(Sf9 -beautiful)
Herkez 3 saat önce olan olaydan dolayı bir yerlere dağılıyor, kimse kimseyle konuşmuyordu.
Ben ise aynı anda konuştuğumuz için ikide bir Jonghyun oppa ile göz göze geliyoruz. Yoona unni
ise olaydan dolayı yukarı çıktı ve bir daha dışarı çıkmadı. Sessizliği bozan heechul oppa oldu."Heechul : aayy yeter be sabahtan beri herkez birbirinin yüzüne mal mal bakıyor. Bir şey yapın ya"
"Jonghyun : güya akşam dışarıda kamp yapacaktık."
Herkez birşey yapmak için can atıyor ama benim canım birşey yapmak istemiyor.
"Melis : siz yapın ben biraz hava alacağım."
Dışarı çıktım ve biraz aşağı doğru yürüdüm. Manzara çok güzeldi. Ev yukarı tarafta olduğu için bütün şehri görebiliyorduk.
Yere çimenin üzerine oturup o güzel manzaraya baktım. Çok güzel. Yukarı baktığımda yıldızlar var ve yıldızların arkaplanında siyah renk. Aşağıya baktığımda şehrin ışıkları, evde karısı ve çocukları bekleyen insanların acelece koşmaları. Sevgilisiyle randevusunu unutup son anda hatırlayan insanların aceleyle kornaya basmaları. Bazıları ise can sıkıntısından veya dertten dolayı boş boş caddede gezen insanlar. Herkez birşeyle meşgul. Herkez bir duygu yaşıyor. Acele,korku veya heyecan. Ama ben doğru düzgün bir duygu bile yaşayamıyorum. Bu şirket beni neden seçti? Jonghyun oppa beni neden gördü ve şirkete almak istedi ki? Eğer ben gitar çalıp şarkı söylemeye başlamasaydım. Kimse beni bu şirkete almazdı. O zaman ben o tokatı yemezdim yesemde acı veya hüzün hissederdim. Ama hissetmedim."Melis : ben şarkıcı olmayı hak etmiyorum. Şarkıcı olmak istemiyorum. Ben yoona unni ve kai oppa ile aynı kaderi yaşamak istemiyorum."
Nedense bunu dışardan söylemiştim. Nasıl olsa yanımda kimse...
"Jonghyun : kimle o kaderi yaşayacaksın ki? sevdiğin mi var?"
Aniden yanıma oturan Jonghyun oppa ile ödüm koptu...
"Melis : hiçte bile. sadece yoona unni gibi, birini sevip üzülmek istemiyorum."
"Jonghyun : Ünlü olmayanlar sevip üzülmüyor mu?"
"Melis : offff. Bilmiyorum işte. Sadece benim sizle tanışmadan önceki hayatım daha güzeldi onu biliyorum."
"Jonghyun : ha sen bizi sevmedin"
"Melis : yaaa oppa. Herşeyi tersten anlama"
Dedim ve ikimizde kıkırdadık.
"Melis : yani ünlü olupta, fanlarımdan dolayı üzülüp, sevip el ele tutuşup gezmek yerine gizli gizli buluşmak, çok pratik yapıp sağlığımı tehlikeye atmak yerine sabah uyanıp zevk aldığım işi yapmayı tercih ederim. Neden beni bulup bu şirkete soktun?"
"Jonghyun : çünkü sende bu ışığı gör... offff kime yalan söylüyorum ben ya. Çünkü seni gördüğümde zor zamanlar geçiriyordum. Seni gördüm, sende beni bu olaylardan kurtaracak ışığı gördüm."
"Melis : peki ünlü olup senin olaylara bende düştüğümde beni kim kurtaracak?"
"Jonghyun : ben. Beni kurtaran kişiye ben o zamana kadar çoktan alışmış olucam ve bir daha bırakmayacağım. Arkadaş olarak."
"Melis : ne kadar bana kaba olsanda düşündüğüm şey,'bu adam beni yarı yolda bırakacak' diyorum ama her seferinde bırakmayacağına beni ikna ediyorsun"
"Jonghyun : gerçekte dışardan göründüğü gibi değilimdir."
"Jonghyun : melis. Özür dilerim sana... o muameleyi gösterdiğim için"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DO NOT LEAVE ME (Jonghyun)
FanfictionJonghyun'a yardım eden bir yol arkadaşı, her zaman yanında olan. o bazı şeylerden usanarak hayatına son vermek istiyor. Ama onun yaşam kaynağı son anda yetişiyor. (Jonghyun keşke gerçektede sana yetişebilselerdi)