31 Ağustos 2010
Şu an uçaktayım ve ailemin bundan haberi yok.18 yıldır ailemden habersiz adım atmadığım halde nasıl Londra'dan New York'a uçuyorum ve bu cesareti nereden buluyorum hala anlamış değilim ve umarım anladığımda çok geç olmaz fakat bu benim suçum değil.Bu zamana kadar hayallerimi gerçekleştirmem de biraz olsun bana yardım etmiş ve destek çıkmış olsalardı işler bu noktaya gelmezdi.Aylardır yalvarıyorum aileme bu konsere gidebilmek için.Sadece onu metrelerce uzaklıktan görmek için yalvarıyorum.Ama gelin ve görün ki zerre olsun ilgilenmediler.Bende aylardır okul çıkışları ailemden gizli olarak çalışıyorum para biriktirip konsere gidebilmek için.Asıl zor olan Mandy'nin ailemi saatlerce nasıl oyalayacağı.Çünkü onlara Mandy'lerde kaldığımı ve ders çalışacağımı söyledim.Ne ders ama (!) Justin Bieber konserine gittiğimi bilseler sanırım bu sonum olur.En son onlara geçen yaz üniversiteye yazıldığımda yalan söylemiştim.Onların bildiği kadarıyla Mimarlık okuyordum ama aslında Radyo ve Televizyon bölümü 1. sınıf öğrencisiydim.Neden yaptın diye sormayın,çünkü yine hayalime destek çıkmadılar ve bende bunu yapmak zoruna kaldım.Şu anda bir diğer hayalime saatler kaldı.Küçük ayaklarım olmasına rağmen bu kadar büyük adımları nasıl atıyorum anlamadım.Heyecan bu olsa gerek.Nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yok.New york neresi,Madison Square Garden hangi cadde de ve ben oraya nasıl gideceğim.İşte tüm bu sorularla aval aval etrafa bakarken yanımda bir kız belirdi.Bileklikleri,mor kıyafetleri ve ellerinin titremesinden Belieber olduğunu anlamıştım.Tanrı sesimi duymuş ve onu bana göndermişti sanırım.Konser alanına geldiğimizde ilk defa kendimi bir yere bu kadar ait hissettim.Etrafımda ki herkes benimle aynı duyguları paylaşıyor ve heyecandan ağlıyorlardı derken O geldi ama o sıra Mandy'le telefonda atıştığımızdan dolayı ben onu görememiştim.Salaklığıma küfür etmeye başladığım an MSG'nin kapıları açıldı ve konser alanını doldurmaya başladık.Önlerde değildim,fakat arkadada sayılmazdım.Onu çok net görebiliyor ve o mükemmel sesini ilk defa canlı olarak duyabiliyordum.Aileme yalan söylemiş olmam ve eve gittiğimde yaşanacakları düşünmüyordum çünkü şu an hayatımda yaşadığım ve yaşayacağım en güzel anımdı.Keşke M&G e de girebilecek param olsaydı,ona dokunabilseydim,gözlerine bakıp onu sevdiğimi söyleyebilseydim.Keşke hayallerim gerçek olsaydıda...Neyse.
1 Eylül 2010
Saat: 01.00
Konser 3 saat önce bitti ama ben MSG'den yeni ayrılıyorum.Ne oldu,nasıl yaptım,oraya nasıl girdim bilmiyorum ama güvenlikleri alt edip M&G e girebildim.Tanrı bugün benden yanaydı.O küçük bedenini gördğüm an hissettiklerim ne diye sorarsanız,cevap veremem.O kadar karmakarışık ve büyüleyici ki.Ona dokunmadan önce rüya olduğuna inandırmıştım kendimi ama daha önce rüyalarımda milyonlarca kez ona sarılmama rağmen kokusunu duymamıştım.O halde rüya olamazdı.Kusursuzdu.Gerçekten kusursuz.Ama bakışları çok farklıydı,o kadar içten ve sıcaktı ki.Beni gördüğü ilk anda yüzü ifadesizdi ve ne yalan söyleyeyim beni kovucağını bile düşünmüştüm.Ağlıyor ve titriyor olmama dayanamadı sanırım ve benimle 3 adet fotoğraf çekildi.Sonuç; Hepsinde çirkinim.Ama hayatımda yaşamış ve yaşayacağım en mükemmel duyguydu sanırım.Sanırım mı ? Tabiki de hayatımda yaşayacağım en mükemmel duygu.
Meraba arkadaşlar.Yazdığım ilk hikaye.Aslında aylar önce başlamak istemiştim ama ne wattpadim vardı ne de cesaretim.Umarım hikayeme ulaşır ve okursunuz :) Yorum yapmasanız bile vote larsanız beni mutlu edersiniz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Has Come True | JustinBieber
FanfictionDaha önce okuduğunuz bütün FanFictionları unutun. Bu hikayede kötü çocuk ya da masum kız yok. Bu hikayede hayranına aşık olan ve yıllarca dünyanın her köşesinde onu aramış ünlü bir Justin Bieber,kalbi kırık ve aşka olan inancını kaybetmiş,tek istedi...