, biraz okul, biraz sen.

Alina: Ben mi? Benimle ilgili ne sıkıntın var ki?

Bay Bilinmeyen: Boşversene beni. Sen napıyorsun? Sinirlerin geçti mi?

Alina: Konuyu değiştirmesene.

Alina: Ama şunu söylemeden duramayacağım. O çocuğu hâlâ öldürmek istiyorum.

Bay Bilinmeyen: Buna sevindiğimi söylesem? Fjdöxçemxçsmdsö

Alina: Sen de benden manyaksın derim djdmxçsmxçdm

Alina: Şimdi sana geri dönelim.

Bay Bilinmeyen: Dönmeyelim.

Alina: Derdini, sıkıntını dinlemek istiyorum. Seni tanımamı istiyordun ama şimdi sorularımdan kaçıyorsun. Ben senin sadece güzel yönlerini değil, kusurlarını da bilmek istiyorum. Sadece sevdiklerini değil, sevmediklerini de bilmek istiyorum. Dertlerini, sıkıntılarını paylaşmazsan aramızda bir bağ oluşmasını bekleyemezsin ki. Sonuçta bana bir mesaj attın ve ben sana az da olsa alıştım. Bana aşık olmana bir şey diyemem. Ama bana değer veriyorsan ben de sana değer vermek isterim. Arkadaş olarak ya da belki daha farklısı onu zaman belirler. Bu yüzden kendini kapatma bana karşı.

Bay Bilinmeyen: Haklısın.

Bay Bilinmeyen: Seni bu yüzden seviyorum. Öyle güzel düşüncelerin var ki, kalbin o kadar masum ve temiz ki.

Bay Bilinmeyen: Seni çok seviyorum.

Bay Bilinmeyen: Bu sözlerim seni zora sokuyor biliyorum. Diyecek bir şey bulamayıp kendini kötü hissediyorsun. Özür dilerim ama seni çok fazla seviyorum.

Bay Bilinmeyen: Böyle gökyüzündeki en güzel yıldız senmişsin de ben o yıldızlara uzanabileceğini sanan küçük bir çocukmuşum gibi. Her an parıldıyorsun ve ben deli gibi sana dokunmak, seni avuçlarımda saklamak istiyorum. Gökyüzünde değil de ellerimde ol istiyorum. Çocuk aklı işte, çatılara çıkıyorum sana ulaşmak için ama nafile. Ulaşamadığım her an için oturup ağlamak istiyorum. Benden önce sana birisi ulaşır diye aklım gidiyor ya da sen başka birinin kucağına düşersin de bir daha seni gökyüzünde bile göremem diye. Sana bakıyorlar ve ben hiçbir şey diyemiyorum. O benim, o bana ait, bakmayın diyemiyorum çünkü değilsin. Benim değilsin, bana ait değilsin. Sen gökyüzüne aitsin. Ve ben sana bakanları, hatta senle konuşanları gördükçe bile çıldırıyorum, daha yükseklere çıkıyorum sana ulaşmak için. Ama bir gün çıktığım o yükseklerden yere çakılırım diye korkuyorum.

Bay Bilinmeyen: Anlıyor musun?

Bay Bilinmeyen #TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin