Jimin mesajı gördüğü an gözleri büyümüştü. Şoku atlattıktan sonra konumu Jungkook'a gönderdi.Hızla yattığı yerden kalkarken dolaba doğru hızlıca yürüdü, dolaptaki kıyafetleri sağa sola fırlatmaya başladı. Sonunda üzerine beyaz bi tshort ve deri bi pantolan geçirdi. Koşarak banyoya gidip saçlarını düzelttiği sırada zilin sesiyle irkildi. Jimin'in kalbi artık heycanda durcak gibiydi. Hızla kapıya yöneldi, kapının kolunu indirdiğinde karşısında gördüğü bedenle şoka girmişti. Jungkook kendisine hayranlıkla bakan bedeni gördüğünde hafifçe gülümsedi.Bir anda içeri girdiğinde Jimin afallamıştı. Jimin'in sırtı duvara yaslandığında Jungkook karşısındaki bedenin kulağına yaklaşarak "Bu pantolonu dışarda giymiyosundur umarım güzelim" diye fısıldadı. Jimin'in faketen yazdığındaki özgüvenin gramı yoktu şuan. Jimin suratına değen nefesten bile etkilenirken onunla nasıl konuşucaktı ki? Jungkook'un söylediği bu şeye sadece yutkunarak cevap verebildi. Daha sonra Jungkook kapıyı kapattı ve elini Jimin'in beline dolayıp salona doğru yürümesini sağladı.Salona geldiklerinde koltuğa yavaşça oturdular. Jungkook gözlerini bir saniye bile Jimin'in üzerinden ayırmıyordu. Bu durum Jimin'in kasılmasına neden oluyordu. Bunu farkeden Jungkook onu rahatlatmak için elleriyle Jimin'in yüzünü kendine doğru çevirdi ve o dolgun dudaklarına bir öpücük kondurdu. Bu duruma daha fazla dayanamayan Jimin koltuğun kenarına bayıldı.Jungkook bir anda bayılan bedene bakakalmıştı, ne yapacağını bilemedi. Hızla oturduğu yerden kalkarak kolonya aramaya başladı. Jimin'in bayılması onu çok korkutmuştu ve eli ayağına dolanmıştı. Bir an önce kolonya bulmak için çekmeceleri hızla açıp kapatıyordu. Sonunda kolonyayı bulup hızla koltukta hareketsiz yatan bedene yöneldi. Eline biraz kolanya döktükten sonra elini Jimin'in burnuna götürdü. Hafifçe gözlerini aralayan Jimin karşısındaki bedeni görünce yine koltuğa yığıldı.