2. Bölüm

228 16 11
                                    

Multimedya koray

Dışarı çıktıktan sonra teyzem nerde diye gözlerimle bahçeyi taradım. Sonunda teyzemi arabanın içinde otururken gördüm. Hızlı adımlarla yanına gittim ve arabanın ön koltuğuna kıymetlimi yayarak oturup kapıyı kapattım. Teyzem gülerek  
   " Okulun ilk günü nasıl geçti." dedi. Bende gülerek " Güzel geçti. Hatta sınıfa benden başka bir kişi daha  gelmiş. Üstelik yanımda oturuyor. Adı tuğçe ve çok iyi arkadaş olduk. "
"Hmmm , Güzel." dedi.

       Telefonuma mesaj geldiğini bildiren sesi duyunca  hemen şifreyi girip telefonumu açtım. Mesaj  tekvando hocasındandı. Yaklaşık dört yıldır gidiyordum.Tekvando hocamız yani semih hoca çalışma günlerini salı, perşembe ve  cumartesiye aldığını yazmış. Hemen teyzeme söylemem gerekiyordu. Çünkü bugün tekvadom var diye beni tekvando salonuna götürüyordu.
  
        "Anne bugün tekvando yokmuş. Semih hoca  günlerin değiştirmiş. Salı, perşembe ve cumartesi günleri var artık. " dedim bir çırpıda. Annem hemen arabayı kenara çekti ve  " Neden daha önce mesaj atmamış ki."
diye homurdanarak arabayı U dönüşü yaptı. 

     Siz şimdi neden  teyzesine , anne diye seslendi diye düşünüyorsunuzdur muhtemelen.  Ben öz anne ve babamı daha 5 yaşında iken bir trafik kazasında kaybettim. Yani bana öyle olduğunu söylediler. Teyzem ve enişteminde çocukları olamıyordu. O yüzden dolayı bana onlar bakmaya karar verdiler. Teyzem o zamanlarda bana sürekli
" Teyze anne yarısıdır.  Ben senin annen gibiyim. Bana anne diye seslenmeni istiyorum." gibi şeyler söylüyordu.  Bende o zamandan beri sürekli teyzeme anne diye seslenmeye başladım. Teyzemle eniştem bana anne ve babam gibi davrandılar hep. Eniştemin çok büyük bir şirketi var ve çok zenginler. Yani bende öyle oluyorum. İki katlı villamız var ve büyük bir garajımız var. Teyzemle eniştem araba hastası olduğu için yaklaşık on a yakın son model araba var garajda. Eniştem her zaman bana "on sekiz  yaşına gelince sana araba kullanmasını öğreteceğim ve son model araba alacağım." diye söz verirdi. Şu an on yedi yaşındayım ve on sekiz yaşıma gelince eniştemin verdiği sözü tutacağını biliyorum.  

        Eniştem çok başarılı bir iş adamı olduğu için bazen düşmanları olabiliyor. O yüzden her zaman  villanın etrafında korumalar oluyor. Teyzem arabayı garaja park ettikten sonra beraber eve doğru yürümeye başladık. Kolunu omzuma attı ve saçlarıma küçük ama sevgi dolu bir öpücük kondurdu.

        Eve girdiğimizde eniştem gelmiş salonda elinde gazetesi ve kahvesiyle tekli mor koltukta oturuyordu. Bizim geldiğimizi görünce gaztesini ve  kahvesini ortadaki siyah sehpanın üzerine koydu. Ayağa kalktı ve gülerek kollarını iki yana açtı. Bunun anlamını biliyordum. Hemen annemle göz göze geldik
ve aynı anda hızla koşmaya başladık. İkimiz de babamın kucağına girerken kahkahalarla gülüyordum. Babam sırayla saçımızı koklayarak öpünce ayrıldık.

      Babam  " Acıkmışsınızdır. Sofra hazır gelin yemek yiyelim." dedi. Gerçekten de acıkmıştım.  Teyzem eniştemin kolunun altına geçince eniştem yani babam da beni öbür kolunun altına çekti ve mutfağa doğru yürümeye başladık. Kapıdan bu şekilde geçemeyeceğimizi biliyorduk ama yinede babam komiklik olsun diye üçümüzü de  geçirmeye çalıştı. Sıkışmıştık ve bu çok komikti. Ben kıkırdamaya başlayınca annem de kıkırdamaya başladı. Babam sırayla   ikimize de bakıp kaşlarını çattı ve sahte bir sinirle " susun! Buradan üçümüzde geçeceğiz. Göreceksiniz." dedi ve annemle beni kendisiyle beraber  geri geri yönlendirdi. Sonra hepimizi sağa döndürdü ve mutfağa yan yan yürümeye başladık. Mutfağa ilk önce annem sonra babam ve en sonda  ben girmiş oldum.  Babam ikimizi de bırakıp mutfağın ortasındaki büyük masanın kenarına oturdu.
 
       Üç tane  tabağa soslu spagetti hazırlanmıştı. Annemle ben yan yana otururken babam karşımızda idi. Yemeğimi bitirip bir an önce yatağa girmek istiyordum.  O yüzden hızlı hızlı yiyordum. Ama yinede ilk babam bitirmişti. 

     " yeni bir şirketle anlaşma yaptım. Güvenli bir şirket. Adı güngör. Güngör şirketi ile bir olup arslan şirketinin elindeki ihaleyi almayı düşünüyoruz. "  dedi babam.  Annem gülümseyerek " İyi olmuş." dedi. Bende
" tebrik ederim." dedim. Sonra da yemeğimi bitirdiğim için "Ben yukardayım. Bir an önce uyumak istiyorum." dedim ve ayağa kalktım. Tam gidecekken babam " Yarın levent güngör ve ailesi akşam yemeğine gelecekler yani yeni şirket ile yaptığım anlaşmanın sahibi. Haberiniz olsun." dedi. Bende gülümseyerek
" tamam." dedim ve odama çıktım. Anlaşılan yarın zor geçecek idi. Kendimi yatağa attım ve karanlığın beni esir almasını bekledim
        

ZıtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin