Ela,kapıya yürüdü.Ama nasıl davranacağını bilmiyordu.Ali'nin onu onaylayan bakışları ile karşılaşınca kapıyı tam olmasa da açtı ve kafasını kapının yanından uzattı.
"Buyrun,kime bakmıştınız?Yanlış geldiniz sanırım."
"Ali Sancak burada mı?Valla adres burayı gösteriyor.Siz kimi oluyorsunuz?"
Ela"Arkadaşıyım."diyemedi.Yalanı büsbütün ortaya serilirdi.Bu yüzden:
"Sevgilisiyim."dedi.
"Sizi rahatsız ettiysem özür dilerim.Ama Ali Bey'in bizimle merkeze kadar gelmesi gerekiyor."
Ali,Ela'nın arkasından belirdi ve Ela'ya güven dolu bir bakış attıktan sonra "Ben suçsuzum."dermişçesine,umursamazca ellerini polislere uzattı.Polisler,Ali'nin elini kelepçelediğinde,Ela'nın yüreği korkuyla doluydu.
Ela,hemen üstüne bir mont alarak karakola giden polis arabasının peşinden gitmek üzere bir taksiye bindi.
"Karakola."dedikten sonra arkasına yaslandı.
Gözlerini kapattı.Sonra derin bir nefes aldı.İçinden"Ali'ye bir şey olmayacak,ona asla bir şey olmayacak."diye geçiriyordu.
Yarım saat kadar sonra taksiden indi ve karakola doğru oldukça korkulu adımlarla ilerledi.
İçeri girdiğinde bir koltuğa oturdu ve sessizce beklemeye başladı.
***
Ali,yaptığından pişman değildi.Ama pişman olacağa benziyordu.Hayatında işlediği ilk cinayet değildi bu.Sonda olmayacaktı elbet.Başkalarını hayatta tutmak istiyorsa,kendi özgürlüğünü tehlikeye atmak zorundaydı.
3 SAAT ÖNCE
Ali,çalılıkların etrafından,yaprakları hışırdata hışırdata yürüyordu.Ormanın oldukça sessiz olması,onu kuşkulandırmıştı.Sonra arkasından bir ses duydu:
"Ali Bey!Gelmişsiniz bakıyorum da..."
"Bak,çok vaktim yok.Ne diyeceksen de.Sonra kapat o lanet çeneni."
Kıvanç,Ali'nin ölümüne düşmanıydı.Bir bakan olması,onu Ali'den bir adım öne sürmüştü.Ali,ondan nefret ediyor,yüzünü görür görmez midesi bulanıyordu.
"Hülya elimde.Akıllı ol."
Tabii ki Ali'nin aklına isim olarak hemen o çok sevdiği kadın gelmişti.Sinirden dişlerini sıktı ve onların arasından konuştu.
"Ne istiyorsun?!Ne yaptın ona?!"
"Şeyy..Şuanlık sadece onu birazdan benimde olacağım odaya götürdüm."
Kıvanç,pis pis sırıttı.Ali:
"Aşağılık herif!Bırak onu!"dedi ve yakasına yapıştı.
"Sana akıllı olmanı söyledim.Bu arada,yaramazlık yapma,sana hiç yakışmıyor Alicim."
Ali,sinirden yumruklarını sıkmıştı ama nereye kadar sıkacaktı...Cebinden olacakları sezdiğinden dolayı cebine koymuş olduğu silahını çıkarttı ve kavradı.Kıvanç'a doğrulttu.Kıvanç:
"Ohh oho!"dedi sinir sinir sırıtarak Kıvanç.
"Hülya nerede?"
Kıvanç,sesini çıkarmadı.Ali,sabretti.Ve bir kez daha sordu:
"Hülya nerede dedim?!"
Kıvanç,yine sesini çıkarmayınca Ali,sinirle tetiği çekti.Ve ıssız ormanda bir "bum"sesi duyuldu.
Ali,elinden silahı düşürmüştü,dehşetle Kıvanç'a bakıyordu.Sonra kendisini zorlukla toparladı.Hülya'yı aramaya başladı.Ama her yere baksa da onu bulamıyordu.
O sırada telefonu gürültüyle çalmaya başladı.Hemen telefonunu cebinden çıkardı ve baktı.Hülya arıyordu.
Kısa bir şoka uğradıktam sonra,telefonu meraklı bir şekilde açtı.Kısa şoku,Hülya rahat rahat konuşmaya başlayınca son buldu.
Bölüm sonu.
Arkadaşlar,eğer hikaye hakkında fikirleriniz varsa instagram adresim:
mysweethantol
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEMBE YALANLAR
General FictionAli ve Ela'nın Yalan Dünyası'nda kaybolmaya hazır mısınız?Cevabınız evetse,kaçırmayın derim! "Onun bambaşka bir dünyası var.Ve ben bu dünyada kaybolmayı seviyorum." •Ela Özer•