twenty three | that was how i loved you in the end

3.2K 351 146
                                    


Bölümler Düzenlenmiştir

Her şeyden vazgeçmeye hazırdım.
Aşkla aklımın yarısını kaybetmiştim.
Ve soluk parıltısının yanında bir süre daha oturmama izin verilirse bir dakika daha yanmaya devam edebildiğim sürece, ateşe ne attığımı iki kez düşünmeyecektim.

Sonunda seni böyle sevdim.

Vücudum soğuk ve titriyordu.

Boş ellerle için için yanan külün üzerinde dakikaları sayıyordu.

***

Namjoon'dan.


"Joon.." diye mırıldanan güçsüz bir ses duydu yatak odasında.

Namjoon duyduğu ses ile hemen arkasına dönmüş, sevgilisi Heesun'a bakmıştı.

Güzeldi, güzel görünüyordu sevgilisi.

Bir an ama bir an için yatakta yatan Seokjin canlandı gözünün önünde.
Ama Heesun gibi sevimli değil kırgın bakıyordu Jin.

Çünkü genelde olduğu gibi Namjoon'un yine onu azarladığı sabahlardandı. Bir türlü ütüsü güzel olmayan gömlek için azarlamıştı eşini.
Ve o da sesini çıkarmamıştı .

"Efendim bebeğim?" diye seslendi yatakta uzanan kadına.

"Dolaptan bugün için hazırladığım kıyafetleri getirip beni giydirmek ister misin?" Kadının sevimli olmasına karşın seksi sesine birazcık şaşırdı.

Çünkü daha önce kimse ondan kıyafetlerini ayağına getirmesini istememişti.

Jin her akşam giyinme koltuğunun üstüne bırakırdı kıyafetlerini.

"Hem umarım kahvaltı hazırlamışsındır Joonie, bugün çok yorgunum."

Hayır kahvaltı falan hazırlamamıştı. Namjoon böyle şeylerden anlamazdı. Mutfağa girdiği zamanlar bir elin parmağını bile geçmemiştir belki de.

Huzursuz hissetti, birazcık da sinirli.

Çünkü birkaç aydır birlikte olduğu kadın daha önce böyle şeyler istememişti. Genellikle kahvaltıyı hazırlamış olurdu. Şimdi neden bu tarz şeyler istiyordu ki?

"Erken çıkmam gerek Heesun, üzgünüm bebeğim. Hatta geç bile kaldım." diye mırıldandı. 

Yalandı.

İşi yoktu ve geç de kalmıyordu.

Sadece Heesun'un bu isteklerini yerine getiremeyecekti.

Suratını asıp, dudaklarını büzen kadına döndü.

Jin de dudaklarını büzerdi ama genelde istediği şey olmadığında değil, umutsuz olduğunda yapardı.

Kendine bir kez daha şaşırdı. Bu saçma düşünceler de nereden geliyordu aklına?

Heesun'un yanına gitti ve dudaklarına bir öpücük bırakıp hızlıca odadan çıktı. 

Arabasına binip, yan koltuğa ceketini bırakırken bir görüntü daha canlandı aklında.

Ceketini hep yan koltukta oturan Jin tutardı.

"Aptalsın sen aptal. Neden o varken böyle bir şeyi açıkladık ki? Onun yüzünden şimdi vicdanım susmuyor. Evet evet tamamen vicdanımla alakalı."

house shaped heart' namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin