(Bölüm normalde çok daha uzundu yaklaşık 15 sayfalık bir bölümdü ancak sıkılmadan okumanız için bu bölümün bir kısmını paylaştım devamını ALTINCI BÖLÜM olarak paylaşacağım iyi okumalar...)
BEŞİNCİ BÖLÜM
Artık herşey kötüye gidiyordu.hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı,bunu herkes gayet iyi biliyordu.Ertesi sabah Prf.Christopher herzamanki gibi ejderhaların kükremeleriyle uyandı.Mutsuz adımlarla şatonun dev merdivenlerinden aşağıya doğru indi şatonun koridorundaki dev camlardan dışarıya bakmaya başladı,derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu tam o sırada Mrs. Natalienin sesini duydu,
'Prf.Christopher burdamıydınız bende sizin yanınıza geliyordum' dedi ve sözüne devam etti 'dün ki saygısızlığım için kusura bakmayın profesör,kendimi çok kötü hissediyordum hala idamın etkisindeyim o anı unutamıyorum konuşacak gücüm yoktu,kusura bakmayın.' Dedi.
'Sorun değil Natalie,seni anlıyorum bu olanları unutmak pek kolay olmayacak,kimbilir,belkide hiç unutamayacağız ama... ne diyebilirimki belkide birşeyler yapsaydık bunlar hiç böyle olmazdı ama olan oldu artık elimizden sadece unutmak gelir,yapabileceğimiz hiçbir şey yok.'dedi Prf.Christopher.
'haklısınız'dedi Mrs.Natalie, Prf. Christopher söze atladı 'benim alexandrianın yanına gitmem lazım görüşürüz' dedi ve yola devam etti koridorun sonundan dev salona çıktı ilerledi ve oradan şatonun ana kulesinin onune geldi tabikide herkes ana kuleye çıkamazdı ana kulenin önundeki gökyüzü aslanları herkesin girmesine izin vermezdi.
Gökyüzü aslanları daha yavruydu ancak yetişkinleri kadar güçlülerdi,bembeyaz tüğleri kanatları ve dikenli kuyruğu onu daha asil gösteriyordu.Gökyüzü aslanları prf.Christopherı selamladılar Prf. Kulenin içine girdi dev merdivenleri çıktı duvarlarda eski ve değerli portreler asılıydı prf. Christopher kızının yanına gelmişti dev kemerli duvardan geçti ve kızının olduğu odaya girdi,
'Baba,seni hangi rüzgar attı buraya neredeyse hiç gelmezdin ana kuleye'dedi Alexandria
'Torunumu ve seni görmek istedim'dedi Prf. Christopher
Alexandrianın yüzünde bir tebessum oluştu
Sessiz bir şekilde 'öyleyse beni takip et baba'dedi koridora çıktılar ve yavaş yavaş ilerlediler sanki her adım attıklarında içleri huzur doluyor gibiydi Marcus Uriahın odasına gelmişlerdi
'İşte orada'dedi Alexandria ve kendi kendine sallanan beşiği işaret etti
Prf.Christopher yavaş adımlarla beşiğe doğru yürüdü beşiğin başında durdu uzun uzun marcusa baktı yüzünde tebessüm vardı marcus beşikte öylece uyuyordu üzerinde bebek mavisi bir yorgan vardı alexandria babasının yanına geldi ve başını onun omzuna yasladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hurdsh
Fantasybir hata yüzünden kendilerine korumaya çalışıp ceza almak zorunda kalan hurdsh lerin hatasıyla başalayan bir yasak aşk hikayesi(gerçek hayattan esinlenilmiştir!(ileriki bölümler için geçerli))