#10

300 17 0
                                    

Yazardan^
Ares ve Buse birlikte yemek yedikten sonra sahile gitmişlerdi. Kayalıklara oturup ay ışığının denize yansımasını seyrederlerken bir yandan da içtikleri içkinin etkisiyle bir mahmurluk çökmüştü üstlerine.
"Ares..."
"Efendim."
"Hayat niye böyle?"
"Nasıl?"
Buse şişesinden bir yudum alıp başını Ares'in omzuna yasladı.
"Tek başınayız. Hep öyleydik. Neden aşk denen şey hayatımıza girip bizi yanılgıya düşürüyor?"
"Nasıl bir yanılgıdan söz ediyoruz?"
"Sanki ömrünün sonuna kadar aşık olduğun kişiyle yaşayabilecekmişsin gibi hissediyorsun. Hatta bu dünyadaki hayatımız bittikten sonra bile."
Ares şişesini bitirip yenisini açtıktan sonra güldü.
"Athena'yı özlediğini biliyorum Buse ama hayatına giren tek erkek o olmayacak biliyorsun."
Buse bir süre Ares'i süzdükten sonra gözlerini kaçırarak "Athena'yı düşündüğüm zaman kalbim acımıyor artık."dedi.
"Bunu duyduğuma sevindim."
"Ya sen aşık olursan ne olacak? Bu kadar yakın olabilecek miyiz?"
"Aşık olacağımı sanmıyorum Buse."
"Nereden biliyorsun ?"
Ares'in yüzündeki gülümseme yerini ciddiyete bırakırken bu soruyu cevapsız bıraktı.
"Sana bir şey söylemem lazım."
Buse şişesini yere bırakıp yönünü tamamen Ares'e döndü.
"Dinliyorum."
"Ben... Biliyorsun seninle uzun zamandır tanışıyoruz ve, ve ben..."
"Sen?"
"Benim
"Buseciğim bugün söyleyecek misin ?"
"Benim sanırım çişim geldi..."
*     *     *
Kumsal<
Sahile uzanmış güneş tam tepedeyken denizin sesiyle huzur buluyordum.Her bir kum tanesi tenime temas ettikçe bütün kaslarım gevşiyor.
Tam o sırada birisi vücudundan sular süzülerek denizden çıkıyor. Güneş ışıkları pürüzsüz teninde parlıyor. Güneş gözlüğümü biraz indirip bakmaya devam ettim.
Islak saçlarını geriye ittirip bana doğru gelmeye başladığında yattığım yerden dirseklerimin üstüne doğruldum.
"Ares ?"
Yerden kalkıp karşısına geçtiğimde vücudunu çok daha net inceleyebilmiştim.
"Şimdiye kadar neredeydin sen?"
"Bir yere mi geciktim ?"
"Fazlasıyla."
"Ne?"
Yanağımı okşadıktan sonra elini çeneme yerleştirip parmaklarıyla ensemde ki saçlara dokundu.
Dudaklarını benimkilerle birleştiği anda sanki çoktandır bunu bekliyormuş gibi bir halim vardı. Bu kadar ani gelişen bir şeyi herkes doğal karşılamamış olacak ki bir kızın Ares'e seslendiğini duydum.Kendimi biraz geri çektiğimde alınlarımız birbirine yaslandı.
"Beni hiç bırakmayacaktın. Yalan söyledin."
Az önceki sesin sahibini hala görememiştim. Ares bana arkasını döndüğünde denize bakan bir kız gördüm.
"Herkesi yanında tutamazsın. Zamanı gelince bırakman gerekir."
Telefonumun sesiyle yerimden sıçradım. Çalışma masamda uyuya kalmıştım. İnanamıyorum az önce gördüklerimin hepsi rüyaymış. Sanki bu rüyayı benden başka biri daha görmüş gibi bir utançla masayı toplayıp yatağıma geçtim.
"Allah'ım lütfen yine saçma sapan bir rüya görmeyeyim."
*     *     *
Yazardan<
Buse ve Ares eve geçtiklerinde ikiside biraz sarhoştu. Ares'in durumu Buse'ye nispeten daha iyi olduğundan onu, dengesini kurmasına yardım ederek koltuğa bıraktı.
"Ares çok mu içtim ben? Kaç tane içtim?"
"Bir şişeyle götü başı dağıttın."
"Dalga mı geçiyorsun şu an benimle."
"Şu haline bak dalga geçilmeyecek gibi misin?"
"Benim yine çişim geldi bu ne böyle ya! Ares seni elime bir geçirirsem var ya."
Buse söylene söylene tuvalete giderken Ares ona gülmekten kendini alamıyordu.
*     *     *
Kumsal^
Ertesi sabah erkenden kalkıp duş aldım ve üzerime rahat bir şeyler giyip hızlı hızlı kahvaltımı yaptım. Ares'e hazır olduğumu belirten bir mesaj attıktan sonra aynanın karşına geçip son kez kendime baktım.
Stresten mideme ağrılar giriyordu ve dışarıda da lapa lapa kar yağıyordu.
Daha kalın bir şeyler mi giysem acaba diye düşünürken telefonum çaldı. Arayan o'ydu.
Telefonum elimde pencereye koştuğumda
göz göze geldik. Havanın soğukluğuda, mideme giren kramplarda uçup gitmişti. Aşağıya inmem bir dakika bile sürmemişti hatta.
"Selam."
"Hoşgeldin."
"Hoşbulduk."
"Nasılsın ?"
"İyiyim teşekkür ederim. Biraz yorgun gördüm seni."
"Olağan şeyler, pek uyumadım da."
"Keşke söyleseydin daha sonra görüşebilirdik."
"Aslında tamamiyle benim sorumsuzluğumdan kaynaklı. O yüzden,değişikliğe gerek duymadım."
"Anlıyorum."
Sürekli yola baktığından pek göz teması kuramıyordu konuşurken. Sağdaki aynaya her baktığında sanki bana bakıyormuş gibi heyecanlanıyordum. Yine bir sessizlik hakim olduğunda kendi kendine bir şeyler mırıldandığını duydum.
"Hiç şarkı söyler misin ?"
"Söylerdim. Eskiden yani, hatta arkadaşlarımla beraber kurduğumuz amatör bir gurubumuz bile vardı."
"Ciddi misin? Neden devam etmedin?"
"Öyle gerekti."
Çok fazla soru sormak istemeyip verdiği cevapla yetindim.Eve geldiğimizde buradaki havanın çok daha soğuk olduğunu anlayıp montumun fermuarını iyice yukarıya çektim.
"Bunu hep burada mı yapacağız ?"
"Bir sorun mu var ?"
"Hayır ama... Çok soğuk."
"İçeriye girince ısınacaksın merak etme."
Ay ciddi olamazsın ben böyle bir şeyi nasıl düşünemedim acaba. İçeriye geçince titreyerek koltuğa oturdum. Şöminenin yanıyor olması buraya yakın bir zamanda geldiğinin göstergesiydi. Az önce içimden geçirdiklerim için pişmanım...
Evin içinde ki ahşap kokusu bana çocukluğumu hatırlatıyordu.Sanırım sadece bu sebep bile burayı katlanır hale getirmeye yeterdi.

Sanırım sadece bu sebep bile burayı katlanır hale getirmeye yeterdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♠️S A R M A Ş I K ♠️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin