Kadim İkizler- Doğru An

104 14 1
                                    

''Eğer yaşıyorsa bir mistik olmalı.''

''Evet öyle, o ölüm.''

''Sadece ölüm mü? Bu imkansız aynı zamanda yaşamda olmalı.''

''Hayır Kara, yaşam olan Elya.''

''Aman allahım! Haberin yok.''

''Neyden?'' diye sordu Mahzen. Ancak alacağı cevap pek hoşuna gitmeyeceğe benziyordu. Bu krallık onun canını çok yakmıştı ve yine yakacaktı.

''O öldü Mahzen.''

      Elya... Mahzen onu hiç tanımamıştı. Gece, kızını tanıma fırsatı bırakmadan onu kovmuştu. Büyük bir acı kapladı içini. Dahada çok nefret ediyordu artık. Her şeyden... Gimemeliydi, Gece'yi ikna edip kalmalıydı. Daha Elya'nın hangi rengi sevdiğini bile bilmiyordu. En acısı ise ikiz kızlarının birbirlerini hiç tanıyamamış olmalarıydı. Üstelik kendilerini anlayacak tek kişi birbirleri olmalarına rağmen... Kim bilir ne çok istemişti kardeşini, babasını görmeyi. Ne çok özlemişti.

''Mahzen bir şeyler söyle!''

     Ne demeliydi ya da ne yapmalıydı? Bu olanlar o kadar anlamsızdıki... Tek nedeni Gece'nin, kızının ölümünü görmeyi istememesiydi. Peki ne olmuştu şimdi. Alya ölmemişti, yine görmüştü kızının ölümünü, yine yanmıştı kalbi.

''Na-Nasıl oldu?'' diye kekeledi acıyla.

''Senin gelme nedenlerin... Gecenin Kara Gözlü Cadıları öldürdü onu. Ruhunu çaldılar kızın özgür değil Mahzen!''

''Ne...'' Sesi çok yüksek çıkmamıştı. Ama fısıldayışı bile yetmişti acısının anlaşılmasına. Nefes alamıyordu, ciğerleri felç geçiriyordu sanki.

''Eğer yaşıyorsa kardeşini bulabilir. Alya'dan başka kimse özgür kılamaz onu. Ona her şeyi anlatmalısın.''

''Zaten her şeyi biliyor. Tek yapmam gereken ona ikizinin öldüğünü söylemek. Lakin onu nasıl böyle bir tehlikeye atabilirim.''

''Elya acı çekiyor Mahzen. Bunu hissedebiliyorum. Bilirsin ölülerin seslerini duyabilirim ama Elya'nın çığlıklarını duyuyorum. Tek çıkış yolu bu. Alya artık büyümeli!''

----------------------------------------

      Alya karanlık sokakta ilerliyordu. Ayaklarını yere basarken oldukça sessiz lması gerekiyordu. Cadılar her yerde olabilirlerdi. Her adımında içini boğuk bir korku sarıyordu. Gerçi bu konuda neredeyse ustaydı. Ölüm sinsidir, ölüm gizlenir ve o kadar iyi gizlenirki sıranın kimde olduğu asla bilinmez.

      Yürümeye devam etti Alya. Narin ama hızlı adımlarla... İleriki küçük kulübeden duyduğu çığlığa yönelen Alya bu yağtığının başına ne kadar büyük işler açacağını biliyordu.

''Yapma, Lütfen o daha çocuk!''

''Hahaha bazı çocuklar acıyı küçük yaşta tadarlar canım.''

''Anneeeee! Yardım et, canım çok yanıyor...!''

      Çığıklar adeta Alya'nın yüreğine kazınmıştı. Küçücük bir çocuğun o denli acıya maruz kalmasına dayanamıyordu. Sessizce kapıya doğru ilerledi. Başı dönmeye başlamıştı, işte yine başlıyordu. Allahtan tam zamanı ve yeriydi.

''Bayan, Açın kapıyı!'' diyebağırdı acizce. Az sonra kapı açıldı ve cadı eşikten başını çıkardı.

''Kimsin, ne istiyorsun?''

''Kimse değilim ve istediğim tek şey o aileyi rahat bırakman.''

      Bunları söylerken evin içine bakıyordu. Zavallı kadın çocuğunun yanına gidip teselli etmey ve acısını biraz olsun dirdirmeye bakıyordu. Çocuk yedi yaşında ya var ya yoktu. Alya, nasıl bu kadar iğrenç ve vicdansız olduklarını anlayamıyordu.

''Kusura bakma küçük ama sana istediğini veremem ve şunu da eklemeliyimki çok korkunç bir işe bulaştın velet!''

''Hiç sanmıyorum cadı! Sanırım bu sefer tam dengine bulaştın.''

''Öleceksin çocuk!'' sesi bir yılanın tıslamasını andırıyordu. Korkunçtu ama Alya hazırlıklıydı. Bu sefer tam zamanında olmuştu.

''Enoth de mo!...''

     Cadı olduğu gibi duvara fırlamıştı. Acı ile inledi ve konuşmaya çalıştı lakin yapamadı. Canı yanıyordu. Bu sefer aybeden kendisiydi. İşin ilginç yanı böyle bir büyüyü, hayatında hiç duymamıştı. böylesie acı vereniyle hiç karşılaşmamıştı. büyünün vücudunda haps olduğunu hissediyordu garip bir şeydi, şey gibi... Ölüm!

''

Kadim İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin