4

93 3 0
                                    

Onu genelde beden dersinde görüyorduk çünkü saatlerimiz aynıydı. Son iki ders 8/E ile 7/C beden dersi işliyor. Tabi bunun dışında aynı okulda olduğumuz için sürekli koridorlarda, bahçede, kantinde falan da görüyorum. Onu gördüğümde içim cidden çok tuhaf oluyor. Böyle kalbim yerinden çıkacakmış gibi. Daha önce bu duyguyu hiç yaşamamıştım. Neyse onu bir keresinde bahçede çantalarımızın üstünde yatarken görmüştüm. Beden dersi son iki ders olduğu için herkes çantasını alıp aşağıya iniyor ve kantinin yanındaki boş yere bırakıyor. Bende herkes gibi oraya bırakmıştım. Ben, Melis ve Nazlı bahçede dolanırken onu gördük. Çantaların üstünde yatıyordu. Üstelik benim çantamın tam üstünde. Başkası olsa çok sinirlenir ağzına sıçardım ama ona hiçbirşey diyemedim. Bu durumu Melis'de farketti ve:
"-Neden birşey demiyorsun?" dedi. Bende Türker'den gözümü alamadan:
"-Bilmiyorum." dedim. Tam o anda Türker bana:
"-Ne bakıyon lan!" dedi. Ben ilk başta bana dediğini anlamadım. Daha sonra bana baktığından emin olduğumda hiçbirşey demeden Melis'le Nazlı'yı ordan alarak uzaklaştım. Kalbim hayvan gibi atıyordu. Koşu yarışında 1. olmuşum ve hızımı alamamışım gibi atıyordu. Yanaklarım kızarmıştı. İlk defa benimle konuşmuştu. Awww. İlk defa haklı olduğum halde birinin bana kızmasına karşılık vermemiştim. İçinde havayi fişekler patlıyordu. Heyecandan ölmek üzereydim. Bir banka oturup sakinleşmeyi bekledim. Bu arada Nazlı kantine birşeyler almaya gitti. Melis bana baktı ve söze girdi:
"-Neler oluyor sana?" dedi.
"-Ne olmuş?" dedim.
"-Bir tuhaf davranıyorsun. Sanki ... "
"-Ne sanki?"
"-Sanki ondan hoşlanıyorsun"
"-Ah saçmalama Melis. Böyle birşey yok."
"-Asıl sen saçmalama. Ondan hoşlanıyor olamaz mısın? Gayet normal birşey bu."
"-Biliyorum ama... Ah galiba haklısın. Ondan hoşlanıyorum. Yani bunu henüz şuan söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama ben kimseye karşı bu duyguları hissetmedim."
"-Merak etme. Bu aramızda kalacak ve eşcinsel olduğun için senle dalga geçmeyeceğim veya seni dışlamayacağım."
"-Sağol." O sırada Nazlı geldi ve biz başka konulardan konuşmaya başladık. Arada Türker'i kestim. Sonunda zil çalmıştı ve eve dağılıyorduk. Melis'le Nazlı'nın evleri başka yönde olduğu için aynı yoldan gidemedik. Ben kendi yolumdan giderken onu gördüm. Arkadan da olsa yüzü her döndüğünde gözüküyordu. Çok heyecanlandım. Hemen birkaç fotoğrafını çektim. Sonra hızlıca yürümeye başladım. Eve geldiğimde fotoğrafları Melis'e attım. O da çok şaşırdı. Ve biz o günden sonra keni aramızda şifre kurduk. Geçen bölüm anlattığım şeyler işte. O gün boyunca aklımdan hiç çıkmadı. Sürekli onu düşündüm. Benim için ona en ufak bir temasta bulunmak bile rüya gibi birşeydi.

LOLE'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin