Gideon'dan Will?!

319 10 1
                                    

Mabel: Geldik mi?
Dipper: Mabel rüya görüyorsun, mola verdik yarın sabah yola devam edeceğiz.
Mabel: Ha, haaa tamam, benim hatam.
Tekrar yatar, Dipper üzerini örter.
Wendy: Sen iyi misin?
Dipper: Biraz endişeliyim, Cipherlar fazla güçlü. Will ise Bill'den de güçlü.
Wendy: Bundan o kadar emin değilim, daha akıllı olmadığına yüzde yüz bahse girerim.
Dipper: Evet ama Ford amcanın beynine bire girebiliyor.
Wendy: Hayır Dipper, bizi rastgele ışınladı hepsi bundan ibaret.
Dipper: Umarım dediğin gibidir.
Wendy: Öyle olduğuna tüm kalbimle inanıyorum.
Dipper: Sana güveniyorum.
Wendy, yanağına bir öpücük kondurur ve örtüyü üzerine çeker.
Wendy: Hadi yat, yarın çok uzun bir yol gideceğiz.
*efsane intro*
Stan ve Ford, Will kardeşinin heykeline yaklaşamasın diye sürekli dikkatini dağıtıyordur.
Will: Söylesenize, nerede kardeşim ıhı!
Stan: Bak sulu göz, söylerdim ama söylemek istemiyorum. Çünkü söylersem iyi bir şey olmayacak, bundan adım gibi eminim.
Will: Size karşı bir tehtid olarak geldim, iyi bir şey tabiki olmayacak. Aptal insan -burnunu çekerek- Nerde o?!
Ford: O tam olarak sınırda bir yerde.
Soos: İyi ama o -Stan ağzını kapatır- snrddlkndnylnsyldnzamclr... (sınırda değil ki neden yalan söylediniz amcalar)
Stan: Tam olarak sınırda olsuğundan emin olabilirsin. Biraz daha ötesinde bir yerlerde hatta, buraya oldukça uzak.
Burnunu çökerek arkasını döner.
Will: Yalan söylemiyor olsanız iyi olur sizi aptallar!
Gözünü birkaç kere kapatıp açtıktan sonra gider.
Stan: Soos, bir halat getir ve Bill'in heykelini içeri çekelim.
Soos: Tamamdır Stan amca.
Halatla bağlayıp üç kişi içeri çekerler.
Will sınırda onu aramaya başlar.
Will: O aptallar bana yalan söylememiş olsa iyi olur! Pislikler! -ağlamaklı sesle- Bulacağım seni Bill.
Ford: Aferin iyi işti Soos.
Soos gözünü siler ve gülümser.
Wendy aracı durdurur.
Mabel: Uh, hıh? Geldik mi?
Dipper: Hayır, ama hepimizin uykusu geldi. Gene... 2 gün olmak üzere ama hala gidemedik, Gideon tam olarak nereye taşındı ki? Çok uzak.
Wendy: Aslında çok uzak değil, tırmandığımız yokuş çok yüksek, onun dışında oldukça yakında.
Dipper: Bu daha mantıklı geldi. -yukarı bakarak- Aslında az kalmış. Yarın gece saatlerinde orda oluruz, değil mi?
Wendy: Eveet, umarım.
Mabel: İyi geceler çifte kumrular.
Dipper: İyi geceler Mabel.
Wendy: İyi geceler.
Dipper: Biz de uyumalıyız bence.
Wendy: Evet, uyuyalım.
Wendy arkasını dönerek yatar.
Dipper: yanlış bir şey mi dedim?
Wendy: Hayır Dipper.
Dipper: Emin misin? Çünkü genelde böyle hemen evet uyuyalım tarzı davranmazsın da.
Wendy: Dipper, bilemiyorum. Çıkmaya başladığımızdan beri kendimize ait bir zamanımız olmadı. Seninle olmayı seviyorum ama hayatımızdan bu şeytanları nasıl yok edeceğimizi de bilmiyorum.
Dipper: Wendy, inan bana bir yolunu bulacağız. Her zaman bir yolu vardır, öyle değil mi? Hem, ben senin yanındayım ve sen benim yanımdasın. Eninde sonunda rahat bir şekilde sakin bir gün geçirebiliriz.
Wendy: İstediğim tek şey sakin bir gün geçirmek. Hepsi üst üste geldi, bu dayanılabilecek bir şey değil. Yorgun hissediyorum Dipper.
Dipper: Sen regl misin?
Wendy: E-evet. Özür dilerim.
Dipper: Sorun değil, anlıyorum. İyi uykular Wendy.
Saçını okşar ve arkasına yaslanır. Örtüyü çeker.
Wendy: İyi uykular.
Sabah olur Mabel, Dipper'ın göz kapağını eliyle açar.
Mabel: Hadi uyan kardiş hadi uyan! Zaman kaybediyoruz.
Dipper: Aahh, tamam Mabel. Kalktım işte.
Mabel: Hadi hadi arabaya hadi! Çok yavaşsın kardiş.
Yola devam ederler.
Dipper: Benim anlamadığım bir şey var, bu ev Esrarengiz Kasaba'nın içinde bir yerde ama biz iki veya üç gün oldu tam hatırlamasam bile nasıl gelemedik bu eve?
Mabel: Bu da Esrarengiz Kasaba'nın gizemlerinden biri heralde.
Dipper: Bu çok saçma, bir yokuşu tırmanıp duruyoruz. Sonra U dönüşü yapıp başka bir yokuşu tırmanıyoruz. Oraya daha kolay bir gidiş yolu yok mu?
Wendy: Üzgünüm, bildiğim tek yol bu Dipper.
Dipper: Sorun değil, sadece zamanımız daralıyor.
Mabel: Geldik mi?
Wendy: Ah evet.
Mabel: Sonundaa!
Kapıya gelip çalarlar. Kapı açılmaz, biraz daha çalarlar.
Dipper: Buraya kadar boşuna gelmiş olamayız!
Bir daha çalarlar gene açılmaz. Dipper kapıya vurmaya başlar.
Dipper: Çık dışarı! Çık! Gideon çık!
Git gide yavaşlayarak kapıya vurmaya devam eder.
Stan ve Ford Will'den korunmak için tüm kapı ve pencereleri kapatmış evde saklanıyorlardır.
Stan: Çocuklar ne yapıyor acaba? Onları çok merak ettim.
Der titrek bir ses ile.
Ford: Merak etme, her şey yolunda. Onların başına kötü bir şey gelmeyecek.
Stan: Umarım, tek çağremiz senin bir çözüm yolu bulman.
Ford: Elimden geldiğince.
Soos: Amcalar, bu yaratık gitti ve yaklaşık 2 dakikadır yok.
Ford: Nasıl yani?!
Cama koşarlar ve kimse yoktur.
Stan: Sonunda pes etti sanırım. Evet! Ahaha!
Ford: Kesinlikle zannetmiyorum, bir şeyin peşinde.
Stan: Burada kalarak bie şey bulamayacağız. En iyisi heykel mezarı burada bırakıp gidelim. Dışarıda çocukları bulalım, Soos da bu heykeli korusun. Biz dönene kadar.
Soos: Bana uyar Stan amca.
Ford: Tamam, acele edelim ama.
Mabel ve Wendy kapı önündeki merdivenlerde oturmuş bekliyorlardır. Dipper kapının dibine çökmüştür. Arkadan bir ses ile kalkar.
Gideon: Mabel?! Sizin burada ne işiniz var?!
Heyecanlı biçimde elindeki paketleri yere düşürür.
Dipper: Seni küçük şeytan!
Üzerine saldıracakken Wendy ve Mabel araya girer.
Wendy: Sakin ol!
Mabel: Dur Dipper yapma!
Gideon: Ay noluyo be?!
Dipper: Will Cipher'ı sen mi serbest bıraktın?!
Gideon: Bill mi kaçtı?!
Dipper: Konuyu saptırma seni küçük pislik!
Gideon: Abicim ne dediğini anlamıyorum bi anlatsan.
Dipper: Şimdi seni ezeceğim!
Sıyrılır ve onun üzerine atlar.
Wendy: Dipper dur, yapsa yaptım derdi değil mi?!
Dipper biraz durur, sonra Gideon onu üzerinden iter.
Gideon: Ne oluyo bi açıklasana sen.
Dipper: Bill Cipher'ın kardeşi istilaya geldi. Onu sen mi serbest bıraktın diyordum...
Gideon: Neden öyle bir şey yapayım ki, bıraktım bu işleri.
Dipper: Onu durdurmanın bir yolu yok, genel olarak Bill'in tersi.
Gideon: Keşke dinlemeden vurmasaydın. Bilmiyorum ve ben değildim! Şimdi defol burdan, bana vurduğun için seni öldürtmüyorum kendini şanslı say!
Dipper başını öne eğip arabaya gider.
Mabel: Değiştin sanmıştım Gideon.
Gideon: Ma-Mabel...
Wendy: Dipper, bekle!
Dipper arabaya binip oturur, Wendy de gelip yanındaki koltuğa oturur.
Wendy: Hey, en azından onun yapmadığını öğrendik değil mi?
Dipper: Biliyor musun, seni seviyorum.
Wendy: Ben de seni seviyorum.
Wendy onu öper Dipper şaşırır. İlk öpücüğüdür, gözlerimi hızla açıp kapatır ve Wendy'ye bakar.
Wendy: Şaşırma, sen benim erkek arkadaşımsın.
Dipper: Bu cidden çok, mükemmeldi... seni seviyorum! Hatta sana a-mhmhmh...
Wendy: Yavaş ol Dipper. Birileri duymadan sakin ol.
Dipper: Doğru ehhehe. Will'i nasıl durduracağız?
Wendy: Bir yolunu bulacağından eminim. Sen her zaman bulursun, koca robotu tek başına yendin. Beni bir yaratıktan kurtardın. Unuttun mu?
Dipper ona güzelce bakar.

Devam edecek.

Esrarengiz kasaba/Gravity Falls Sezon 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin