SUVİZYON (BÖLÜM 2)

74 21 10
                                    

Bekle beni deniz, ben geliyorum.

Aslı' nın -benim küçük kardeşimin- ve aylar öncesinde o zavallı kızın başına gelenlerin sonucunda bir karar vermek zorunda olduğumu fark ettim. Şimdiden etrafımdaki insanların başına bu kadar kötü olay gelmişken ve benim aslında bunların hepsini bildiğim fakat kendi umursamazlığım yüzünden tüm bu olanlara engel olamadığım gerçeği aklıma düştükçe çıldırıyor ve kendime sövüyordum.

Bu böyle devam edemezdi. Bir karar vermeliydim.

Sonunda o kararı vermiştim. Denize gidecektim. Fakat bu sefer tam donanımla.

Aklımda kalana göre ilk 10 dakika gördüğüm vizyonları hatırlıyor ama sonrasında unutuyordum.

Önemli olan nokta gördüklerimi kaydetmemdi. Bunu başarabilirdim, başarmalıydım, başarmak zorundaydım.

Anlamadığım kısım ise "neden 15 yaşımda bunu yaşadığım"dı.

Evimize en yakın deniz kilometrelerce uzaktaydı. Birikmişimi yanıma almıştım fakat bu para beni fazla idare edemezdi. Elimi çabuk tutmalıydım.

Paramı fazla harcamamak adına otobüse binmiş, aileme ise okul gezisi yalanını uydurmuştum. Çünkü mantık çerçevesinde düşününce hiç bir insan bana inanmazdı.

Sonunda denize gelmiştim. Yine mayomu giyip denize girmek üzereydim ki. Önce donanımlarımı hazırlamam gerektiği gelmişti aklıma. Denize girdiğim yerin yakınlarına bir kaç kağıt parçası ve bir kayıt cihazı koymuştum. Kayıt cihazını ise önceden açmıştım, böylece  vakit kaybetmeden vizyonlarımı kaydedebilecektim.

Artık denize girebilirdim. Geri geri yürüyüp bir anda koşarak denize atlamıştım.

Bu normaldi. Bu normal bir yüzüştü. Herhangi bir tuhaflık içermiyordu. Ve ortada gördüğüm bir vizyon da yoktu.

Ne yapacağımı şaşırmıştım. Denizden çıktım ve başımı ellerimin arasına alıp düşünmeye başladım.

Tüm bunlar bir hiç için miydi yani?
O gördüğüm, hatta isim bile taktığım şeyler, suvizyonlar; hepsi bir uydurmaca mıydı? Yalnızca beynimin bana oynadığı iğrenç bir oyun muydu?

Hafifçe başımı kaldırmıştım. Uzun süre gözüm kapalı olduğundan olsa gerek, 1 dakika kadar düzgünce görememiştim. Görüşüm düzeldiğinde ise gördüğüm şey...
Normal değildi...
Tuhaftı...
En az suvizyonlarım kadar...

Bu, havada kollarını birleştirmiş, alaycı bir gulümsemeyle bana bakan bir deniz kızıydı...

Yaklaştı ve kulağıma fısıldadı:

-Evine hoşgeldin, Poseidon.

-Ben, ben miyim? Po- Poseidon mu?

Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Ardından gözlerim usulca kapanmıştı.

SUVİZYON (DEVAM EDECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin