Bölüm 6 Kira
İlk mekanıma yaklaşırken içimi anlamsız bir tereddüt kapladı. Sonuç olarak Kira - belirtmek gerekirse takım içinde güvenlikten dolayı herkesin bir takma adı vardı ve onun da Kira idi – benim yüz üstü bıraktığım bir takımın elemanı idi. Ve şu an ondan yardım isteyecektim. Bunun rahatsızlığı ile ruh halim gibi biraz bozuk olan havada kıyıya yaklaştım ve mikrofonumu takıp kuleden iniş izni istemeye hazırlandım;
‘’ DHC-6 Twin Otter’dan kuleye . Kule iniş için izin istiyorum. ‘’
‘’ Kimsiniz? Ve ülkemize ne için geldiniz? ‘’
‘’ Adım Andy Thomson ve ülkeye dövüş okulları için belgesel çekmek için geldim. ‘’
‘’ Tamam Bay Andy. Ülkemize hoşgeldiniz. 4. Kıyı pistine iniş yapabilirsiniz. ‘’
‘’ Teşekkürler. ‘’
Dedikten sonra kuleye lanet okudum. 4. Kıyı pistinin nerde olduğunu neden söylemez ki. Neyse ki teknolojinin icatlarından navigasyon sayesinde kıyı pistini hemen buldum ve uçağı iniş için hazırladım ve piste doğru inişe geçtim. Biraz sert de olsa indikten sonra kıyıdaki gümrüğe giriş yaptım ve görevliye doğru yürüdüm. Birazcık Japonca bildiğimi sanmanın umuduyla görevli Japoncaya konuşmaya başladı;
‘’ Hoş geldiniz, Bay Andy ‘’
‘’ Hoş bulduk … ‘’ İyi ki Kira’dan konuşabilcek kadar Japonca dersi almıştım.
‘’ Hinata … ‘’
‘’ Hinata. Hinata desem problem olmaz değil mi? ‘’
‘’ Tabiki de hayır. Sizin gibi insanlar nadiren gelir bu ülkeye , gelen belgeselcilerin çoğu yaşlı insanlar. ‘’ dedikten ve gülümsemesinden sonra anladım ki yaptığım çapkınca hareket işe yaramış durumdaydı. Pasaportumu uzattım ve damgayı bastığı gibi çantamı alıp çıkışa doğru yürümeye başladım. Kapıya yaklaştığımda alarm sesleri duyulmaya başlandı. Hinatanın ‘’ Bay Andy, bir bakar mısınız? ‘’ demesiyle korktuğumun başıma geldiğini anladım ve arkama döndüm ve arkama baktım bir güvenlik görevlisiyle yanıma gelmiş olan Hinata konuşmaya başladı;
‘’ Lütfen pasaportunuza bir daha bakabilir miyim? ‘’
‘’ Bir problem mi var acaba ? ‘’
‘’ Üzgünüm ama nedense sistemimiz sizin yaklaşık 4 saat önce Japonya’ya giriş yaptığınız gösteriyor. Onun için kontrol amaçlı bakmalıyım. ‘’
Demesiyle aslında beni oyalamak için böyle ucuz bir numara yaptıklarını anladım. Şu an hapı yuttuğumun resmiydi. Hemen kafamda bir plan yapmalı ve bir an önce buradan kurtulmalıydım ve elimdeki çantanın içinde yer alan deagle ile gayet ağır olan çantamı fark edince önümde bulunan 1.80 boyundaki bodyguard tipli güvenlik görevlisinin başına geçirmem ile yere yığmam bir oldu. Ardından Hinata’ya dönerek;
‘’ Üzgünüm, ama sanırım benle gelmelisin ‘’ dedikten sonra hafif bir darbeyle bayılttıktan sonra kucağıma aldım ve dışarıya doğru koşmaya başladım. Oldukça kalabalık olan bir sokaktan sonra sakin bir yere geldiğimizde Hinata’yı bir yere oturtarak bir taksi bulmaya gittim. Hinatanın oturduğu kafenin karşısındaki yolda bekleyen taksiciye yanıma gelmesini işaret ettim. Yanıma gelen kısa boylu, tıknaz, bıyıklı, taksiciye;
‘’ Eşim rahatsızlandı. Taksiye taşımama yardım eder misin? ‘’dedim.
‘’ Tabi ki neden olmasın. ‘’
Hinata’yı taksiye taşıyıp arka koltuğa oturttuktan sonra taksiciyle konuşacakmış gibi ön kapıya doğru yol aldım ve hafif bir kol darbesiyle yığdığım taksiciden aldığım anahtarlar ile taksiye atlayıp Ishikawa’ya doğru yol almaya başladım. Oraya gitmeliydim çünkü her ne kadar dostlar’ı arkada bıraksam da onların güvenliği için bir süre onları takip ettirmiştim. Kira Ishıkawa’ya yerleşmiş olduğunu duymuştum. Ishıkawa’ya vardıktan sonra sakin bir sokağa park ederken Hinata ayılmaya başlamıştı. Uyandığı gibi bağırcağını bildiğimden arka koltuğa geçtim ve uyandığı gibi ağzını sıkı sıkı kapattım. Her ne kadar dirense de benim gibi birinin gücünün altında ezilen 1.65 boyunda esmer, beyaz tenli, zayıf ama güzel biriydi. Ve daha fazla korkmasını engellemek için konuşmaya başladım;