Gizemli Kitap 2

BÖLÜM 1/Tuğçe'nin Partisi

EYLÜL 2018...

Annesi, Gizem'in önüne geldi ve kapıyı tıklattı. O sırada Gizem telefonda Taylan Bey ile görüşüyordu, Munko ise kapının tıklatıldığını duyunca hemen Gizem'in dolabına saklandı. Gizem de telefonu arkasına saklayacaktı fakat annesi ona zaman bırakmadan içeri girdi:

" Kızım, yemek hazır. Hemen gel de yemeğini soğutmadan ye. " Gizem, telaşla telefonu arkasına sakladı ve annesine gülümsemeye çalışarak baktı:

" Geliyorum anne. " dedi. Annesi kuşkulu bir şekilde Gizem'e baktı ve gözleriyle Gizem arkasına saklasa da ucu görünen telefonu işaret etti:

" Telefonunu neden saklıyorsun? " dedi. " Kiminle görüşüyordun? " Gizem korkuyla annesine baktı. Doğruyu ailesine kendisinin söylemesi daha mı iyiydi?

" Yemekte her şeyi anlatırım. " Sözcükler dudaklarının arasından dökülüvermişti. Annesi şaşkın bir şekilde başını salladı ve odadan çıktı. Bir yandan da Gizem'in ne anlatacağını merak ediyordu.

Annesi odadan çıkınca Gizem hemen odasının kapısını kapattı ve telefonu kulağına götürdü:

'' Bakın Taylan Bey, ben iki gün sonra Büyü Dünyası'ndaki eğitimime başlayacağım ve ailemin bundan haberi olmalı. Siz de bu yılın başında benim Büyücülük Okulu'na başlayacağımı aileme anlatacağınızı söylemiştiniz. '' Taylan Bey'in ona verdiği sözü tutmamasına sinirlenmişti. Sözünü tutmayan insanlara tahammülü yoktu.

'' Büyük Üstad, ben bir polisim ve yapacağım tek iş sizinle ilgilenmek değil. Aslında ben ailenizle yüz yüze konuşmak istemiştim ama iş yoğunluğundan dolayı fırsat bulamadım. Bunun için sizden özür dilerim. '' dedi Taylan Bey. Sesi ciddi geliyordu. Gizem iç çekerek:

'' Sorun değil Taylan Bey. '' dedi. ''Ne de olsa bunu aileme kendim açıklayabilecek kadar büyüğüm. İyi günler. '' dedi ve telefonu kapatıp mutfağa gitti.Babası,Nazlı ve Derya Su yemek masasındaydı. Gizem sandalyesine otururken annesi de mutfağa girdi:

'' Ateş uyanmıştı, onu uyutmaya gittim. '' dedi ve Gizem'e bakarak '' Senin bize söyleyeceğin şey neydi kızım? ''

Gizem duraksadı, yutkundu ve sözüne başladı:

'' Anne,benim sana söyleyeceğim şey... Ben... Ben bir büyücüyüm! Yani eğer Büyücülük Okulu'na gidersem bir büyücü olacağım. '' Annesi gözlerini fal taşı gibi açtı. Nazlı ve Derya Su da birbirlerine bakıyorlardı. Babasıysa Gizem'in söylediklerini duyunca gülmeye başladı:

'' Gizemciğim, buna inanmamızı beklemi- '' annesi, gözerini Gizem'den ayırmadan kocasına eliyle dur işareti yaptı. '' Devam et kızım. '' kızının kendisine söyleyeceklerini pür dikkat dinlemeye hazırdı.

'' Yani büyücü kanım var. Büyücü olabilmem için de dediğim gibi Büyücülük Okulu'na gitmem gerek. Eğer dediklerime inanmıyorsanız size Munko'yu gösterebilirim. '' annesi, Gizem'e şoka girmiş gibi bakıyordu. Munko diye içinden geçirdi. '' Sizin sinemaya gittiğiniz gün dolapta gördüğüm kitap... Dedenin kitabı... Ben sana bir şey fark ettirmemek için hiçbir şey demedim ve o da ortadan kayboldu. Sen Munko'yu başından beri biliyordun! Ama Munko'yu nasıl aldın? ''

Derya Su olayın ortasına atıldı '' O kitabı ben de gördüm! O kitap bir büyü kitabı mıydı? ''

Nazlı, gözlerini kısarak ablasına baktı '' O kitabı ben de görmüş olabilirim. Hatta okumuş da olabilirim. İçinde garip kelimeler vardı. '' Gizem başını eğdi. Babası ona baktı '' Birisi bana burada neler olduğunu anlatabilir mi? ''

'' Baba, ben bir büyücüyüm. Tıpkı dedem ve teyzem gibi... İki gün sonra da 6 yıl ya da daha fazla süre burada olamayacağım. Bilmeniz gerekenler bu kadar. Lütfen bana başka soru sormayın. '' Gizem annesine döndü: