5. Bölüm:Bay Kükreyen Kibirli

198 22 15
                                    



(Şarkıyı dinleyiinn! Ben çook çook sevdim. İnanın bağımlılık yapıyor. Dinleyince anlayacaksınız :) İyi dinleyip, iyi okumalarr ^^  Şarkı: İdo Tatlıses -"SEN")

 Burak'ın nerede olduğunu ne Furkan söylemişti bana, ne ben sormuştum Furkan'a. Ama ne tesadüfse varmıştım işte dediği yere. Nasıl mı vardım? Şu şekilde vardım. Ben merakla ilerlerken, yerini bilmediğimden bir sağıma bir soluma bakıyordum tabii. En sonunda bu böyle olmaz diye koridorun bir köşesinde gülüşen dörtlü bir grubu takılan gözlerimle hemen o tarafa yöneldim.

" Pardon, ben bir şey soracaktım da?" dedim kafası eğik telefonuyla ilgilenen çocuğa.

Şansa bak ya daha şimdi gülen çocuk, onlara doğru ilerlememle hemen gruptan kopup telefonuyla ilgilenmeye başladı.

Saçmalamayın tabii ki kahkaha atan itici tiplere soracak değilim (!)

Çocuk kafasını usulca telefondan kaldırıp bana baktı.

"Buyur?" dedi soğukkanlılıkla. Oysaki ben sıcakkanlılıkla sormuştum. Diğer üç kişinin gözleri bendeydi bu arada. Kısa bir göz atıp 'Bay Soğukkanlıya' geri döndüm.

"Burak'ı gördün mü? Tanımayan yoktur herhalde değil mi? Yani öyle sanıyorum. 'Dinçer olan Burak' yani kolejin Veliahtı (!) olan Burak."

Çocuğun kahkaha atmasıyla saçmaladığımı fark ettim. Sağ ol ya gerçekten saçmaladığımı fark etmemi sağladığın için!

"Ahahah... Tamam bir sakin ol ufaklık. Anladım ben seni."

Ufaklık mı dedi o bana? Neyse tamam sinirlenmeyeceğim.

Tebessüm ettim sadece. 

"Burak bana demişti zaten." dedi.

 İyi de nasıl? Yani ben hiç bir şey anlamadım bu işten. Hadi hayırlısı.

"Nasıl yani?" dedim şaşkın şaşkın.

"Burak bana dedi ki: 'Buralarda  bir sağına bir  soluna bakan deli aynı zamanda çatlak tipli bir kız görürsen konferans salonunda olduğumu söylersin.'  Baktım 10-15 dakika ama görmedim öyle birini, ta ki sen sorana kadar." 

Bi-bir dakika. Ne demiş o manyak benim hakkımda ? 

Deli ve çatlak öyle mi? Deli ve çatlak kimmiş göstereceğim ben ona.  Gittikçe sinir kat sayım artıyordu. Bir an önce konferans salonuna gidip o  kendini bir şey zanneden ama  gerçekte hiç bir şey olmayan Bay Kibirli'ye hesap sormak istiyordum. 

"Peki teşekkürler." dedim tebessüm etmeye zorlayarak kendimi. Tam arkamı dönüp gidecekken ismini bilmediğim çocuğun sesini işittim bir kez daha. 

"Tanışmadan mı?" 

"Anlamadım?" 

"Tanışmadan mı gideceksin yani." dedi. Elini uzattı ve hemen  ekledi.

"Deniz." 

Ben de tebessümle elimi uzattım ve hemen ekledim.  

"Melis ben de." dedim ve ellerimiz ayrıldı. 

"Daha önce görmedim seni. Sanırım yeni gelmiş olmalısın. Gerçi bir kaç gündür yoktum."

"Aynen yani geldim."

"Neyse tutmayayım ben seni. Selamımı ilet Burak'a. Dinçer olan Burak. Yani kolejin veliahtı olan Burak."  dedi ve ben kahkaha attım.

 Evet evet resmen tüm sinirim uçup gitmişti adeta. Ama bir dakika benle dalga geçti değil mi o? Dalga geçti beni taklit ederek ama hoşuma da gitti aslında, komikti. O anki yüz ifadesi gülmeme neden olan en önemli etkendi sanırım. 

BAY KİBİRLİ #Wattsy2o18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin