KARANLIK

31 4 6
                                    

Uzun süre sevgisiz kalan insanlar, en ufak bir ilgi karşısında büyülenir, hipnotize olmuş şekilde ilgi sahibinin peşinden gidiverir. Oysa peşinden gittiği daha fazla hayalkırıklığından ibarettir. Bir insan üstüste her yerden darbe alırsa, bir gün içerisinde birçok insan tarafından hayalkırıklığına uğratılırsa ne olur biliyormusunuz. Daha fazla üzülemez, sinirlenemez hatta bir süre sonra hiç birşey hissetmez. İlk önce kapkara bir ağırlık çöker göğsüne. O ağırlık nefesini keser, her seferinde yarım kalan nefesiyle düşünmeye çalışır. Lakin düşünemediğini fark eder çünkü o karanlık yayılmaya başlamıştır göğüs kafesinden içeriye, gözündeki akacak yaş pınarları kurur gitgide. Derken o kapkara ağırlık göğsünden kalbine ulaşır, hertarafını sarıverircesine. Bunların hepsi öyle ani oluverir ki, kişi kendi kendine bakıp şaşakalır. Hafiflemiş hisseder çünkü, rahatlamış... Herşeye karşı duyarsız hatta ve hatta gamsız...  Hayata bakış açısı değişir biranda. Güneşin doğuşu onu ısıtmaz yada batışındaki eşsizlik etki etmez ruhuna, deniz farklı yerlere götürmez üzerine vuran yakamozla, kokusu canlandırmaz hafızasını, sevdiği şarkılar kıpırdatmaz artık kılını "tüylerim diken diken oldu." diyemez, dedirtmez hiçbir müzik, anıları umursamaz, eski bir fotoğrafa bile boş boş hiçbir şey hissetmeden bakakalır öylece. Dışarıdan bakınca eğlenen, vurdum duymaz gamsız herifin tekidir.  "Ne gamsız, ne umursamazsın." diye sitem eder arkadaşları. "Ben olsam asla..." diye başlayan cümleler girer hayatına, başkaları tarafından söylenen. Hayat ona güzeldir artık. Az önce bir kafenin tuvaletinde gözpınarının ucuna kadar gelip geri dönen gözyaşlarına bakmak için, kafenin tuvaletindeki aynaya boşboş bakıp hemen akabinde mutluluk fotoğrafları paylaşmasına rağmen gamsızdır adı. Zaman zaman acımasızdır. Hemen önünde bir ceset görse yanıbaşından geçecek kadar acımasız, zaman zaman ise ruhsuz, hüngür hüngür ağlayan koca bir grubun içerisinde hiçbir şey hissetmeyip, öylece kalakalacak kadar ruhsuz...
  Ne güzeldir gamsız olmak, ne güzeldir ona yaşamak(!)
  Oysa bilmezler tüm bunların karşılığında ödediği çok ağır bir bedel vardır herkesin kaldıramayacağı, bir bedel vardır nicelerinin aklını kaçıracağı. Karanlıktır o bedelin adı.
En aydınlık güneşi bile söndüren karanlık.
O karanlık ağırlığı hep sol yanında hissetmeye mahkümluktur bu bedelin adı.
Ağır... Hem de çok ağır bir şekilde...

Aklında...
Göğüs kafesinin hemen altında...
Sol yanında
                                          Özgür kız

İçses ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin