Bilinmeyenin içi-3

430 16 1
                                    

Stan ve Ford lavların etrafında kol gezdiği bir salon büyüklüğündeki kayanın üzerinde uyanırlar.
Stan: Ahh, nerdeyiz Ford?
Ford: Bunu bilmiyorum.
Stan: Çocuklar nerde? Bu iyi değil! Onları kaybetmemeliyiz. Onlara bir zarar gelmemeli!
Ford: Merak etme, onları bulacağız. Buradan çıkabilirsek.
Soos ve Melodi karşıdaki odada uyanır.
Soos: Melodi? Nerdeyiz biz?
Melodi: Bilmem, Soos bak!
Stan ve Ford'u gösterir.
Soos: Olamaz! Amcalar.
Ford: Soos, arkandaki kolu indir.
Soos, kolunu indirir. Stan facepalm yapar.
Stan: O değil Soos! Kaldıracı indir.
Melodi, kaldıracı indirir.
Ford: Kaldıracı indir, çok tuhaf ve anlamsız.
Stan: Bana söyleme gerçekten de öyle.
Bir köprü çıkar yukarı. "Yardımlaşın" diye de bir yazı çıkar.
Stan: Çok yardımcı oldun yazı.
Soos ve Melodi'nin içinde bulunduğu odanın kapısını, yandaki masadaki tuşla açarlar.
Soos: Sağolun amcalar.
Ford: Bize amcalar deme.
Soos: Sağolun dayılar.
Stan facepalm yapar gene. Koşarlar ve önlerine tüfekli robotlar çıkar.
Ford: Hayır! Siper al.
Soos: Hayır!! Melodi bir şey yapmalıyız.
Melodi: Soos, şu konsolu dene.
Soos, gamepadi alır ve yerden bir rıbot çıkar. Onunla oynamaya başlar; rakiplerini tel tek dövmeye... arkasından matkap yaklaşmaya başlar.
Ford: Olamaz! Soos sen onları oyala.
Soos: Merak etme amca Ford.
Stan, kayaları tırmanır oradaki silahı alır.
Stan: Bu cidden çok iyi görünüyor.
Yerde "Tek mermin var" yazar.
Stan: Bunu yapabilirsin yaşlı adam.
Nişan alır, nefesini tutar ve ateş eder. Markabı tutan çarkı vurur.
Stan: İşte bu!
Ford: İyi atıştı kardeşim.
Soos tüm robotların işini bitirir.
Ford: Hadi Stan kapı açıldı.
Soos: Amcalar sizi diğer tarafta bekliyorum.
Soos karşıya iner, Melodi de. Stan ve Ford ilerlerler, sağa dönerler aynalı bir odaya girerler. Stan Soos'u görür.
Stan: Soos? Hey Soos!
Oraya yürür, aynaya çarpar.
Ford: Dikkat et Stanley.
Stan: Çarptıktan sonra mı?
Ford: Artık uyarıldın.
Stan: Aferin be.
Yürümeye devam ettiler. Aynada ters görünen bir yazı çıktı
Ford: Bu okunmuyor.
Stan: Aynadan yansıyor, arkamızd-
Arkasını döndüğünde orada değildir.
Stan: Unut gitsin.
Ford: Cep aynama ne dersin, belki bir yansıma daha yaratabiliriz.
Stan: Doğru.
Çıkarıp okurlar. "Aynaların birinin içinde ama yanlış olanları hiç açmak istemezsiniz." Şeklinde, tüyler ürpertici bir yazı.
Stan: Şansımızı deneyelim.
Bir aynayı kırar içinden dev bir balta kollu ahtapot çıkar. İkisi farklı kenarlara atlarlar, arena gibi bir yere inerler. Ölümüne savaşacak bir yere. Mekanda gizlenecek yerler vardır kenarlara atlarlar. Stan bir mızrak bulur, Ford ise bir tüfek. Stan saldırır, birkaç vuruştan sonra balta kollu ahtapot onu bir kenarı fırlatır ve kükrer.(Godzilla gibi)
Stan: Ford! Bir şey yap!
Ford: Merak etme kardeşim.
Nişan alır ve taramaya başlar, kollarını tek tek parçalar. Stan eğilip saklanır. Ford yaratığı hallettikten sonra yanına gider.
Ford: Artık çıkabilirsin kahraman.
Stan: Ah, bir de dalga geçiyor!
Ford: hayır, amacım dalga geçmek değildi.
Stan: Tabii.
Bir anda aynalı odaya geri giderler. Parmaklarında minik birer ahtapot suratı ve yanda kolları şeklinde altın yüzük vardır. Aynada ahtapot belirir.
Ford: Demek böyle işliyor.
Stan: Ahh, yüz milyarlarca kez bunu deneyeceğiz yani?!
Bir ayna daha kırarlar. İçeri girerler, dışarı çıktıklarında bronz ve kedi şeklinde yüzükleri vardır. Sonra sırasıyla ellerinde(ekranda elleri var ve parmaklarına tek tek yüzük geliyor gibi) gümüş pasta, gümüş korsan, altın dövüşçü, platinyum uzay gemisi, bronz böcek, altın sekiz kafalı yılan ve daha yüzlercesi belirir.
Stan: Yeter artık dayanamıyorum! Yeter! Parmaklarımda yer kalmadı artık, ayak parmaklarım bile bitti ve yetmezmiş gibi kolye bileklik, göz bandı, gözlük, takmadığım küpe, kol düğmesi ve çantama sıkıştırdığım daha bir çok takı! Bir yolunu buldun mu? Bir yolunu buldum de!
Ford, defterindeki 342. Yol yazan sayfayı kapatır.
Ford: Buldum merak etme.
Mor ışığı çıkarır ve ilerler. İşaretlerle Soos'u bulmaya çalışırlar.
Ford: İşaretler bu aynada sona eriyor. Kontrol noktası(ünlü checkpoint) yazıyor. Sanırım Soos burada.
Stan: Harika. Aç şurayı da Soos'u alıp çıkmanın bir yolunu bulalım.

-Stan ve Ford yaratıkla dövüşürken Soos ve Melodi-

Korku tünelindele yürüyorlardır.
Soos: Neler oluyor? Buraya nasıl geldik Melodi?
Melodi: Ben de bilmiyorum Soos, ama bir an önce çıksak iyi olur.
Soos: Haklısın.
Bir geçit görüp oradan atlarlar. Milyonlarca kapı vardır. Yerde "Birisi doğru fakat diğerleri ölüme gidiyor" yazınca ikisi de korkar.
Melodi: Şimdi ne yapacağız Soos?
Soos: Şansımıza güveneceğiz Melodi. Uzun bir süre yürüdükten sonra kendini bir kapıya atmayı düşünüyordur. Melodi'yi belinden kendine çeker. İçeri atlarlar. Stan ve Ford'un çektiği camdan içeri düşerler.
Stan: Onları bulduk, peki nasıl çıkacağız buradan?
Bir anda Gizemli Kulübenin içine düşerler. Ayağa kalkarlar, tüm eşyalar yaratıklara dönüşürler.
Stan: Oklar merdiven yönünde! Koşun!
Merdivenlere koşarlar, bastıkları yer düşer. Atlarlar ve tutunarak direğe en tepeye çıkarlar. Mavi ışık vardır.
Ford: O ışıktan geçmeliyiz!
Aşağı kayıp arabaya binerler, hızla oradan geçerler.
Gizemli Kulübeye düşerler yine.
Stan: Kalk üstümden Soos!
Soos: Üzgünüm Stan amca! Kankalar, ne oldu bilemezsiniz!
Ford: Bu çok tuhaftı.
Dipper: Tahmin edeyim, görevler yaptınız buraya mavi bir ışıktan geçip geldiniz.
Ford: Siz de mi?
Wendy: Evet.
Neler yaşadıklarını anlatmaya başlarlar. Hepsi anlattıktan sonra Ford ayağa kalkar.
Ford: Bu normal değil, Bill Cipher yok. Heralde başka bir şeytan yaptı.
Dipper: Ne yani, her istediğinde bunu yapabilir mi?
Ford: Hayır tabiki, merak etme. Bunu herkese bir kere yapabilir. Tabi yeni yaşına girmezsen o ayrı.
Dipper ve Mabel birbirine bakar.
Dipper: Bizim yeni yaşımıza girmemize az kaldı.
Mabel: Evet Ford amca, yani halletmezsek?
Stan: Bunun olmasına izin vermeyeceğiz çocuklar söz veriyorum. Hadi herkes yataklara.
Dipper: Bir dakika, ya senin kafandaki metal?
Ford: Sanırım Bill Cipher'dan daha güçlü bir şeytanla uğraşıyoruz.
Dipper: Böylesi mümkün mü? Daha güçlüsü olması?
Mabel: Yani en güçlüsüne ne yapabiliriz ki?
Fprd: Belki de dedim çocuklar.
Stan: Herkes yatağa dedim! Hadi naş naş! Wendy, yer yatağında uyuyabilirsin eve gitmek istemiyorsan.
Wendy ağzını açar.
Soos: Biz Melodi ile eve gidelim. İyi geceler herkese.
Dipper: İyi geceler Soos.
Mabel: İyi geceler.
Ford: İyi geceler.
Wendy: Ben de gitmeliyim.
Dipper kapıya kadar Wendy ile gider.
Wendy: İyi geceler Dipper.
Dipper: Hey, o söylediklerin çok önemli benim için.
Wendy: Benim için de ve gerçekler.
Dipper: Wendy, istersen; istersen benim yatağımda uyuyabilirsin. Ben salonda uyurum, yani saat çok geç Esrarengiz Kasaba geç saatte pek güvenli değil.
Wendy: Anladım, peki senin şu bahsettiğin yer yatakları nerede? Belki de film izlerken uyumak isteyebiliriz.
Dipper gülümser ve içeri girerler.
Dipper: Ne izlemek istersin peki?
Wendy: Berbat bir film 3?
Dipper: Kabul. Ben yatakları getireyim.
Wendy: Ben mısır patlatayım.
Dipper uzun zaman sonra tekrar aşkından umutludur. Wendy'yi seviyor ve onun da kendini sevdiğine inanıyordur.
Mabel kapıda arkadaşlarını uğurluyordur.
Grenda: Hoşçakal Mabel.
Candy: Yarın görüşürüz.
Mabel: Görüşürüz kızlar.
Tam kapıyı kaparken Pacifica ayağını kapıya koyar.
Mabel: Pacifica?
Pacifica: Hey Mabel, ben... ailem ile tartıştım ve dışarıda korkuyorum. Burada kalmam sorun olur mu?
Mabel: Hayır tabiki. Gelebilirsin.
Pacifica: Teşekkür ederim.
İçeri girer, Dipper ve Wendy'yi görür.
Pacifica: Wendy'de mi burada?
Wendy: Merhaba Pacifica.
Pacifica: Merhaba, Wendy. Merhaba Dipper.
Dipper: Merhaba Pacifica. Hadi Wendy izleyelim.
Ford ve Stan alt katta bu tehtidin ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordur.
Stan: Buna yarın devam edelim.
Ford: Tamam ama bu işin içinde Bill Cipher'ın kokusunu alabiliyorum. Bu bir şeytan işi.
Stan: Artık uyumalıyız.
Wendy: Benim cidden uykum geldi Dipper.
Dipper: Benim de. Kapatalım.
Wendy televizyonu kapatıp arkasına yaslanır. Dipper'da aynı şekilde.
Wendy: Biliyor musun, küçükken bisikletle gezerken bir çocuk görüp ona aşık olmuştum. (2. Sezonda zamanda geri gittikleri bölüm) Aklımdan hiç çıkamamıştı. Sen bana o çocuğu hatırlatıyorsun.
Dipper: Tambry'yi bisikletten itip çocuğa hoş olduğunu söylediğin günden mi bahsediyorsun?
Wendy: Se-sen bunları nerden biliyorsun?
Dipper: Ha evet, oradaydım. Köşeyi dönen çocuk bendim.  Yanımda Mabel ile.
Wendy şaşkınca Dipper'a bakar.
Wendy: Az önce ilk aşkım olduğunu mu söyledin sen?
Dipper: Hey, ilk aşkın mı?
Wendy: D-D... iyi geceler!
Arkasını dönüp kızarmış bir şekilde duvara bakar.
Dipper: İyi geceler Wendy.
O da mutlu bir şekilde yüz üzeri yatar.
WC (unknown/bilinmeyen): Sizin için geliyorum Pines ailesi! Yaptıklarınızı ödeyeceksiniz *ağlama sesleri*

Devamı gelecek.

Esrarengiz kasaba/Gravity Falls Sezon 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin