Korna sesi ile gözlerimi açtım İstanbul'un bu lanet trafiğine. Ailemden uzakta olmanın verdiği his bir yana bir de yolculuğun sebep olduğu baş ağrısı ile çekilmez bir yolculuktu ancak nihayet otobana varabildik.
Birlikte büyüdüğüm ve her anımızı bildiğimiz yakın arkadaşlarımdan olan Eda ile aynı evde kalacağız ve kirayı bölüşeceğiz, en azından şimdilik plan bu.
- Edağğğğ!
- Mirağğğ ! Olm çok özledim seni la , insan bir arar halimi hatırımı sorar be.
- Uzatma geldim işte, neyse ya benim götüm dondu bir an önce eve gitsek?
Eve geldiğimizde Eda bana sımsıkı sarıldı. Ve tabii bu vıcık vıcık 'hoş geldin' anından beni kurtaran şey yanık kokusu oldu.
- Eda bu koku ne?
- Bilmem bakıyım.
Hemen mutfağa koştuk. Usain Bolt görse kıskanır yani o derece.
- Kek hazırlıyım dedim onu da elime yüzüme bulaştırdım yea. diye söylenmeye başladı Eda.
- Kızım sen bu gidişle evde kalırsın, yürü hadi yürü.
- Off Mira yea, hem benim sevdiceğim var bi kere .s.s
- Ne sevgilisi la? Gülsüm Teyze seni paramparça edecek.
- Hiii! Ama çok tatlı ya. Bi görsen, böyle çok seviyoruz birbirimizi.
- İyi halt ediyorsunuz. Neyse ya odam nerede benim? Duş alıyım sonra ohh yan gel yat.
- Yok öyle yan gel yat falan. Senle gecelere akacağız bugün. Hem sevgilimle de tanışırsın fena mı olur? Bak şu banyonun yanındaki oda senin. Duş al bekliyorum bak burada.
- He, He. Ok.