dış kapı açılıp kapandığında yerimden kalkmış ve kapıya ilerlemiştim. duvarın arkasından sessizce onu izliyordum. gerçi ses çıkarsam bile beni fark etmeyeceğini biliyordum, deli gibi sarhoştu.
yine o kadının yanına gitmişti, birlikte içki içmiş ve daha sonra sevişmişlerdi. haftada birkaç gün onun yanına gider daha sonra eve gelirdi. aldatıldığımın ve sevilmediğimin farkındaydım ama yine de onu bırakamıyordum.
yedi yıllık bir ilişkimiz ve üç yıllık bir evliliğimiz vardı. lisenin ilk yılındayken tanışmıştık ve benden büyük olması ona âşık olmama engel olamamıştı. çevremizdeki herkes aramızdaki yaş farkından dolayı gelecekte çok zorluk çekeceğimizi söylemişti. onları duymazdan gelmiş ve kendimi sevdiğim adamın kollarına bırakmıştım.
kibarlığı, centilmenliği ve tam bir beyefendi oluşu beni etkilemişti. okul çıkışlarında gelip beni alırdı ve birlikte bir yerlere giderdik, bana kendi elleriyle yemekler yapardı, sürekli küçük hediyeler alırdı. ona karşı kendimi mahcup hissettiğimi söylediğimde sorun etmememi çünkü onun için de sorun olmadığını söylemişti.
aramızda on iki yaş vardı ve inanın bana, umrumda değildi. şimdi 23'üm ve o da 35, ama onu hâlâ seviyorum. onu her zaman sevmeye devam edeceğim. ta ki, ölüm bizi ayırana dek.
"kook?"
kravatını gevşetirken sarsak adımlarla bana doğru yürüyordu. aramızdaki mesafeye rağmen içki kokusunu alabiliyordum.
"neden uyumadın, güzelim?"
onun kokusu olmadan uyuyamadığımı bildiği hâlde böyle bir soruyu soruyordu. benim hakkımda bir şeyleri hatırladığına dair şüphelerim vardı.
göğsüme yeni bir ağrı saplanırken tam gözlerinin içine baktım. durduğu yerde perdenin arasından içeri sızan ay ışığı onun güzel yüzünü aydınlatıyordu. ona bir kez daha âşık olurken yine aynı şekilde parçalara ayrılıyor, acı içinde kıvranıyordum.
"uyuyamadım. seni beklemek istedim."
gülümsediğinde çıkan gamzelerine hayranlıkla baktım. gamzelerini sevdiğim için sürekli gülümserdi, ben de dayanamayıp gamzelerini öperdim. yüzümdeki ufacık bir gülümseme için her şeyi yapmaya hazırdı. artık o kadın için her şeyi yapmaya hazır.
"uyuman gerekiyordu. yarın işe gideceksin."
omuz silkip duvarın arkasından çıktım. ayıcıklı pijamalarımı gördüğünde gülümsemesi büyüdü ve kollarını iki yana açtı. dolan gözlerimi saklamak için başımı eğip açtığı kollarının arasına girdim. neredeyse bir aydır onu doğru düzgün göremiyordum ve özlüyordum. bana çok fazla çalıştığını söylemesine rağmen çalışmak yerine neler yaptığını biliyordum. benden saklayamazdı.
onu takip ederek ya da peşine adamlar takarak bunu yaptığını anlamamıştım. bir gün telefonu çaldığında açmıştım ve karşı taraftan bir kadın sesi onun adıyla inleyerek onu çok özlediğini ve geçen geceyi tekrarlamak istediğini söylemişti. telefonuna gelen mesajlarda o kadının yarı çıplak fotoğrafları da vardı. fiziği hoştu ve giydiği iç çamaşırları bir adamı etkilemek için yeterliydi. yüzünü görmemiştim ama güzel olduğuna emindim.
onun gibi olmak istedim. onun kadar güzel ve etkileyici olmak istedim. evli olan bir adama aklını nasıl kaçırttığını bilmek isterdim. ya da neden böyle bir şey yaptığını.
namjoon zengin bir adamdı. holdingleri vardı ve yakın bir arkadaşıyla birlikte parfüm şirketi işletiyorlardı. o kadının onunla bunun için birlikte olduğunu anlamamak imkansızdı. ben ise onun parasını değil, sevgisini istiyordum. benim onu sevdiğim gibi beni sevsin istiyordum. ilk tanıştığımız zamandaki gibi bana parlayan gözleriyle baksın istiyordum.
bunlar olmasa olurdu aslında. ondan tek istediğim, yalan da olsa beni sevdiğini söylemesiydi. bunu duymak bana bir ömür yeterdi.
"seni çok özledim."
kollarımı boynuna dolarken dudaklarımı çenesine bastırmış ve ardından alnımı yanağına yaslamıştım. elleri belimi bulurken sakin hareketlerle pijamamın açıkta bıraktığı tenimi okşamaya başlamış dudaklarını yüzümde gezdirmişti.
en son iki ay önce sevişmiştik. ben onu beklerken o başka bir kadının adını inleyerek defalarca zirveye ulaşmıştı.
"seni istiyorum."
inleyerek söylediği cümleye karşı sadece gözümden bir damla yaş süzülmüştü. benimle istediği için değil, beni unutmadığını göstermek ve kendini kanıtlamak için sevişecekti. benimle sevişmeyecek, beni sadece becerecekti. son üç yıldır yaptığı gibi.
bir süre sonra yatak odamıza girmiş ve yatağımıza yerleşmiştik. üstümüzdeki tüm kıyafetleri çıkarıp odanın bir tarafına fırlattıktan sonra gözlerime uzun bir süre boyunca bakmış ve ardından dudaklarımızı birleştirmişti.
o kadının kullandığı rujun tadını alabiliyordum.