1.BÖLÜM

22 2 0
                                    

Ben insanları seven bir çocuktum. Cana yakın, yardımsever, arkadaş canlısı... Herşey 7 yaşımı tamamlamamla başladı. Mesela yalan söylemeye başladım. 1. Sınıfa yeni başlamıştım. Okulum evimin tam karşısındaydı. Her çocuğun yaptığı gibi günlük rutin işler yapıyordum. Okula git, eve gel, ödev yap, yemek ye ve en güzeli hep sona saklarım bol bol yaramazlık yap. Mahallede arkadaşlarımla buluşup apartman zillerine basıp kaçmak kadar keyif verici hiçbir şey yoktu hayatımda. Parka gidip salıncakta sallanmak yerine mahalle maçı yapardık kolasına. İşte kardeşliği, paylaşmayı orda öğrendim ben. Maçta kim yenerse yensin aldığımız kolayı paylaşarak içerdik.

*****

Yine bir pazartesi sabahı okulun yolunu tuttum. Arkadaşlarım İstiklal Marşı okumak için sıraya girmişler ve beni çağırıyorlardı. Herşey çok güzeldi o gün tam manasıyla havamdaydım. Tabii Bahadır öğretmenimizi bu durumun içine katmıyorum. Sınıftaki her öğrenciye bir cetvel borcu vardır. Sınıfa girerdi şımaralım ya da şımarmayalım öğrencinin birinden cetveli alırdı ve hepimizin avucuna vururdu. Sınıf 48 kişiydi. Sıralarda üçerli otururduk. Bahadır öğretmen aynı zamanda müzik öğretmeniydi. Çok güzel bağlama çalardı. Allah'ın sopası yok diye boşuna demiyolar ki o pazartesi günü bize bağlama çalmak için herşeyi hazırlamıştı. Bu arada bağlama elektronik. Bağlamayı tam çalmaya başlayacaktı ki teline dokunur dokunmaz elektrik çarptı. Hepimiz gülme krizine girdik. Şımarık bir sınıftık. 3. tenefüs altta kalanın canı çıksın oynuyorduk. Aslan arkadaşım beni koşarken itmişti. Yüz üstü betona kapaklandığım için burnum kanıyordu. Bunun siniriyle ayağa kalkıp ona vurdum. Sonra vurduğuma bin pişman oldum. Çünkü o eski tahta sıranın çivisi aslanın yüzüne girmişti. Evet böylelikle ilk disiplinimi 1. sınıfta yedim.

*****

2. sınıfa geçtiğimde de bir sürü vakayla karşı karşıya kaldım. Berkan arkadaşımla kavga ettim ve Buğra bunu Burak öğretmene öttü. Normalde diğer sınıfları 5. sınıfa kadar aynı öğretmenler okutuyordu ancak bizim sınıfa sürekli farklı öğretmenler geliyordu. Bu yüzden düzenli eğitim alamadık yani temelimiz sağlam değildi. 2. disiplinimide 2. sınıfta yedim. Kavga ederdim eve giderdim evde annem ve babam da bana kızardı haklı olduğum halde. Zaten bu yaşıma kadar ensemden tokat eksik olmadı benim. Hep sıkı sıkıya büyüdüm. Ben gezmek nedir bilmedim. Baba sevgisi görmedim. Bir tek annem ilgilenirdi benimle ama onunla da nereye kadar? Sonuçta ben erkeğim bir anne kız ilişkisi nasılsa bir baba oğul ilişkisi de onun gibidir. Benden hariç birde kız kardeşim var. Ailemiz 4 kişilik. Ama aynı evde 4 yabancı gibiyiz ve ben bu halimizden nefret ediyodum. Herkes kendi köşesine çekilirdi. Bir tek yemek yerken bir arada dururduk. Kimsenin kimseden haberi olmazdı. İşte asıl olaylar burdan sonra başlıyor...

AŞK'IN  DURU TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin