Bölüm 4

14.5K 473 19
                                    

"Geçen defa ikizlerin birini kaybettik.Diğer bebeği kurtarmak çok zor olmuştu ama gelecek sefer bu bebeği de kurtaramayız.Şimdi ki bayılma sebebi sadece sinir v stresten kaynaklı.ama böyle duygular düşük tehlikesini daha da arttırıyor.Hanım efendiye iyi bakın.Destek olun ve sevildiğini hissetmesini lazım.Kısacası mutlu bir anne olması lazım"Doktorun ikinci cümlesinden sonra hiç bir şeyi duymamıştım.Yüreğime dolan acı beni sarsarken aniden attığım çığlıkla"Aslı"diyerek yanıma gelen Alparslan'ın söylediklerini duymuyordum bile.Benim bebeğim ölmüştü.bebeğim ölmüştü."Bunu be benden nasıl saklarsınız Alparslan be ben anneyim ben bebeğimi kaybettim ben"hıçkırıklarım git gide artarken nereden geldiğini bilmediğim ani yorgunluk bedenimi ele geçirirken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.

~~

Gözlerimi açtığımda karanlık bir adet oda vardı karşımda.Ne olduğunu hatırlamaya çalışırken aklıma dolan ani görüntülerle gözlerim dolduğunda ağzımdan kaça hıçkırığa engel olamadım."Neden bana söylemediniz?neden?"kendi kendime durmadan mırıldanırken "Ne neden Aslı? ne oldu?"Gelen sesle aniden irkilip sol tarafıma baktığımda Alparslan bütün heybetiyle yanı başımda olan koltukta oturmuştu.

"Neden bebeğimi kaybettiğimi söylemediniz?"Alparslan aynı geçen defa Üçok'un bana baktığı gibi bakmaya başladı.Pek duygularını belli etmeyen adamın bu hareketine şaşırmıştım."Bebeğin hayla orada Aslı.kaybetmedin"delirmiş gibi bağırdım."Ne demek hayla orada?Alparslan ben ikizlere hamile olduğumu daha yeni öğrendim ve aynı dakika içinde bebeğimin birini kaybettiğimi de öğrendim."

"Sana psikolog ayarlayalım.senin kafan fazla karışmış.Senin gebeliğin asla ikiz olmadı.Sen şimdiye kadar karnında bir bebek taşıdın Aslı,Silahlı saldırı da olmadı.Sen doğru eve geldin.Bunları nasıl uyduruyorsun?"sert sesi odada yankılanırken şaşkınlıkla olduğum yerde dondum.Ne demek tek bebek?Kendi kulaklarımla duydum ben.İkizlere hamileydim sonra bebeği kaybetmiştim."Be ben kendi kulaklarımla duydum Alparslan ikizlere hamileydim ben."Alparslan delirmiş'im gibi baktı bana."Öyle bir şey olmadı Aslı senin psikolojin bozulmuş.Hassas dönemindesin belki.En iyisi sana bir psikolog bulmak"

"ama ben eminim doktor size söylüyordu.Alparslan eminim diyorum"Alparslan yüzümü garip garip bakıp dışarı çıktı.Nasıl olurdu bu.Ben duymuştum eminim.ama Alparslan o kadar ciddi konuşmuştu ki.Gözlerinde gördüğüm o şaşkınlık yalan olamazdı.Bu adam sırf bana yalan söylemek için bu kadar tepki vermez çırpınmaz  beni inandırmaya çalışmazdı.

Ben mi hayal görmüştüm?Yoksa gerçekten de mi deliriyordum?Bilmiyordum ama içimde olan ateş dinmişti.İnanmıştım Alparslan'a.Başka çarem yoktu.

~~

"Yavaş abla,Abla yavaş"gözlerimi devirip kendimi koltuğa attım."Abla yavaş olsana"bu sefer sinirle Üçok'a baktım."Üçok Allah aşkına git başımdan.Doktor adım atmasın demedi ki"Üçok yarım gülümsemesiyle baktı Aslı'ya."Aaa sen güle biliyor musun ?Patronun gibi suratsız suratsız geziyorsun"Üçok'un gülümsemesi daha da büyüdü."Aman be Üçok.onu bunu boş ver de.Ben galiba deliriyorum.Eğer delirirsem bebeğime iyi bakın Üçok"Üçok'un gözlerinden geçen pişmanlığı bir an gördüğüme yemin ederdim ama bunun da beynimin oynadığı bir oyun olduğunu anlamıştım."Yok abla ne delirmesi.Kendin büyüteceksin bebeğini İnşallah.sen sakin ol.psikolog sana yardım edecektir.yaşadıkların beynini yormuş olmalı"sadece başımı sallamakla yetindim.Gözlerimi kapattım. bir az uyumak iyi gelecekti.

"Abla şey yorgun olduğunu biliyorum ama abimle bir yemeğe gideceksiniz yine.Bu sefer küçük olacak.dün gittiğiniz gibi büyük değil asla.sadece bir restoran da yemek yiyeceğiz bir kaç saatlik bir şey"nefesimi dışarı verdim.Çok yorgundum.Bu yemeği kaldıramazdım."çok yorgunum Üçok"

"Biliyorum ama mecburuz abla"mecburen başımı salladım.

Üzerime geçirdiğim açık renklerde olan elbise karnıma kadar dar gelip karnımın hemen üzerinden kloş olup dizlerimin üzerinde bitiyordu ayaklarımda da aynı renk şirin bir babet vardı.O kadar şirin bir görüntü vardı ki aynanın önünde.Ben çok şirin olmuştum.Dün geceki iddialı kadın yoktu çıtı pıtı şirin kadın vardı."hazır mısın?"diyerek odaya pat diye dalan Alparslan bir süre bana öylece bakıp sonra dikkatle gözlerime baktı."Gidelim"başımı salladım."Gidelim"birlikte evden çıkıp  kapının önünde duran siyah arabaya bindik. şoför koltuğunda Üçok vardı bu defa."Şey bu yemek ne için?"

"açıklama tanışma ve bir sürü gereksiz şeylerin konuşulacağı yemek.Sen canını sıkma yemeğin tadını çıkar."başımı sallamakla yetindim.

Yine aşırı lüks mekandan içeri girdiğimizde neredeyse 10 kişinin olduğu büyük masaya doğru gittik."merhaba"diyerek konuştum.Herkesten  gönülsüz merhaba tınıları yüksel her kesten birer birer.Masanın en  baş kısmı boştu ve onun sol yanı.Alparslan belimdeki elini sıkılaştırıp beni oraya doğru çekti.kendisi başa otururken bende sol yanına oturdum.

"Yemekleri sipariş vermişsinizdir umarım?"Alparslan'ın sorusuyla masada olan otuzlu yaşında olan kadın "Evet"diyerek bir sürü ismini anlamadığım yemeklerin ismini saydı.masa öyle sessizdi ki çıt çıkmıyordu.

Yemeklerle masanı donattılar.ama hiç biri çekici gelmiyordu.yemekleri gördükçe kusma isteğim daha da artıyordu ama bunu belli etmiyordum.masada sessizlik eşliğinde yemekler yenirken gözüme ilişen kadınla dona kaldım.Yulia.Onun burada ne işi vardı ki?

"Neden yemiyorsun Su?"Şaşkınlıkla başımı kaldırıp .Be benim ikinci ismimi babamdan başka kimse ağzına almazdı.Ve ve ve Alparslan'ın böyle seslenmesi beni şaşırtmıştı.Aslında mutlu da olmuştum.Kendimi toparlayıp sesimi kıstım."Bu yiyecekleri gördükçe midem bulanıyor ve salataların da hiç biri yiyeceğim türden değil"Alparslan'ın biçimli kaşlarını çatıp kararan orman yeşili gözleriyle bana baktı.

"Ne istersin?Hangi salatadan ya da yemekten"

"Yemek yiyemem iki gündür midem feci şekilde rahatsız.salatalık marul domates'ten hazırlasınlar bir salata.peynirde ek olsun.belki onu yerim"Alparslan başını sallayıp yanında duran garsona bir şeyler söyledi.Alparslan'dan gözlerimi ayırıp masaya gezdirdiğimde neredeyse  herkes Üçok ve Alparslan'dan başka herkes bana nefret dolu bakışlar atıyordu.Bir an ne olduğunu şaşırmıştım.

"Karın pekte mıy mıy" hiçbir şey beğenmedi,Sana çok çektiriyor olmalı" Alparslan alaycı bir gülümseme takındı."En azından elbiseler evler arabalar mücevherler talep etmiyor Oleg"bu lafın ne manaya geldiğini bilmiyordum ama masada olan her kes kıp kırmızı olmuştu.Esasta Yulia. geldiğimizden beri konuya ve sohbete pek dahil olmayan Alparslan'ın babası konuşmuştu. 

"Kim olduğu belirsiz bir f*hişeni koluna takmış nazıyla oynuyorsun ve bize az şey mi istediğini söylüyorsun?Yapma Alparslan.O kadın senden hamile kalıp servetinin üzerine konuşmuş sen buna az mı diyorsun?Hem Allah bilir bebek belki senin değildir?"gözümden akan yaşla masaya inen yumruk aynı anda olmuştu.

Evet yeni bölüm.Bol bol yorum yapın ve oy verin.







Bebeğimin Babası-Şah Mat-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin