Ancak Yiğit'in ''Ilgın'' demesiyle yağmur durdu ve çiçek öldü. Anında dolan gözlerime hakim olmaya çalıştım. Ölen çiçeğin göz yaşlarıydı bunlar. Ne bekliyordum ki? Daha bir hafta önce tanıştığı aptal bir kızı mı sevecekti? Peki ya ben daha bir hafta önce tanımış olmama rağmen niye bu kadar üzülüyordum? O an aşk denen şeyin zamandan değil duygulardan,hissettiklerinden ibaret olduğunu anladım. Kalbi başkasına ait olan biri için mi ağlayacaksın? Diyen mantığımın sesini kalbime de duyurmaya çalıştım. Ancak kalbim duymamakta ısrarcıydı. Annesiyle babasının en şiddetli kavgasına şahit olan küçük bir çocuğun duymamayı umarak ellerini kulaklarına götürerek kapatması gibi kalbimde etrafına etten duvarlar örmüştü. O sırada yanımda oturan Deniz'in dürtmesiyle kendime geldim. Kim bilir kaç dakikadır dışarısıyla bağlantıyı kesmişti beynim. ''Benim... Benim gitmem gerekiyordu,geç kaldım''diyerek etrafımda meraklı gözlerle bana bakanları umursamadan hemen oradan çıktım. Kendimi tuvalete atar atmaz uzun süredir akmaması için mücadele verdiğim gözyaşlarımı serbest bıraktım. Nasıl olur da bu kadar kısa sürede içime işleyebilmişti? Beni kendine çeken bağı kesip atmanın bir yolu yok muydu? Kendimi iyice kaptırıp deli gibi ağlarken içeri Ilgın girdi. Ne yapacağımı şaşırır bir vaziyette yüzümü görmemesi için olabildiğince çaba sarf ettim. Resmi olarak onunla tanışmamıştık. Zaten Yiğit gibi 10. sınıftı. Okulun voleybol takımında olduğu için sima ve isim olarak biliyordum onu. Bir an önce işini bitirip gitmesini isterken yanıma geldiğini gördüm. Hemen ne olduğunu sorup yardımcı olmayı isteyen bir yüz ifadesiyle bana baktı. Hayat... Çok garipti. Öyle tesadüfler çıkarıyordu ki karşımıza ne diyeceğimizi şaşırıyorduk. Ağlamamın sebebi olan adamın sevdiği kız beni hiç tanımamasına rağmen yardım etmek istiyordu. Ben bir şey söylemeyince bana biraz daha yaklaşıp usulca sarıldı. Kendince bir sürü teselli cümlesi sıraladı. Haklıymış dedim kendi kendime. Yiğit bu kızı sevmekte çok haklıymış. Başkası olsa umursamadan gidebilirdi. Ya da yarım yamalak bir iki bir şey söyleyip kendi yaşamına geri dönerdi. Tanıdığın birine yardım etmek kolaydı da tanımadığına bir kez olsun bile düşünmeden yardım etmek herkesin harcı değildi. Bir süre sonra kendimi biraz olsun toparladığımda gülümseyerek:''Yanımda olduğun için çok teşekkür ederim bir başkası olsa ardına bile bakmaz çeker giderdi'' dedim. ''Hah, işte böyle gül.'' diyerek mütevaziliğini de belirtmiş oldu. ''Bu arada ismim Buğlem.'' diyerek resmi olarak arkadaşlığımızı başlatmış oldum. Bir süre orada oturup konuştuk. Birkaç sefer niye ağladığımı sordu ama hep geçiştirdim. Aramızda kısa bir sessizlik olduğunda ''Ee söyle bakalım senin var mı sevdiğin biri?'' diye en başından beri öğrenmek istediğim şeyi sordum. Gülerek anlatırım ama sen de anlatacaksın diyince nasılsa bir şeyler uydururum diye kabul ettim. ''Çok sevdiğim biri var,tam 5 senedir onu bekliyorum. Ama bir türlü duygularımı ona söyleyemiyorum.'' diye anlatmaya başladı. Tanışma hikayelerinden,onu ne kadar çok sevdiğinden,onun için neler yaptığından bahsetti. En son da isminden... Gülümseyerek ''Rüzgar'' dediğinde şoke olmuştum. O da bunu fark etmiş olacak ki korkarak:'' Az önce onun için ağladığını ve onu sevdiğini söyleme sakın.'' dedi. Kuzenimi sevme ihtimalim beni hayli güldürmüştü. Güldüğümü görünce daha da meraklandı. ''Saçmalama,o benim kuzenim.'' dediğimde ise rahatlayıp aynı zamanda şaşırdı. Doğal olarak o da böyle bir şey beklemiyordu. Acaba bugün daha fazla nasıl bir tesadüf yaşanabilir? diye düşündüm. Resmen bir döngü içerisindeydik. Ben Yiğit'i Yiğit Ilgın'ı Ilgın da kuzenimi seviyordu.''Madem o kadar çok seviyorsun ve beni burada yalnız bırakmadın o zaman ben de sana yardım edeceğim.'' dedim. Heyecanla sahiden yapar mısın bunu?'' dedi. ''Tabi yaparım,kuzenimin senin gibi güzel,kalbi iyilik dolu ve gerçekten onu seven bir kızı kaçırmasını istemem.'' diyerek göz kırptım. O an birsürü düşünce peydah oldu zaten yeterince karışık beynimde. Niye ona kuzenimle ilgili yardım edebileceğimi söylemiştim? Onun gerçekten iyi biri olduğunu düşündüğüm için mi yoksa Yiğit'in ondan vazgeçmesi için mi? Peki ya kuzenimle sevgili olurlarsa Yiğit çok üzülmez miydi? Dayanabilir miydim onun canının yanmasına? Ama sonrasında dediğim şeyin arkasında olmaya karar verdim. Sonuçta Yiğit de daha fazla bağlanmamış olurdu Ilgın'a. Zaten ben yardım etmesem de Ilgın'ın sevdiği başka biri vardı. Canı çok yanardı belki de ama yine de daha çok bağlanıp sonradan daha fazla acı çekmesinden iyidir diye düşündüm. Zaten Ilgın' a bir kere tamam demiştim,bunun geri dönüşü yoktu.
BÖLÜM SONU
OY VERİRSEN BENİ ÇOK MUTLU EDERSİN,VAKİT AYIRIP OKUDUĞUN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM 💚🌹🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN TANIŞMA
Ficção AdolescenteUfaksındır daha,aklın ermiyordur çoğu şeye. Baban seni ilk defa balık tutmaya götürecektir. Çocuksu bir heyecan yaşarsın. O ermeyen aklınla sevinirsin buna. Hevesle gidersin. Atarsın oltanı denize beklersin. İlk defa deniyorsun ya bilmezsin tabi şan...