James ve Lily'nin Ölümü

Patiayak

Bir kaç saniye geçmişti ki arka odada bir tıkırtı duyuldu , tıkırtıdan çok gürültü gibiydi. Sanki yere bir şey düşmüştü. James ve Lily hemen asalarını çıkarttılar ve Harry'i de kucaklarına alıp arka odaya koştular. Kapıyı açtıklarında odanın zemininde bir köpek yatıyordu. Köpek birkaç saniye içinde Sirius'a dönüştü. Sirius, odanın köşesinde kalan ve animagus şekliyle kolayca giriş-çıkış yapabilsin diye hazırlanan küçük oyuktan girip odanın ortasına yığılmıştı. James ve Lily hemen onun yanına gidip onu ayağa kaldırdılar. Yavaş yavaş içeriye doğru yürüyerek onu koltuğa oturttular. Sirius'un alnından ve kolundan kan sızmaktaydı. James '' Sirius dostum ne oldu sana böyle? '' dedi.

Lily de James de çok endişelenmişlerdi. Sirius'un alnındaki ve kolundaki yarayı temizledikten sonra konuşmaya başladılar. Sirius ''Akşamki toplantının ayrıntılarını konuşmak için Longbottom'lara gidiyordum , evlerine vardığımda hiçbir gariplik hissetmedim. Arka kapıdan eve girdikten sonra artık güvenli diye insan şeklime dönüştüm ama ev, ev büyüyle işaretlenmiş. Aniden etrafımı Ölüm Yiyenler sardı ve içlerinde kuzenim Bellatrix de vardı , bana ilk saldıran da o oldu. Ben de hemen karşı saldırıya geçtim. Evden bir şekilde çıkmayı başardım ama dışarıda da peşimi bırakmadılar. Ara sokaklarda birkaç Ölüm Yiyen hakladım ama ben de yaralanınca kaçmak zorunda kaldım. Peşimde olan Ölüm Yiyen : 'istediğim kadar kaçabileceğimi , yine de bizi bulacaklarını ve sonumuzun Longbottom'lar gibi olacağını' söyledi.

''Merak etme Black, Crutiatus laneti en ketum ağızları bile bülbül gibi şakıtır'' diye bağırıyordu peşimden.

İyice uzaklaşıp güvenli bir yere cisimlendikten sonra dönüşüp, yola Patiayak olark devam ettim. Şimdi de buradayım işte''.

''Demek Longbottom'lar yakalandı'' dedi James. Endişeli gözlerle James' e bakarak ;

''Artık yoldaşlıktan hiç kimse güvende değil, eğer onları buldularsa bizi de bulmaları an meselesi '' diye lafa karıştı Lily.

''Endişelenme canım , dostlarımızdan başka burada olduğumuzu bilen kimse yok'' dedi James ve ;
''Dostlarınız da sizi ele vermektense ölmeyi tercih ederler'' diye ekledi Sirius.

Bu sırada Harry huysuzlanmaya başladı. Lily bir süre onu sakinleştirmeye çalıştıktan sonra;

''Harry bile kötü bir şeyler olduğunu hissediyor, özellikle son zamanlarda çok huzursuz'' dedi.

''Hissedecek tabi, annesi kadar zeki ve anlayışlı, babası kadar da cesur ve haylaz; sonuçta bizim çocuğumuz o'' diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı James ve Sirius'la birbirlerine bakarak gülümsediler.

'' Ayrıca vaftiz babası gibi de yetenekli ve mükemmel bir büyücü olacak'' diye muziplik yaptı Sirius.

Lily de içindeki sıkıntıya rağmen gülümsemeye çalıştı. Kocasının ve en iyi arkadaşının onu rahatlatmaya çalıştıklarını biliyordu. ''En iyisi ben Harry'i yatırayım'' diyerek odadan ayrıldı.

Harry'nin uykuya dalması fazla uzun sürmedi. Lily bir süre oğlunu izledi, onu ne kadar çok sevdiğini düşündü; onun James'e ne kadar çok benzediğini. Birden gözleri doldu. Onu kaybetmek istemiyordu, oğlundan ayrılmak istemiyordu. Acaba birlikte ne kadar zamanları kalmıştı? Onun büyüdüğünü görebilecek miydi, ilk adımını, ilk anne deyişini, Hogwarts'a ilk başladığı günü, öğrendiği ilk büyüleri....?

Kendisi mutlu bir çocukluk geçirmemişti. Onun kendisinden farklı olduğunu anlayan ablası tarafından sürekli 'ucube' diye itilip kakılıyor, sürekli dışlanıyordu. Tek dostu Severus'tu. Tüm yalnızlığını onunla paylaşırdı. Acaba kendi oğlu da büyüyüp güzel arkadaşlıklar yaşayabilecek miydi? ''Peki ya James ve bana bir şey olursa Harry ne yapar o zaman! Tek akrabamız ablam ve eniştem .Ama hayır Harry'nin Petunya ve Vernon'la büyümesini asla istemem. '' Kendi kardeşine bu kadar kötü davranan biri yiğenine ne yapmazdı. Zaten Harry'i asla istemezlerdi. Hem Sirius vardı, o Harry'i yalnız bırakmazdı. Lily düşüncelerinden koparak içeriye salona geçti. Bundan sonra nereye gidecekleri, ne yapacakları ve Longbottomların ve Yoldaşlığın kaderinin ne olacağı hakkında hararetli bir şekilde konuşan James ve Sirius Lily'nin geldiğini farketmediler bile.