Günlük: yarım bir parça kağıt.

330 10 2
                                    

Geri dönüyorlardır, fakat kasabanın bazı yerleri yanıp kül olmuştur.
Dipper: Sanırım gene aynı şeyleri yaşayacağız, Bill'in yaptığı gibi Will de yapacak.
Bagajdan bir ses gelir.
Mabel: Bu sesi bir tek ben mi duydum?
Dipper: Ne sesi?
Bir tıkırtı daha gelir.
Wendy: Şşş, ben de duydum.
Mabel: Arabanın içinden geliyor sanki.
Dipper: Ben bakarım, arabayı durdur Wendy.
Mabel: Dikkat et Dipper.
Wendy kenara çeker.
Wendy: Dur, ben bakarım.
Dipper: Hadi ama, bana güvenmiyor musun?
Mabel: Üçümüz de biliyoruz ki kollarında güç yok.
Dipper: Hadi ama, o kadar şey yaptıktan sonra bile mi? Ben bakıyorum dedim.
Wendy'nin baltasını alır bagajı açar.
Dipper: Nee???

*Efsane intro*

Dipper: Aaaaaa!!! Senin burda ne işin var?
Gideon: Be-ben size yardım etmek için geliyorum. Üzgünüm Dipper, tamam eskiden hatalı olabilirim ama beni affetmenizi istiyorum.
Dipper: Sana karşı herhangi bir düşmanlığım yok Gideon, sadece seni sevmiyorum o kadar.
Wendy: Bu açık sözlüydü.
Dipper: Gerçekler, önemlidir.
Gideon: Konumuza gelirsek, günlüğün bazı sayfalarını kopyalamıştım ben.
Mabel: Umarım bu şeytanla alakalı bazı sayfalardır.
Gideon: Ah evet öyle.
Wendy, Dipper'a bakar. Gözleriyle arkayı gösterir. Dipper ile arkaya giderler.
Dipper: Ne oldu Wendy?
Wendy: Ona güvenebilir miyiz?
Dipper: Bilmiyorum, benim de şüphelerim var. Yani bu konuda günlüğün ciddi bir yardımı dokunabilir bize ama.
Wendy: Gözün üzerinde olsun Dipper, yoksa başımıza kötü bir şey gelebilir.
Dipper: Sen merak etme, ben dikkatli olacağım.
Mabel: Artık gitsek mi?
Wendy: Tam olarak adresi var mı bu kağıtların yoksa bu ucube sonsuz dağa tekrar mı çıkacağız?
Gideon: Hayır. Adresi var.
Dipper: Harika, buraya çıkmak gerçekten sıkıcı. Her gün nasıl çıkıyorsun?
Gideon: Yanda yol var diğer yerler kamp yapmak için çıkılan yollar.
Dipper, yola bakınca çok kısa gelir. Öksürüp boğazını temizler.
Dipper: Adres neresi?
Gideon: Benim eski evimin deposunda.
Mabel: Hadi gidelim. Zamanımız azalıyor.
Wendy: Mabel haklı, benzin alıp gidelim artık.
Dipper: Tamam, hadi.
Arabaya binip benzin alfıktan sonra Gideon'ın eski evine ilerlerler.
Stan ve Ford hala kulübededir.
Stan: Çocuklarla iletişim kurabiliyor musun?
Ford: Hayır, şu an dış dünyadan tamamen kopardı bizi.
Will: Çıkın dışarı! -burnunu çeker-
Ford: Soos sen arka camdan kaçıp gidebilirsin. Senin gitmene bir şey demeyecektir.
Soos: Hayır, sizi yarı yolda bırakmayacağım.
Stan: Ah, çocuklar. Umarım iyisinizdir. Dipper, bir yolunu bulmalısın evlat.
Evin önüne park ederler.
Mabel: Buraya nasıl gireceğiz?
Dipper: Merak etme onu hallettik biz.
Robby: Alın istediğiniz şeyler burda.
Önlerine bir çanta atar ve kapşonunu kapar.
Robby: O pisliğe gününü gösterin. Bu kasabayı rahat bırakmayı öğrenmeli artık bu şeytanlar.
Dipper çantayı alır. "Sağol, merak etme" diyip başını sallar.
Wendy: Bunlar ajan eşyaları gibi bir şey. Çok gelişmiş değiller ama, oldukça işlevi büyük şeyler.
Dipper: Evet, o yüzden Gideon hızlı davransan çok iyi olur.
Mabel: Kanca tabancam hala duruyor.
Dipper: Ah, bu harika. *Facepalm*
Hepsi giyinir.
Gideon: Evin içine gireceğiz ama yeni sahipleri fazlasıyla koruma tutmuş.
Dipper: Merak etme, halledebileceğimiz bir şey.
Çalıların arasına atlar ve beklemeye başlar.
Dipper: Wendy, şu bayıltıcıyla önümü açar mısın?
Wendy: Tabiki.
Önündekileri vurur, Dipper ise onları çalıların arasına çeker.
Dipper: Harika, o kağıtları almamız için girmemiz gereken tam olarak hangi odaydı?
Gideon: Depo.
Dipper: Ha- bir dakika. Şimdi o depoya gidip çalmak yerine kibarca bu adamlardan istesek?
Gideon: Hm, ben bi sorayım.
Gideon kapıyı çalar ve içeriden çıkan adamla konuşur.
Mabel: Sizce ne diyor?
Wendy: Bon Godoon, çok sovonloyom. Bordo koğotlorom kolmoş bono voror mosonoz?
Mabel: Hahaha.
Dipper: Şş, sessiz olun.
Adam Gideon'ı içeri alır.
Dipper: Hm, sanırım adam kabul etti.
İki dakika sonra Gideon dışarı çıkar.
Dipper: Aldın mı?
Gideon: Dipper, o kağıt parçalarını McGudget almış.
Dipper: Harika, gidip onun evinden alalım o zaman.
Wendy: İyi fikir. Ama bir dakika!
Bayılttıkları adamlardan birisi ayağa kalkmış arkalarında bekliyordur.
Koruma: Baylar, burada bir şey buldum.
Dördünü de tutuklayıp içeri götürürler.
Richard Gardener: Demek beni soyacaktınız?
Gideon: Hey, bak abi biz sadece 2 parça kağıt alcaktık. Yani son günlerde herkes bizim üzerimize geliyor.
Dipper: Dinleyin bayım. Biz bir şeytanı durdurmak için bu kağıtları arıyoruz. Bize izin verin de gidip şu işi bitirelim değil mi?
Richard: Buna inanacağımı falan mı sanıyorsun velet?
Wendy: Bak seni koca burunlu aptal keltoş.
Richard: Bir de hakaret?! Bu kızı elektrikli sandalyeye oturtmalıyız.
Dipper: Eğer ona dokunursan seni öldürürüm!
Richard: Belki de bu çocuğu!
Mabel: Hayır!
Wendy: Ellerinizi ondan uzak tutun.
Richard: Yani hepinizi.
Gideon: Bak abicim, bi haberleri aç ne demek istediğimizi anlayacaksın.
Richard haberleri açar ve yanmış şehri görür.
Richard: Bu ilginç, çok ilginç. Bu yaratığın aynısı geçen yıllarda da karşımıza çıkmıştı.
Dipper: Evet, bu onu kurtarmaya geldi. İkisi beraber ne kadar güçlü olur bir düşünsenize.
Richard: Çocuk haklı.
Wendy: Evet, bizi bırakın da bu şeye bir son verelim.
Richard: Onları bırakın, daha büyük bir sorunumuz var.
Hepsini bırakırlar.
Mabel: Sonunda, hadi gidip şu kağıtları alalım.
Arabaya binerler.
Dipper: McGudget ne yaptığını biliyordur umarım!
*Kulübede*
Ford: Çocuklar hala gelmedi. Sen nasılsın?
Stan: Meraklıyım, onların başına bir şey gelirse ne yaparız Ford?
Ford: Onlara bir şey olmayacağına dair sana söz veriyorum.
Stan: Peki ne yapacağız?
Ford: Zekamın sınırlarını zorluyorum. Fakat bir yolu yok, kapana kısıldık ve Will, Bill'den daha sakin. Bill daha eğlence peşinde koşuyordu.
Stan: Yeter artık, Bill'i daha önce durdurduk. Geri verelim belki anlaşma yapar.
Ford: Stan, şeytanlarla anlaşma yapamayız daha önce hep arkalandık.
Stan elindeki sodayı yere fırlatır.
Ford: Ben aşağı iniyorum. Bir şeyler deneyeceğim.
*McGudget'ın malikanesinde*
Dipper kapıyı çalar. Kapı açılır.
McGudget: Merhaba!
Mabel: Merhaba yaşlı dostum.
Dipper: McGudget fazla zamanınız yok. Günlük parçaları nerde?
McGudget: Onlar, masada. Will Cipher geldi. Bunu biliyor musun?
Dipper: Bir dakika, bunlar önceki günlükte yoktu!
Mabel: Bu da demek oluyor ki?
Wendy: Ne demek oluyor?
Mabel: Dipper tamamlasın diye yarıda kestim yoksa ben bilmiyorum yani.
Dipper: Will başka bir evrenden geliyor ve o evrenin bazı şeylerini de beraberinde getiriyor.
Mabel: Nee?! Nasıl olur?! -fısıldayarak- Ne dediğini anladın mı?
Wendy: Will paralel evrenden geliyormuş, bu evrenden gelen başka şeyler de varmış sebebi ise Will'in bizim evrenimize girişiymiş.
Mabel: Sen Dipper'ın zekasını mı alıyorsun bana mı öyle geliyor?
Wendy: Sanırım ve umarım.
Mabel: Ehehe. Favori çiftimsiniz.
Dipper: Evet, şu an işler çok karıştı. Günlüklerin tamamını bulmamız gerek ki Will'e ne yapacağımız konusunda bir bilgimiz olsun.
McGudget: İzlerini bulabilirim bana biraz zaman ver. Siz uyuyabilirsiniz.
Dipper: Huh, bekliyoruz.
Hepsi yataklarına geçer ve uyumaya çalışır.
Wendy: Dipper, uyudun mu? -kapı aralığından-
Dipper: Hayır. Bir şey mi oldu?
Wendy: Koca odada yalnız uyumak hoşuma gitmedi, özellikle sen buradayken. Biraz rahatla bunun üstesinden gelebilirsin.
Dipper: Umarım Wendy.
Wendy yanına geçip omzuna yaslanır.
Wendy: İyi geceler.
Dipper: İyi geceler.
Dipper tavanı izler ve düşüncelere dalar.
-
-
-
-
-
McGudget: Bir şey buldum! Bir şey bulduum!!!

Esrarengiz kasaba/Gravity Falls Sezon 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin