Merhabalar arkadaşlar,
Uzun yıllar wattpad'de bir çok kitap okudum ve bunların çoğuda mükemmel kurgulardı. Sonra neden ben de bunu denemiyorum ki dedim. Ve ilk kurgumu böylelikle oluşturdum.
Bazı noktalarda çok sevdiğim bir dizi olan Descartes of the sun'dan esinlendim fakat olay örgüsünde bir çok farklılık var. Birbirine çok yakıştırdığım kim ji won & jin goo çiftini de ayırmak içimden gelmedi. Bu yüzden hikayede onları da okuyacaksınız.
İlk hikayem olduğun dolayı ağır sözler haricinde her türlü yapıcı eleştiriye açığım. Sizin de katkılarınızla ilerleyeceğimi umuyorum.
Bu yüzden oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Siz, sevgili okuyuculara kucak kucak sevgimi yolluyorum.
Kapak için soranoldumubeni çok teşekkür ediyorum.
Hikayeme hoş geldiniz.
✒✒✒✒
Rengarenk yüzüklerle dolu parmaklarının arasında ki antika fincanı elinde bir tur çevirdi.
"Hayatın..."
"Hayatım pembe tüllerin arasında boğularak sonlanacak değil mi?"
Lafını kesmem hoşuna gitmemiş, koyu göz makyajının çevrelediği ürpertici gözlerini üzerime dikip devam etmişti. Kahve aşkına kadının bakışları korku filminden çıkmaydı.
"17 yıllık hayatın bu gün ışıltısı azalmış bir hayat ile kesişecek ve ışığın bu adama yeniden yaşamı bahşedecek. Zamanın çarkları döndüğünde dikkatli olmalısın Sarı kız, zira bu adam sana yalnızca aşkı getirmeyecek."
Bu sözler üzerine yeşil gözlerim şaşkınlıkla büyüdü ve heyecanla yerimden fırladım.
"Kahve aşkına evleniyor muyum?!"
🍵🍵🍵Sarı kızın hayatına, o gün saçı sakalına karışmış yaralı bir yabancı uğramıştı.
Ve aşk, bir fincan türk kahvesiyle gelmişti.
Öyleyse Türk işi macera başlasındı.
Ee siz de buyurmaz mısınız?
✒✒✒✒
Tanıtım bölümünü nasıl buldunuz??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiş
HumorRengarenk yüzüklerle dolu parmaklarının arasında ki antika fincanı elinde bir tur çevirdi. "Hayatın..." "Hayatım pembe tüllerin arasında boğularak sonlanacak değil mi?" Lafını kesmem hoşuna gitmemiş, koyu göz makyajının çevrelediği ürpertici gözleri...