1.Bölüm

209 20 24
                                    

"Duru!" annemin sesiyle dış dünyaya dönmek beni derin derin düşüncelerimden ayırmaya yetmişti çünkü Annemin anırmaları birinci kattan gayette yüksek voltajda duyuluyordu. "Kime diyorum ben Duru?" annem tekrar bağırınca koşa koşa aşağıya indim ve birde ne göreyim dağılmış bir salon yırtılmış yastıklar kırılmış bir vazo ve etrafa saçılmış olan koltuk örtüleri "Duru el kadar çocuğa sahip çıkamıyor musun? bak salon ne hâle gelmiş. yemin ediyorum hasta ettin beni Hasta!"

"Ya Anneciğim iki dakikalığına odama çıkmıştım.  hatta televizyondan çizgi film bile açtım kendisi istedi zaten benim ne suçum var?"

"Kızım ne iki dakikası mutfaktan gördüm yarım saattir bu çocuk burda yanlız başına neler yapmış neler(!)"

"Cevdet biz senle ne konuştuk yaramazlık yoktu. neden böyle yaptın yaramaz seni çok üzdün şimdi sen beni ne olucak?"

Birden ağlamaya başlıyan Cevdet ile beraber Annem "El kadar çocuk nereden bilsin yapmış işte sorumsuzluk sende sahip çıkmalıydın." dediğinde kabak yine bende patlamıştı tabi bu Cevdet kim diyorsunuzdur. Komşunun küçük haylaz oğlu Cevdet benim bir numaralı baş düşmanım küçük olduğuna bakmayın maşallahı var boyundan büyük işlerde fenadır.

Bu çocuk bırakın büyüdüğünde kalpleri feth etmeyi, kırar birde üzerine basar o kadar fena ben çektim siz çekmeyin.

Cevdet'in Annesi gelip onu aldıktan sonra annem bana iyiden iyiye azar çekmeyi gayette başarmıştı. şimdi ise trip atıyordu. Ah! Neriman Sultan Ah! yaktın beni Babacığım gelsede kurtarsa Prensesini şu azaptan Prenses dediğime bakmayın, benim dilimde prenses Babamın dilinde Koca Kazık Ne yazık ki hayatım da hayaller ve hayatlar çok ama hepsi boş biri bile tutmadı ki arkadaş hoş(!) tutsa şaşırırdım.

"Anne! ablam saç tokalarımı aldı, vermiyor."

"Ne!? yalancı almadım bir kere Anne! öyle birşey yok." dedikten sonra küçük sıçana dil çıkarıp odama koştum.
                            ***
"Eşşek kadar kızsınız bir susmadınız. evin içi her gün gümbür gümbür alt komşu geçen gün sizin sesinizden uyuyamıyoruz diye gecenin bir yarısı sizin pireleriniz uçuşurken şikayete geldi. hadi onu geçtim yan komşunun Oğlunu dövmek nedir?"

"Çocuk bildiğin bana sarkıyodu kaşındı bende deterjanı kendi çapımda bir işe yaraması için kullandım."

Evet tam da gördüğünüz gibi şuan Babam ve Annem bizi karşılarına almış,  Konuşuyordu ama öyle böyle konuşmak değil. Hatta bir ara Annem kendinden geçip nefesi nereden aldığını unuttu.

"Çok konuşmak istemiyoruz bu konu üzerinde-" babamın sözünü  kesen Ben cidden sinirsel bir baskı hissetmeye başlamıştım.

"Ciddi olamazsınız değil mi? Bu konuya girdiğimizde annem nefes almayı unuttu lütfen sadede gelin!"

"O yüzden artık bazı şeylerde sınır koyulmalı diye düşündük çocuklar."

"Nasıl yani eğlenmenin sınırımı olucak?" Kardeşim gayette duyduğuna şaşırmış bir vaziyette babama bu soruyu yöneltti.

"Hayır eğlenmenin değil. sorumlulukların ve şımarıklığın mesela Duru sen yirmi iki yaşına geldin ama maşallah Annen kız değil zebellah doğurmuş. her gittiğin yerde olay var."

"Kırıcı oluyorsunuz."

"Ne yapalım kızım yapmayın o zaman yaramazlık hadi kardeşin daha onaltı sen yirmi iki lütfen(!)"

Kardeşime bu konuda laf geçirilmemesi sinirimi bozsada kabullenip sinirle yukarı çıktım ve kapıyı sertçe arkamdan kapattım.

'Anlamıyorsun kızım'

SAYKO AİLESİNİN KIZI #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin