Merhaba size daha önce ne kadar anormal biri olduğumu söylememiştim sanırım. Yaz tatilinde daha meşgulüm. Çok şükür yaz tatilinin bitmesine çok az kaldı. Kusura bakmayın bu bölümü uzun süredir kısa kısa yazdım sonunda yayınlıcam. Aslında hikaye fantastik olmasına rağmen gençlik hikayesine benzedi bende bu bölüme heyecan katıp konudan uzaklaşmamaya çalıştım.
Aras şarkı söylemeye başlamıştı. Biz de Ege ile pozisyonumuzu almıştık. Dans etmeye başlayacaktık ki bir anda bir çığlık herkesin dikkatini çekti. Mekanın en ilerisinde bulunan balkon. Herkes oraya gözlerini dikmişti çünkü saniyeler önce oradan bir kız çığlıklarla yere düşmüştü. Şimdi ise kız yerde kanlar içinde yatıyordu. Aras şarkısını yarıda kesti doğal olarak bizde dansı bıraktık. Herkes koşarak kızın yanına gitti. Kızın yüzünü görmemle her şeyi anlamam bir oldu. Çünkü düşen kız Patrica'nın en yakın arkadaşı Öykü!
Evet Öykü. Bir insan nasıl Patrica kadar bencil olabilir ki. Eski sevgilisiyle dans etmeyim diye en yakın arkadaşını balkondan aşağı düşürdü. Oha artık.
Dakikasında ambulans geldi. Sanırım olayı anlayan benden başka kimse yok. Ege'nin "Patrica nasıl bu kadar kötü olabilir" demesiyle düşüncelerimi bi kenara bıraktım. Heyy! Yalnız değilim. Maalesef bu olaydan sonra partiye devam etmedik ve herkes gruplar halinde dışarı çıktı.
Patrica ve Aras birlikte Aras'ın son model spor arasıyla uzaklaştılar. Patrica en iyi arkadaşına böyle bir şey yaptı ve halen eğlence peşinde. Ne var ki Ege'yle ne güzel dans edecektik. Heyy! Ege neden bir anada bana gülümsedi anlamadım. Kapının önünde bizimkilerle sessizce dikiliyorduk, kimse olayın şokunu üzerinden atlatamamıştı.
Sessiliği bozan Mira oldu "Hey! Sekiz kişi birden takılamayız değil mi?"
"Oldu o zaman ben gidiyim." dedim trip atarak.
Tam adımımı atmıştım ki Ege belimden yakalayıp beni durdurdu "Araba o tarafta değil." derken beni arabanın olduğu tarafa doğru yönlendirdi ve birlikte yürümeye başladık. Hiçbir şey anlamamıştım.
"Baş başa kalalım istedim."
Farkında olmadan dış sesimle mi düşünüyordum ya da Ege düşüncelerime cevap mı veriyordu anlamadım.
Her neyse arabaya bindik ve Ege sahile doğru arabayı sürmeye başladı. Bir türlü düşüncelerimden sıyrılamıyordum. Nisan bana daha önce Ege'yle partiye gideceğimi söylemişti ve Ege'yle birlikte gittik. Ege her düşündüğümü anlıyor. Ve en önemlisi Nisan'ın bana 'kimse geleceği benden iyi bilemez' dediğinde Mira'nın Nisan'ın kulağına 'ona asla sırrımızı söyleme geri zekalı' diye fısıldaması, Mira ve Nisan'ın özel güç saçmalıkları...
Bütün bunlar ne ifade ediyor? Bu bir kamera şakası mı? Ya da büyücü efsanesi mi? Vampir efsanesi mi? Hepimizin özel gücü filan mı var? Biz neyiz? Daha doğrusu ben neyim? Benden gizledikleri şey ne? Tamam sakinim.
Fren sesi ile kendime geldim Ege ani bir anda arabayı durdurmuştu ve bana bakıyordu. Kafayı sıyırmak üzereydim. Ege'nin bana bakışlarından korkuyordum açıkçası.
"Evet düşüncelerini okuyabiliyorum." derken sakin konuşuyordu ben ise neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Nisan da geleceği tahmin edebiliyor" dedi hemen ardından.
"Hatta Bella'nın, Harry'nin ve Mira'nın da özel güçleri var." yutkundu ve devam etti "İlk duyduğunda küçük bir şok yaşayabilirsin anlıyorum ama sen de bizdensin."
Sadece "Saçmalamayı kes." diyebildim. Sanki dünya o dakikalarda durmuştu. Hiçbir şeye anlam veremiyordum. Gözlerimi köprünün üzerinde kornolar eşliğinde ilerlemeye çalışan arabalara daldırmıştım. Trafik çok karışıktı ama kafamın içi kadar değil. Ve gittikçe korno sesleri daha şiddetli hale geliyordu. Tahammül sınırımın sonundaydım. Aslında inanıyordum ya da inanmıyordum. Henüz bunu bile anlamış değildim. Gittikçe bulanık görmeye başlamıştım ve...
"Ona her şeyi anlatmak için erken davrandın Ege, hatta hiç bilmemeliydi." Mira'nın sesini zorlukla duyuyordum.
"Mira yeter artık." diye azarladı onu Bella.
Göz kapaklarımı büyük bir uğraş sonucu açmayı başardım. Hafızam yavaş yavaş yerine geliyordu. Olanların hepsini rüya olduğuna kendimi inandırmaya çalıştım. Ama hepsinin gerçek olduğu düşüncesi daha ağır basıyordu. Önce Ege fark etti ve ardından hepsi dönüp benimle ilgilenmeye başladılar. Ege eğilip başımı ellerinin arasına aldı "İyisini değil mi?" diye sordu.
"Sanırım." cevap verir vermez etrafıma bakındım. Hastanedeydim. Tam tahmin ettiğiniz gibi. Bir kaç saniye sonra doktor odaya girdi küçük bir muayene sonrası hastaneden kurtulmuştum. Koridoru yine o koku kaplamıştı. Lanet olasıca günleri hatırlatmıştı bu koku bana. İki sene önce Aras yüzünden yaşadığım şeyler.
Her neyse sonunda arabaya bindik hava kararmıştı. Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya yasladım hiçbir şey düşünmeden ön koltukta oturuyordum Ege ise yanımda arabayı kullanıyordu. Doğruldum ve "Ege- diye konuşmaya başladığım an Ege lafımı kesip "Bu konuyu şimdilik konuşmayalım ikimiz içinde en iyisi bu." dedi.
Bunun üzerine daha fazla uzatmadım eski pozisyonuma dönüp yola devam ettim. Araba durduğunda gözlerimi açtım ve bir sitenin önünde olduğumuzu gördüm. Ege'ye dönüp neler oluyor bakışı attım. Ege ise bir tepki vermeden beni bir anda kucağına aldı. Apartmanlardan birine girdik asansöre bindik ve bir dairenin önüne geldiğimizde kapıyı Bella açtı. Sanırım burası Bella, Ege ve Harry'nin eviydi. Ege hemen beni Bella'nın odası olarak tahmin ettiğim odaya götürüp yatağın üstüne yatırdı.
"Merak etme Ece'yi arayıp her şeyi anlattım annene uygun bir zamanda anlatırsın. Hadi şimdi dinlenmen gerekiyor." deyip kapıya doğru yürümeye başladı. Çok soğuk davranıyordu, bundan rahatsız olmuştum ki arkasını dönüp "İyi uykular prenses." dedi. Gülümsedim ve seni seviyorum dedim iç sesimle. Umarım düşüncelerimi okumuştur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavimsi
FantasyMilyonlarca kişinin arasından seçildiğini ve harika özel gücünün farkında olmayan sıradan bir genç kız Lara Şafak. Son derece sempatik ve popüler, Lara'nın kendini keşfetmesiyle görevli, Mavimsi ırkından gelen Ege Akdeniz. Lara'nın yeni okul macer...