Ölümle yaşam arasındaki çizgi...

167 9 0
                                    

Öncelikle merhabalar. Uzun bi aradan sonra tekrar yazıyorum. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin :)

Uzun süre Andrey'e dair bir mektup göremedim. Yanlız yaşamaktan bıkmıştım. Akıl sağlığımı yitirmek üzereydim.

Hayatın yaşamaya değmez olduğunu düşündüm. Bunca şey yaşamıştım. Ailemi kaybetmiştim.  Tony'yi kaybetmiştim.Yalnız yalmıştım.

Etrafta dolaşmaya başladım. Kırık cam parçaları gördüm... uzun süre baktım. Yansımasından kendimi görebiliyordum. Ah! Ne kadarda değişmiştim. Yüzüm gözüm yara içerisindeydi.

Ani bir karar alıp  cam parçasını alıp sağ kolumu uzattım. Cam parçasını bileğime doğru götürdüm. Bunu yapmak istiyordum... Ne pahasına olursa olsun... 

Acı içerisinde yere yığıldım... Belki 10 dakika içerisinde bu dünyadan uzaklaşacaktım...

Bilincimi kaybetmeye başladım. Hayal meyal bir şeyin bana yaklaştığını gördüm. Ölüm meleği olmalıydı...

''Julia... Ölmek için henüz gençsin... Şu anda ölemezsin...''

Deyip beni yerimden kaldırdı bileklerimi sardı. Peki ama neydi bu?

''Ben Andrey...''

Ah ne kadarda yakışıklıydı...

Şaşkınlıktan bayılmıştım...

Uyandığımda bambaşka biryerdeydim. Ölmüş müydüm? 

O anda Andrey bana usulca yaklaştı '' Ah Tanrım... Yaşıyorsun!''

''Andrey... Ah ne kadar... İnanamıyorum Andrey... ''

''kendini yorma güzel kız... ''

''Neredeyiz?''

''Bunları düşünme...''

Yerimden doğruldum ve ona bir tokat geçirdim. Sarışın suratında kıpkırmızı elimin izi çıkınca ona acıdım.

Ve ardından bileğimin acısıyla yere yığıldım.

Çernobil GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin