1-Geç kalma

473 14 5
                                    

Yepyeni bir hikaye sizlerle. Lafı uzatmanın alemi yok. Hepinize keyifli okumalar. Vote ve yorum yapmayı unutmayın.

Yirmi beş dakikadan sonra bahçe kapısına ulaşabilmiştik.

Neden bu şehirde trafik bu kadar yoğundu ki? Zaten babam başımın etini yemişti yol boyunca. Bir daha asla servisi kaçırmayacaktım. Hoş servisteyken de canım arkadaşım Nil sağ olsun yol boyunca susmazdı ama en azından babamdan daha çekilirdi o.

Anasınıfından beri hep aynıydı alışmıştım ona. Ben her zamanki gibi dalmışken babam kolumu dürtükleyip "Hadi Asel zaten servisi kaçırdın okula geç kaldın bari dersin yarısına yetiş uyuyan güzel."

Of baba tamam sürekli uyuyakalmamı  ve bu gün servise geç kalmış olmamı yeterince yüzüme vurdunuz annemle beraber zaten yeter.

"Tamam baba getirdiğin için sağol."

"İyi dersler ."

"Görüşürüz baba."

Sonunda arabadan indim. Derse yirmi beş dakika geç kalmıştım zaten girmesem de olur diye düşündüm babamın uyarılarına rağmen. 

Okula doğru ağır adımlarla yürürken bir yandan da sabah aceleyle taradığım saçlarımı arkama attım ve parmaklarımla buklelerini düzelttim.

Kantinde bir şeyler atıştırdıktan sonra boş boş telefonumla ilgilenirken teneffüs zili çaldı. Hemen sonra oturduğum masaya yaklaşan ve sandalyeleri çekip oturan birisi oldu. Kim olduğunu bildiğimden bakma zahmetine bile girişmedim. Tabii ki de Nil.

Nil durur mu? Geç kalkmamam için uzunca bir nutuk çekerken ben de biraz daha ayılmış bir şekilde etrafı gözetliyordum.

 Korcan kantine girmişti. Hoş çocuktu ama egosu tavandı o yüzden en iyisi uzak durmaktı.

Korcan kim mi? Korcan hayatıma üç yıl önce dokuzuncu sınıfta liseye başladığımda giren taş. Tabii okulum nedeniyle taşındığımız yeni evimizin yanında evleri olan komşu çocuğu. İş adamı babası ve ikoncan annesiyle oldukça tanınmış birisi.


"Kızım sana diyorum. Bir kere de tak beni ya!"

Ah Nil be  sana susmayı neden kimse öğretmedi. İşin aslı Nil benim her şeye rağmen altı yaşımdan beri en yakın arkadaşım.

 Anasınıfında ben içine kapanık sessiz bir çocukken o sınıfın en geveze ve en hareketlisiydi. Sınıfta herkesle arası çok iyiydi.

Sonra ilk okulda da sınıflarımız aynıydı ve böyleyle baya baya samimi olduk. Öyle ki ailelerimiz bile pek bir samimi.

 Lisede de aynı tercihleri yaptık ve puanlarımız yakın olduğu için aynı yeri kazandık. Ama kazandığımız lise şehrin bir ucunda olduğu için biz taşındık. Niller aynı evlerinde yaşıyor olsalar da çoğu zaman birlikteyizdir.

" Ne yapayım Nil bilirsin beni yine uyuyakalmışım. Bir daha olmaz. Hem sen beni annemmiş gibi azarlamayı bıraktın sanıyordum. Anlaşılan aynen devam ha?"

"Her neyse  dün biriyle tanışmışım görmen lazım. Çocuk öyle böyle değil afet resmen. Veee sıkı dur bil bakalım ne oldu???"

" Çocuk sana çıkma mı teklif etti?"

"Ya bir kerede anlamamış gibi yapsan ne olur sanki! Neyse şu an canımı hiçbir şey sıkamaz. Aslında senden yardım isteyecektim. Yarına buluşacağız ama giyecek hiçbir şeyim yok. Ve hemen ekleyeyim itiraz istemiyorum kankacım."

O hep böyleydi. Kimseye gerçekten aşık olmazdı. Aslında bu iyidi çünkü bir de aşk acısı çekmesini izlemek gerçekten benim için pek iyi olmazdı. Birkaç gün takılır canı sıkılınca bırakırdı.

 Düzgün fiziği ve konuşkanlığıyla bunu kolayca hallederdi ama gerçekten içi dışı bir çok iyi bir insandır. Benim tek dostum bana onca yıl katlanmış tek kişi...

"Nil senin dolabın tıka basa dolu neden her hafta sana bir şeyler aldığımızı anlamıyorum ama tamam olur."

Ayaklandığımda Nil arkamdan

"Nereye?!" diye bağırınca dönüp başımla sınıfı işaret ettim ve adımlarımı sıklaştırıp doğruca sınıfa yürümeye başladım. Aniden ayağım takılıp tam yere kapaklanma anında birisi adeta koluma parmaklarını gömüp son anda beni tuttu. Ayağa kalkıp üstümü başımı düzeltmeye çalışırken karşımdaki kişiyi görünce şok oldum.

ZAMANSIZ (Yeniden düzenleniyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin