Kadim İkizler- İkizler

17 2 0
                                    

               Güneş Akaya Diyarını aydınlatırken sıcak yatağında doğruldu Alya. Daha dün yaşadığı büyük acılardan sonra yeni güne bu denli mutlu uyanmasına şaşırmıştı doğrusu. İçinde anlam veremediği bir huzur vardı. Kendini evinde gibi hissediyordu. Lakin huzuru çok sürmedi. Etraf yeniden bulanıklaşmaya başlamıştı.Başını dönmesine aldırmadan yatağından kalktı. Sendeleyerek kapıya yöneldi. Büyük adımlarla, duvarlara tutunarak ilerledi sessiz ve uzun koridorda. Amacı ana salona gitmekti lakin her an yere yığılacağını hissediyordu. Sanki tüm yaşam enerjisi çekiliyor gibiydi. Neden olduğunu bilmese de cadılarla ilgili olduğunu düşünüyordu. Alya, zar zor ana salonun kapısına gelebildi. Kapalı kapılar ardından konuşulanları duyabiliyordu. Belli ki herkes çoktan uyanmıştı. Elleriyle soğuk, demir kapıları tuttu ve itmeye çalıştı. Lakin dev kapılar hareket dahi etmedi. Alya'nın artık gücü kalmamıştı ve kapıları itmekten vazgeçip seslendi içerideki babasına.

            Bu sırada içeridekiler hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Taki Alya'nın aciz sesini duyana kadar. Hemen ayaklandı Mahzen ve kapıya doğru koştu. Kapıyı açtı ve yerde, teni bir mezar taşı kadar soluk duran kızına baktı. Yanına çömeldi ve korkuyla konuştu.

''Alya! İyi misin? Ne oldu?''

''Bir şeyler oluyor baba! Tüm gücüm çekiliyor sanki. Bir şey yapıyorlar.'' diye yanıtladı Alya.

           Bu sırada Mahzen'in hemen arkasından gelmiş olan Gece söze atıldı.

''Mahzen uzaklaş ondan.''

''Ne?''

''Bana bırak Mahzen!''

          Gece'nin komutuyla Mahzen Alya'yı yere bıraktı. Gece daha da yaklaştı kızına. Bir elini genç kızın alnına, diğer elini ise tam kalbinin hizasına yerleştirdi. Ve dudaklarından şu sözler döküldü.

''Ahara dune majara.''

             Cümleyi her tekrarlayışında daha vurguladı söylediklerini ve gittikçe yükseldi sesi.

''Ahara dune majara. Ahara dune majara.''

               Etraftakilerin meraklı bakışlarına maruz kalan Alya büyük bir acıdan kurtulmuşcasına, derin bir nefes aldı. Gece ile göz göze geldiler.

''Buraya gelmeden önce Aitha'da ne yaptın?'' diye sordu Gece.

''İnsanları uyarmaya çalıştım lakin muhafızlar yenilince savaşmak zorunda kaldım.''

                Sözlerinin sonuna doğru gittikçe kısıldı Alya'nın sesi.

''Başaramadım.''

''Peki Vyri'yle ne zaman karşılaştın.''

''O da kim?''diye sordu Alya. Gece korku dolu gözlerini Alya'nınkilere dikti ve cevapladı.

''Bu hale gelmeni sağlayan cadının ikizi. Sana bu denli güçlü bir büyü yaptığına göre canını çok yakmış olmalısın. Vaira sadece kız kardeşi Vyri'yi önemser. Kendinden bile çok. Onu bu kadar kızdırmış olman için kardeşine zarar vermiş olman gerekir.''

            Duydukları karşısında Alya'nın aklındaki sorular tek tek cevap buldu. Vyri o çocukla annesini esir alan cadı olmalıydı. Ve tabi ki kardeşi Elya'yı öldüren. 

''Evet.'' dedi Alya ve devam etti.

''Onunla karşılaştım sanırım. Bir cadı, küçük bir çocuk ve annesini esir almıştı. Bende onları kurtardım. O cadı Vyri olmalı.'' yutkundu. Hikayenin devamına Gece'nin, en önemlisi de babası Mahzen'in ne tepki vereceğini biliyordu. 

''Onu lanetledim.'' 

''Ne!'' diye bağırdı Gece. Sesi tüm salonda yankılanmıştı. Ardından Mahzen söze atıldı.

''Bir cadıyı mı lanetledin?!'' dedi ve devam etti.

''Bunu nasıl yaparsın? sonuçlarını tahmin edemedin mi?!''

''Baba başka şansın yoktu.'' Diye isyan etti Alya acıyla babasına.

''Hem... Elya'yı öldürmüş'' 

             Gece sözlerini Alya'ya yöneltti.

''Alya, Elye'yı Vyri tek başına öldürmedi. Onu Vaira ile birlikte köşeye sıkıştırdılar. Elya öldü ve gücünü ikizi yani sen devraldın. Şimdi sende Vyri'yi lanetledin ve eğer Vyri ölürsen gücünü Vaira devralıcak. Bu cadılar tek başlarına dahi senden çok daha güçlü çünkü senden daha fazla şey biliyorlar ve eğitimliler. Eğer Vyri'nin gücü Vaira'ya geçerse hiç şansın olmaz. Şansımız olmaz!''

               Gece gözlerini birlikteki üstatlara çevirdi. Sanki onay istermişçesine bakıyordu onlara. İstediği onay gelmiş olacak ki söze devam etti.

''Başka yolu yok. Seni eğitmeliyim. Çok zayıfsın ve en beceriksiz cadı dahil doğru büyüyle seni kolayca alt edebilir. Alya, izin ver sana öğreteyim.''

''Bana öldürmeyi öğretmeyi mi teklif ediyorsun?'' diye sordu Alya.

''Hayır Alya. Artık ölümdede yaşamda sensin.''

''Elimi attığım her şey yok oluyor.'' dedi kırgın, çaresiz ve birazda yorgun bir ses tonuyla.

''Eğer eğitim alırsan, gücünü kullanmayı öğrenirsin. Artık dokunmaya korkman gerekmez.''

                 Alya, Gece'nin söylediklerini pürdikkat dinliyordu. eğer söylediklerinde haklıysa masum insanları koruyabilirdi, en çokta kendinden. 

                 Gücünü topladığını hissettiğinde yerden kalkmaya yeltendi ve kendisine uzanan eli o sırada fark etti.Eli tuttu ve ayağa kalktı. Bu sırada konuştu elin sahibi. 

''Düşünmesine izin ver, eminim en doğru kararı verecektir.'' dedi Araf Gece'ye dönerek.

                Çokta garip bir şey söylememişti fakat tüm birlik şaşkınlıkla Araf'a bakıyordu. Sanki bu ondan beklemedikleri bir hareketti. Konuşmaya devam etti Araf.

''Seni zorlamıyorum lakin...'' 

               Gümüş gözlerini Alya'ya çevir ve devam etti.

''Sana ihtiyacımız var Alya. Altı kişi elimizden hiçbir şey gelmez. Eğer sen olmazsan biz bir iç olarak kalırız. Eğer sen yoksan bizde yok olup gideriz. Işık olmamıza izin ver Alya, kardeşinin bıraktığı yerden devam et.''


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kadim İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin