Selin ağzı açık bir şekilde Hakan'a bakıyordu. Hakan yavru kedi bakışları atıyordu. Selin'e "Ya ben çok özür dilerim böyle seni birden görünce elim ayağıma dolandı." dedi. Selin şuan da üzerinde olan sakinlik tozunu üzerinden attırdı ve "kör müsün, elimde kahve var, görmüyor musun? Yanıyorum ya!" Aslında sadece fiziken değil, ruhen de yanıyordu, çaktırmamaya çalıştı. Hakan üzülmüş görünüyordu, "Ben salağın tekiyim! Çok özür dilerim, hem bak bende yandım." Selin Hakan'ın üstüne baktı, hakikaten o da yanmıştı. Bir an içinden kıyamadı ama sonra böyle zayıf davranmaması gerektiğini düşünüp toparladı. "Ben daha çok yandım. Neyse gidip üstüme spor kıyafetlerimi giyeyim." Hakan Selin'i kolundan yakaladı. "Tekrar özür dilerim çok kızdın mı?" diye sordu. Selin kaşlarını çattı, "Kızdım! Ben şimdi üzerimi değiştirip geliyorum sakın bir yere kaybolma tamam mı?" Hakan muzipçe gülerek "tamamdır" dedi. Selin arkasını dönüp ilerledi. Yüzüne bir gülümseme yerleşmişti. Sonra eliyle ağzına vurdu, "Gülme kızım gülme!" dedi. Hakan ise masaya oturmuş kendine kızıyordu. "Oğlum o kadar bekledin bu anı kızın üzerine nasıl kahve dökersin ya!"
..........
Derin duyduğu bu sesle beraber daha fazla titremeye başlamıştı, arkasına dönüp dönmemek konusunda kararsızdı. Hemen kendine geldi ve arkasına döndü. İster istemez yüzünü bir gülümseme kaplamıştı. "Çok iyi olur." Semih onun bu kadar sakin kalmasına şaşırmıştı. "Buyrun" dedi ve hırkasını çıkartıp Derin'e uzattı. Derin'in eli titriyordu. Hırkayı giyindi, "Ee bayadır görüşmüyoruz ne yaptın?" dedi. Semih kafasını onaylar bir şekilde salladı, "Haklısın en son lisede görüştük. Ben konservatuar okuyorum sen?" Derin hâlâ titriyordu, "psikoloji okuyorum." dedi. Semih onun titreşiyine kıyamıyordu. Elini Derin'in omzuna attı ve kendine çekti. Derin bu durumdan rahatsız olmuştu. Semih'in elini indirip, "Sen indir elini iyiyim ben böyle." kaşını kaldırmıştı. Semih Derin'in bu mimiği sinirlenince yaptığını biliyordu. "Özür dilerim ileri gidip rahatsız ettiysem..." dedi. Derin güldü, "Ben artık okula geçeyim." dedi ve ayağa kalktı. Semih Derin'in elini tuttu ama Derin ona dönmedi. "Neden buradayım sormayacak mısın?" dedi Semih. Derin diliyle dudağını ıslattı,"Neden?" dedi. "Senin için geldim." Derin arkasına döndü, "zamanlaman iyi değil" Semih ayağa kalktı. "Aslında iyi, dersin de boş." dedi. Derin yutkundu, "Başka derse giricem." Semih Derin'in bileğini bıraktı, "iyi dersler" dedi. Derin pişman olmuş gibiydi. "Hoşçakal" dedi ve gitti.
..........
Hakan iki kahve alıp masaya dönerken Selin de soyunma odasından çıkmıştı. Hakan onu görünce gülümsedi, "daha iyisin inşallah" dedi. Selin başıyla onayladı. "Ne işin var senin burada?" Hakan bu soruyu bekliyordu. "Burada devam edicem." diyince Selin tebessüm etti. "Ciddisin?" dedi. Bu aslında bir soruydu. "Ciddiyim." Selin heyecanlanmıştı ama umursamaz görünmeye başladı. "Niye haber vermedin?" Hakan güldü, "Dün Sıla'yı aradım ama..." Selin gözlerini devirdi. "O sen miydin?" dedi, gülmeye başladı. Hakan da ona katıldı. O sırada Melek geldi. "Merhaba" dedi Hakan'a "Selin Bahadır hoca derse girmemizi istiyormuş." Selin "yapma yaa" dedi. Çantasını aldı ve Hakan'a döndü. "Özür dilerim gitmem lazım." Hakan güldü, "Problem değil, çıkışta burada bekliyeceğim seni." Selin başıyla onaylayıp oradan ayrıldı.
.........
Derin arkasını dönmüş giderken Semih onun durmasını umut ederek "Gerçekten böyle gidecek misin?" dedi. Derin durdu ve arkasına döndü. Bunu fırsat bilen Semih Derin'e yaklaştı. Derin henüz bir şey söylemeden telefonu çaldı. Telefonu Semih'in gözünün önüne kaldırıp sallayarak "Telefon" dedi ve açtı.
D: Mine hocam buyurun .
M: Derinciğim geçen ders Esra proje ödevimi alacağım diye çıktı hâlâ ortada yok, yoksa seninle mi?
D: Yok hocam yanımda değil muhtemelen evde oyalanmıştır merak etmeyin, 15-20 dakikaya yanınızda olur.
M: İnşaallah hadi kızım iyi dersler.
D: Sağolun hocam sizede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baki Aşk
Teen FictionGeçmiş yıllarda birbirinden hoşlanan gençlerin tekrardan kesişen yolları...