Yaşadığımız süre boyunca, hayatlarımızın kontrolünün ne kadarı bizim ellerimizde? Öngördüğümüz yada öngöremediğimiz, öngördüğümüz halde önüne geçemediğimiz, geçmek isteyip de bir süre sonra sukoy verdiğimiz hatalarımız...
Bilinçli yapılan hatalar, kontrollü hatalarmıdır acaba? Bile bile lades sözü bu durum için mi söylenmiştir kadim atalarımız tarafından. Bir insanın bileisteye sonuçlarını az biraz kestirerek hata yapmaya devam etmesi, hayatının kontrolünü hala ellerinde tutması mı demektir.
Dizginleri eline aldığını düşündüğün an, aslında kendine karşı yaptığın en büyük kerizliği yapmış olumuyor musun?
Sen o pişkin gülüşünle "hayat seninle dalga geçiyorum derken;Hayat, "heyhat!" deyip seninle dalgasını, yüzünde çok pis bir sırıtışla geçmiyor mu o an?
Aslında herşeye asi olmak sizinkisi. Sisteme asi olmak, aileye asi olmak, törelere asi olmak, gelenek ve göreneklere asi olmak.
Yıllar evvel bir çocuk tanıyordum, yırtık pırtık paltolonu, üzerine yapıştırdığı metal süslemelerle kendi tasarladığı kot ceketi, kapalı havalarda bile taktığı güneş gözlüğü ve komik şapkasıyla, çekici ve bir o kadar da itici. Yüzünün hemen her yerinde piercing görmek mümkündü, dün gibi hatırlıyorum. Sokakta kalıyordu yine kendisi gibi asi arkadaşlarıyla birlikte. Uyuşturucu kullanıyor, alkol içip, hırsızlık yapıyor, yolun orta yerinde sardığı esrarı polisin yüzüne bakabaka içerek yanıbaşından geçip gidebiliyordu. Oysa pilot çocuğuydu kendisi. Hayatın ona kötü davrandığı falan da yoktu oysa ama o ve arkadaşları sapına ve sonuna kadar ölümüne asiydiler.
Yıllardır tamamlanamamış bir inşaatın en üst katında ölü bulunmuştu, kolunda bir şırıngayla. O sapına ve sonuna kadar ölümüne asi arkadaşları, ölümüne kaçtılar arkalarına bile bakmadan. Telefon açıp bir ambulans bile yönlendirmediler isimlerini gizleyip. Arkasından bir gözyaşı bile dökmediler belki de. Haberlerde gördüm babasını ağlıyordu mezarı başında "Bu kadar asi olunacak ne vardı be oğlum!" diye geçiriyordu içinden belki.
Peki burada hayatın kontrolü kimin elindeydi, dizginleri kim tutuyordu elinde? Son nefesini verirken kim, kimin yüzüne pis bir sırıtışla sırıtıyordu?
Cihangir de boş, köhne bir inşaatın en üst katında uyuşmuş şekilde son nefesini veren genç, pırıl pırıl ve de asi olan Efe mi? Yoksa her seferinde bize galip gelmeyi başarıp pispis sırıtan hayat mı ?
Hala merakla soruyorum bu soruyu kendime...Hayatla dalaşmaktan vazgeçmiş bütün asi çocuklara...
Özgür kız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçses ve Ben
SpiritualZaman zaman durmak bilmeden konuşup duran, çoğunlukla geceleri uykumuzu kaçıran içsesimiz... Bu sefer budala budala konuşup durmasına, kendi kendine sorular sorup, cevaplamasına izin veremedim ve onunla iş birliği yapmaya karar verdim. Umarım içsesi...