Clay
Koltuk altına sıkıştırdığı kitaplarını bir masaya bırakmak için can atarken sınıfa adım attı ve etrafta gözlerini gezdirdi. Bulduğu ilk yere oturdu. Yanı da boştu ayrıca. Kafasını dinlemek için en arkada güzel bir yerdeydi.
Öğretmenin gelmesini beklerken kafasını masaya koyup bekledi. Aptalca sohbet eden insanları izlemekten başka yapacak hiçbir şeyi yoktu.
Sonra boş yanında bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında cılız, sarı saçlı ve hayattan bezmiş halde bakan bir çocukla karşı karşıyaydı. "Merhaba," dedi sarışın çocuk hafif bir tebessümle. Göz altlarına bakılırsa basbayağı yalan bir gülümsemeydi. "Adın ne?" diye devam etti.
Clay bir an duraksadı. Sanki adını unutmuştu. "C-Clay Rogerstark" diye cevapladı. Hiç merak etmese de o da aynı soruyu sordu. "Johnny Storm" cevabını aldı. Sonra memnun oldum falan filan. Clay bu okuldaki insanların -kendisi hariç- hiçbirini sevmezdi. Bu yüzden kimseyle tanışmamak için kendini şartlandırsa da "dakika bir gol bir" yine tam onu anlından vurmuştu.