×3×

210 28 4
                                    

Zor olsa da kadını otopsi için ikna etmiştim ama sorun şuydu ki otopsi sonucundan da bir sonuç çıkmamıştı

"Emin misin jongin?"

Jongin elinde ki kahveyi yudumlarken kaşlarını çattı ve sehuna döndü "sana söyledim otopsi ise yaramayacak."

Hep birlikte personellerin dinlendiği oda da oturmuş bunu tartışıyorduk. İlk günden hastaneden korksam da başka çarem yoktu.

"Baekhyun arıyor"

Sehun cebinde ki telefonu çıkarıp bana bakmış ve telefonu cevaplamak için bizden uzaklaşmıştı

"Söylediğim saçma olabilir ama efsane gerçek gibi"

Jongin masaya doğru eğilip gözlerime baktı "öyle bir şey imkansız hei"

"Ah gerçekten bu kadar doktor ölüm sebebini bulamıyor bu mantıklı mı?"

"Gerçek olsa ne yapardın?"

Jongin tek kaşını havaya kaldırmış meraklı gözlerle bana bakıyordu. Kabullenmek aklıma gelse de böyle bir durumda ne yapacağımı bilemezdim

"Sanırım burdan ayrılırdım. Ya da onlarla konuşmayı denerdim"

Jongin ikinci seçeneği duyunca şaşırmıştı "cesur olsan da onların karşısın da savunmasızsın"

"Yani sende inanıyorsun onların varlığına"

Geriye doğru yaslanmış ve elindeki kağıt bardağı buruşturup çöpe basket atmıştı
"Sadece varsayım da bulundum."

Göz temasından kaçınması jonginin bir şeyler bildiğini açıkça ortaya seriyordu. Üniversite de kısa bir süre aldığım psikoloji dersi ile insanların beden dilini anlayabiliyordum.

"Neden telaşlandın?"

"Ah hei baekhyun seninle konuşmak istiyor ve bu sefer gerçekten sinirli"

Sehun araya girip telefonu bana uzattığında sorduğum soru havada asılı kalmıştı ve jongin halinden memnun görünüyordu

Sehunun elinde ki telefonu alıp odadan çıktım "efendim Baek?"

"Nerdesin sen? Telefonun ne işe yarıyor"

"Yah sakin ol sessizdeydi"

Baekhyun nefesini verdiğinde şuan ki yüzünü tahmin edebiliyordum

"Pekala nasılsın? Zorlanıyor musun?

"Hayır. Pek hasta gelmiyor ama korkuyorum. Şu efsaneden dolayı"

"Yakında geleceğim sadece burda bir ayımı tamamlamam gerekiyor"

"Baekhyun benim yüzümden seninde buraya gelmeni istemiyorum"

"İstediğini şöyle bir ay sonra oradayım. Ayrıca telefonlarına da bak lütfen sehunu aramak zorunda bırakma beni"

"Tamam kendine iyi bak"

"Seni seviyorum"

Son cümleden sonra yüzüme kapanan telefonla şaşkınca boş ekrana baka kalmıştım. Neden aniden söyleyip kapatmıştı ki.

"Hei?"

Sehun arkamda belirdiğin de telefonu ona uzatıp boşta kalan ellerini cebime koydum.

"Teşekkür ederim"

"Önemli değil. Acile gidiyoruz inşaat kazası nedeniyle iki kişi getirmişler "

"Öyle mi? Gidelim o zaman. Jongin nerede?"

TOWN [KAİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin