Merhaba kardeşlerim, sevgili okuyucuyular! Yorumlarınız için teşekkür ederim. Üzülerek söylüyorum ki (dldjdldndosmsı) oylar için aynı şey geçerli değil. Hani azıcık eliniz kaysa da yıldızın üstüne bassanız. Tabii beğenirseniz de vote verebilirsiniz. ❤️Ekin'den
"Ay gördün mü ne yaptım!" Ordan oradaya koşturarak sevinen Çağrı'ya bakıp bir kez daha göz devirdim. Damla'ya yaklaştım.
"Bu çocuğu sevdiğine emin misin?" Yüzünde tebessümle bana döndü.
"Min Yoongi'yi tercih ederdim ama Çağrı'yla idare edeceğiz."
"O kim lan?" Damla'yı duyunca üstümüze çullandı.
"Yakışıklı, ünlü, sevimli, şarkıcı aynı zamanda iyi dans ediyor. Ortak noktamız bile var. Poposuna kalp yapıştırmasından bahsetmiyorum. Uyumayı seviyoruz." Çağrı elini ensesine attı.
"Ben de uyumayı seviyorum." Hallerine güldüm ve Ege'nin yanına gittim. Ayakta dikiliyordu."Buradan ne zaman çıkacağız?" Bana baygın bir bakış attı.
"Çağrı'ya uyuyoruz."
"Neden?" Bir süre düşündü.
"Haklısın. Hadi gidelim. GİDİYORUZ AHALİ!"***
"Hayır anne, dünya turuna falan çıkamazsın! Yeter artık özledik seni. Otur dizimin dibinde. Ne işin var Danimarka'da?" Damla salonda bir sağa bir sola giderken ben şapırdatarak meyve yemekle meşguldüm.
"Arkadaşın mı evleniyor, hangi arkadaşın?" Doğu bana yaklaşıp ağzını açtı. Yarısını ısırdığım meyve dilimini ağzına attım. Yavaş yavaş çiğnerken bana öpücük attı.
"Danimarka'daki mi? Cidden mi!" Dizlerime yatan Çağrı ağzını açtı. Normal şartlarda benim ağzıma hayatta sığmayacağı bir dilimi ağzına tıktım. Gözlerini büyüttü.
"Tamam Danimarka'yı anladım. Kutuplarda kadın başınıza ne yapacaksınız?" Çağrı ağzındakini bitirmiş olmalı ki konuşmaya başladı. "Bak benimkide insan ağzı. Yılan değilim yani. Onu nasıl bana yedirirsin!" Ona bakıp şirince gülümsedim.
"Yuttuğuna göre sorun yok.""Tamam anne sonra konuşuruz. Öptüm." Telefonu kulağından çekti ve koltukta oturan Berk'e attı. "Annem dünya turuna çıkacakmış."
Berk ayağa fırladı. Saçma bir dans hareketi -pardon fil taklidi- yapmaya başladı. Bir yandan da Shape of you parçasının ritminde mutasyona uğramış bir şarkı uydurdu.
"Oh I oh I oh I oh I, ev bana kaldı. Oh I oh I oh I oh I, yapacağım parti. Eve kız atıp kovacağım Damla'yı."Ege oturduğu yerden Berk'in bacağına tekme attı.
"Hadi lan ordan. Geçen böyle söylediğinde Damla'dan dayak yiyordun." Berk onu takmadı ve fil taklidinden orangutan taklidine seviye atladı.Çağrı, Berk'e ithafen konuştu.
"Güzel uydurdun kardeşim." Berk göz kırptı.
"Eyvallah enişte." Çağrı'nın hoşuna gitmiş olmalı ki pis pis sırıttı. Damla ise duymazdan geldi. Çağrı'nın kafasını nazikçe üstümden çektim. İpleri ele alma zamanıydı."Gençler sizce de konuşacak konular yok mu? Aynı zamanda doyurulması gereken mideler?" Göbüşümü gösterdim.
"Birşeyler söyleriz. Ne istersiniz?" Batu telefonunu eline aldı. Heyecanla el çırptım.
"Pizza!" Damla bana göz devirdi.
"Yakında pizza doğuracaksın." Tekrar el çırptım.
"Hamburger!" Batu kafasıyla onayladı.
"Döner söylüyorum o zaman." Gülmeye başladılar.***
"Neden böyle bir şey yapmış olabilirler ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMUŞ GÜÇ
Contoİnsanlık için büyük, Benim için çok büyük bir adım. Yani sanırım. Kolay şeyler yaşamıyorum. Belki de delirdim ama yalnız değilim. Birbirimizi bulduk. Sonra? Amacımız ne? Süper kahramancılık mı? Bitti sanarken hâlâ fragmandaydık. Başrollerin biz oldu...