(4) Sarhoş bir Sinan

173 15 10
                                    

Bir hafta geçmisti, ikisi birbirilerini hiç görmemişdi. Yalnız Sinan Hazanı gözetliyordu ondan habersiz. Sinan özlemini böyle gidermeye çalışıyordu.
Hazan ise bir haftadır işe gitmiyordu.
Doktordan rapor almışdı ve tüm gününü evde geçiriyordu. Ev işleri yapıyordu, çünkü siniri ve üzüntüsü ancak böyle biraz gidiyordu. Ece ile Annesine de hiç bir şey anlatmıyordu.
Onların ise doğal olarak kaygıları vardı.
Sinan çok bitik haldeydi, hergün hazanın evinin önünde saklanmış halde onu izliyordu. Bazı günler orda sabahlıyordu. Ama daha onun yanına gitmek istemiyordu, ona biraz zaman vermek istiyordu.

Bu akşam ama Sinan kendini alkole vermişdi.

Sinan: Bir tane daha.

Adam ona şaşkın şaşkın bakıyordu, çünkü çok içmişdi.

Sinan: Ne duruyorsun?! Versene. Parayla değil mi?!

Adam ona yeni bir içecek verdi.
Bir kaç tane daha içtikden sonra, sızmışdı. Yarım saat sonra biraz ayıldı.
Ve kendini arabanın içine attı. Baya bir zorlandı arabayı çalıştırmaya.

Sinan: Nerden giriyordu bu anaktar ya? Çalış, çalış...

Sonunda yerini buldu ve araba çalışdı. Yola koyuldu, ama kendi evine değil, Hazanın evine, çünkü kaç gündür bir tek Hazana gidip duruyordu. Her yer çok karanlıkdı.
Ama Sinan bir kaza yapmadan Hazanın evine gelmeyi başarmışdı.
Arabayı kapattı ve Hazanın kapısına doğru ilerledi.

Hazandan: Tek başınasin bu demek oluyor ki, ne kadar ağlamak istiyorsan, ağlayabilirsin. Çünkü kimse seni duymaz. Annem ve Ece bir nişana gitti, bugün orda yatılı kalacaklar.

Birden Hazan kapısının onünde bir ses duydu.

Sinan: haha saksı kırıldı😂

Hazan kapıyı açar ve Sinanî görünce çok şaşırır.

Hazan: Yaa... ya senin ne işin var burada?

Sinan: Şeeeyy Hazan *hıçkırık* ben bilmiyorum, kendimi burda buldum *hıçkırık* 😂

Hazan: Birde sarhoş yaa, allah kahretsin seni...

Sinan: Beni içeri almayacak mısın?

Hazan: Şaka yapıyorsun değil mi? Herhalde hayır!

Sinan: Ama bak Hazan, ben arabayı nasıl kullanayım şimdi? Görmiyormusun halimi? *hıçkırık*

Hazan: Bana ne yaa, ben senin bekçin miyim kardeşim. Nasıl geldiysen öyle git.

Sinan: Ama ben evimin yolunu bilmiyorum, benim bütün yollarım sana çıkıyor.

Hazan: Git o zaman dışarda kal. Birisi falan görecek yaa. Hadi hadi...

Ve Hazan kapıyı Sinanın üstüne kapatır.

Sinan: Inatçı...
Bende o zaman kapının önünde yatarım.

Hazan camdan ona bakıyordur.

Hazandan: Yaa allahım bu beni herkese rezil edecek. Kalk sana ordan yaaa...
Üfff yaaa, tek seferlik Hazan, tek seferlik!

Hazan kapıyı açar.

Sinan: Beni içeri mi davet ediyorsun yoksa? *yavru köpek gibi bakar*

Hazan: Gir içeri, gir.

Sinan içeri girer.

Sinan: Ehh ne yapıyoruz?

Hazan: Ne ehhhsi, sen orda yatıp zıbarıyorsun, bende kendi odamda.

Sinan: Ben sandımki...

Hazan: Ne sandın... sen ne sana bilirsin acaba yaa...

Birden Sinanın gözünün önü kararır ve tam düşecekken Hazan onu tutar.
Ikisi çok yakındı birbilerine. Sinan Hazana hayranlıkla bakmakdayken, Hazanda sanki onun gözlerin içinde kaybolmuşdu.
Biraz böyle bakışdılar.

Aşk Tutulması❤Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt