Herkesin bildiği kötü, kibirli, bir o kadar da yakışıklı BURAK DİNÇER, DİNÇER KOLEJ'inin sahibinin oğludur. Kolejin gözde yakışıklılarından, her genç kızın sahip olmak istediği erkektir. Burak, aşka gözlerini yummuş, aşktan yoksun daha önce hiç aşı...
Kapının tıklatılmasıyla birlikte kafamı tefondan kaldırdım.
"Gell!" gelen Hazan'dı.
Hazan, Dinçer Holding'in en gözde asistanlarındandır. İşini de en güzel şekilde, hakkını vererek yapar. Bugün fazlasıyla yorulmuş sanırım. Karşımda Bitkin bir şekilde durmasından anlaşılıyor her şey.
"Evrakları gerektiği gibi imzalattım Efendim. Başka bir isteğiniz var mı?"
"Hayır. Teşekküler. Zaten şimdi çıkacağım. Senin de işin yoksa erkenden çıkabilirsin.
"Benim işim bitti Efendim izin verdiğiniz için de teşekkür ederim." dedi.
Tebessüm ettim. Telefonumun sesini duyduğum gibi ekrana baktım. 'Berk arıyor' yazısını görünce açtım. O sırada da Hazan, çıktı odadan.
"Efendim Berk" Yine Allah bilir ne diyecekti.
"Ne yapıyorsun kanka"
"Eve geçeceğim şimdi. Bir şey mi oldu?"
"Şey diyecektim ya gel bir kahve içelim ha ne dersin?
"Başka zaman kanka şimdi eve geçiyorum ben. İstersen bana gel."
"Hmm... Tamam o zaman ben geliyorum zaten canım sıkıldı dertleşiriz az."
"Tamam görüşürüz." dedim.
O da görüşürüz dediği gibi kapattım telefonu. Berk ile çocukluktan beri arkadaşız. Severim kendisini tatlı çocuktur.
Holdingden çıktım ve oto parkta bulunan siyah BMW'me doğru ilerledim ve yola koyuldum. İstikamet Ev!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Ege'nin arabası)
Sessizliği radyoda çalan şarkıyla bozdum. Sevdiğim şarkıcının sevdiğim şarkısı... Tam da Şansıma nakarat kısmı denk geldi. Biraz daha sesini açtım ve oldukça hareketli olan şarkıya eşlik etmeye başladım birden.
