Bazılarımızın gitmek istediği , bazılarımızın bekledikleri limanları vardır. Ve hepimizin gideceği belki de gitmek zorunda kalacağı bir Limanı var...
Hayatımızı eski Yeşilçam filmlerinde ki gibi bekleyerek devam ettiremeyiz. Elbet yorulacağımız ve pes edeceğimiz bir vakit gelecektir. Sonsuza kadar beklemek efsaneleşen hikayelere ve sadece filmlerde olacak senaryolara ait bir hayal ürünüdür.
Peki... Neden bizler Leyla ile Mecnun hikayesini okumak yerine kendi Leyla'mız ile olan bir efsaneyi gelecek kuşaklara aktaramıyoruz ? fazla düşünmeye gerek yok Aslında Cevap basit...
Günümüz şartlarında saf bir sevgi ürünü olan ilişkiler bir elin beş parmağını geçmiyor , doğru inananı bulmak samanlıkta iğne aramak kadar zorken birde bu saf sevgiyi bulduğumuz da farkına varamadan kaybetmek eklenince böyle bir efsaneyi asırlar sonrasına bırakmak imkansız bir hâl alıyor.
Ne yazık ki hayatta defalarca sevileceğimizi düşünmek en komik düşünce olmaktan öteye geclçemiyor ve geçemeyecek.
Yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum dostlar... Arkadaşlarınızla paylaşırsanız çok memnun olurum.
Selam ile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şairin Kaleminden
Poesía'Bir Şairin Kaleminden' denildiği zaman insanlar fazla ciddiye almıyor yazılanları. Asırlar önce ünlü Su Kasidesi şairi Fuzuli , bir gazelinde 'Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.' dediğinden sonra günümüze kalıplaşmış bir cümle ve düşünce olarak...