her zaman onun iyi olması için çabalıyorum, üzülmesine izin vermiyorum ve gülümsediğini görebilmek için her şeyi yapıyorum.
beni kırmak istemediğini ve çok sevdiğini söylüyor. yine de hiçbir şey değişmiyor çünkü bu, onun beni aldattığı gerçeğini değiştirmiyor.
kendimi onun için her zaman yetersiz görmüştüm ve bu böyle devam edecekti, emindim. değişmemi istemediğini söylemesine rağmen olduğum kişiyi sevdiğini de düşünmüyordum.
"kook?"
yine durduramadığım gözyaşlarımı elimin tersiyle silip üstümdeki örtüyü tutarak yavaşça ona döndüm. aynı yatakta iki yabancı gibi yatıyorduk.
"efendim?"
derin bir nefes alıp verdi.
"uyuyamıyorum."
bakışlarımı ellerime çevirip örtüyle oynamaya başladım. bana sarılarak uyumak istediğini biliyordum ama o kadının girdiği kollarının arasına girmek istemiyordum gördüklerimden sonra. o kadına nasıl dokunduğu gördükten sonra hiçbir şey istemiyordum.
"gözlerini kapatıp yıldızları say. işe yarayacaktır."
cevap vermediğinde başımı çevirip yüzüne baktım. dediğimi yapıyor gibi görünüyordu. birkaç dakika sonra gözlerini açmış ve bakışlarını benimkilerle birleştirmişti. gözleri kanlanmıştı.
"olmuyor. sana sarılabilir miyim?"
gözlerimi kapatıp ona sırtımı döndüm. izin vermeyecektim.
"uyumak istiyorum artık. iyi geceler, namjoon."
derin bir nefes aldığını duydum. ardından yatakta bir hareketlilik olmuş ve vücudumun arkasında bir sıcaklık hissetmiştim.
bana sarılmıyordu, ya da dokunmuyordu. sadece bedenlerimiz arasında birkaç milim kalacak şekilde yaklaşmıştı.
"güzel rüyalar gör, jungkook."
o kadını kalbinden ve aklından çıkarmadığın sürece rüyalarım bile güzel olamayacak, sevgilim.