İsmimden hep nefret etmiştim ben. Babamın büyük bir hevesle koyduğundan hiç şüphem yok. Bebekken beni severdi sanırım.
Anka, gerçekte olmayan ve sadece masallarda adı geçen efsanevi bir kuştur. Fakat sanırım benzeyen tek yanımız kanatlarımızın kırılabilecek olmasıydı. Bu yüzden kanatları olan hiçbir şeyi sevmedim ben.
Mesela bir uçurtma... Kanatları heyecanlandırıyordu çocukları ama bir ağaca takıldığı zaman bütün hevesleri de kırıyordu. Uçaklar hiç mi gökten düşmüyordu? Yüzlerce insanda beraberinde yere çakılıyordu. Dediğim gibi, kuşları saymıyorum bile. Gökyüzüne ulaşabiliyorken kendini bilmezin sıktığı bir taşla da yere serilebiliyorlar.
Yalnızca kelebekleri sevdim ben. Evet, kanatları vardı. Ama bunun yanında ömürleri sadece bir günden ibaretti. Çok muazzam değil mi? Bir şeylerin acısı ciğerlerini de parçalasa yarın geçecek.
Bu yüzden bir Anka değil de, kelebeğim ben!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA [Yitik Bir Gidiş]
ChickLitAnka hayatında bir kere bile bir kitabı bitirmenin mutluluğuna erişememiş, Uzay'da hep astronot olmak istemiş fakat hayallerini kurduğu o uzay mekiğine hiç sahip olamamıştı. Uzay derin bir nefes aldı. ''Ben bugün çok istediğim o uzay mekiğine sah...