Nişan(Yeniden Yazıldı)

26.9K 885 418
                                    

Hazar telefononu kapattıktan sonra arabasına atlayıp şirketin yolunu tutmuştu. Ne konuşmaya ne de çalışmaya dermanı vardı ama yine de dik durmaya çalışıyordu. Eli istemsizce yanağına kayarken babasının tokat atarken söylediği sözler talan etmişti beynini.

" Kim olduğunu unutma"

" Kim olduğunı unutma "

" Kim olduğunu unutma"

Direksiyonu sıkmaktan parmak boğumları renksizleşirken, babasının sözleri kulağına yankı yapmaya devam ediyordu. Doğru söylemişti babası , kim olduğunu unutmaması gerekirdi. On dokuz yaşından beri bu toparaklara ağalık yapmıştı genç adam. Yaşıtları halı saha maçlarını , sinema keyiflerini kaçırmazken o koskoca şehirin yükünü taşımıştı sırtında. Peki ya sonuç koca bir hiç. Nefes almakta bile güçlük çekerken sinirden elini direksiyona vurarak  bağırdı

" Allah kahretsin. Allah kahretsin "

Daha evleneceği kızın kim olduğunu, kaç yaşında olduğunu bile bilmiyordu. Tek bildiği ismiydi. Havin Sönmez . Belki de 15 yaşında bir kız çocuğuydu  bilmiyordu. Onun hakkında hiçbirşey bilmiyor oluşu canını sıkarken aklına o kızın bu evliliği istediği gelmiş ve elini hırsla saçından geçirirken konuşmuştu

" Ben de sana hayatı zehir etmezsem bana da Hazar Kejan demesinler Havin Sönmez"

Sönmez Konağı

Akşam Kejanlar, Havini istemeye gelecekleri için konakta sıkı bir koşuşturma vardı. İçecekler , pastalar , börekler herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülürken bir tek şey düşünülmemişti. Havin. Havin'in ne düşündüğü ne hissettiği kimsenin umrunda olmamıştı. Bejna Xanım hazırlıkları yakından takip ederken konuştu

" Mizgin şerbetleri hazır etmeyi unutmayın kızım. Her şey kusursuz olmalı"

Mizgin , Xanım Ağasını yüzünde oluşan tebessümle dinledikten sonra konuşmuştu

" Siz hiç merak etmeyin hanımım "

Bejna Xanım kafasını olumlu anlamda sallayıp Havin'in odasına çıkmıştı.  Öte yandan Azat aklını kaçırmak üzereydi. Kardeşinin o adamla evlenmek istemediğini biliyordu ama ne yaptıysa ikna edememişti babasını. Odanın ortasında bir o yana bir bu yana volta atarken Bermal daha fazla dayanamadan konuştu

" Bir otur Allah aşkına Azat. Başım döndü vallah"

Azat ellerini hırsla saçından geçirdi

" Ben ne biçim abiyim söyle bana Bermal ne biçim?  Allah belamı versin benim"

Bermal baş parmağını kocasının dudaklarının üstüne koyarken konuştu

" Hışş! Deme öyle Azat. Sen dünyanın en iyi kapli abisisin"

" Olmaz olsun benim gibi abi. Kardeşimi göz göre göre ateşe atıyorlar. Benim elim kolum bağlıdır Bermal"

" Elbet bir hal çaresi bulunur. Sakin ol Azat"

Havin odasında bir o yana bir bu yana volta atıp duruyordu. Olanlara bir türlü anlam veremiyordu. Babasının neden zorla onu evlendirmek istediğini de anlamıyordu. Oturduğu yerden kalkıp aynanın karşısına geçti genç kız. Gözlerinden akıp sessizce yanaklarına doğru yol alan inci tanesini izlerken o adamı düşünmeye başladı.  Onu hayatında bir kere bile görmemişken bu akşam nişanlısı olma şerefine nail olacaktı. Acı bir tebessüm yerleşti genç kızın dudaklarına ne büyük ironi öyle değilmi? Sadece adını bildiği bir adamla bu akşam nişanlanıyordu.

Zincire Vurulmuş Kalbim(Yeniden Yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin