-"Lanet olsun "
Ne diye angut dedim . Daha sevimli hayvanlar da var ; kedi , kuş , civciv felan olmadı köpek .
Lanet , lanet , lanet olsun .
Kaslı kollarıyla bir çırpıda üzerimden kalktı terli pis kokusu bile bir güzel gelmeye başlamıştı şimdiden . 15 saniyelik bir düşüş bana dakika bile değil asır gelmışti .
Taş çoçuk iğrenircesine bana baktı
-" Ne dedin sen ?"
Uyarılar bariton sesinden "angut lafını yedirtirim sana" der gibi çıktı adeta. Aynur Hoca yanıma gelip
-"Bora iyimisin?" dedi .
Kaslarından bıscolata reklamındaki denizden çıkan elinde tepsi üstünde kurabıyeler taşıyan adam gibi boncuk boncuk terler akıyorudu . Sarışın kehribar gözlü kiraz dudaklı uzun boylu... Ay ben ne diyorum ya "ANGUT" dedim . Güzelim çocuğa . Aynur Hoca Boranın omzunu sıvazlayıp ardından bana döndu . Bakışları ifadesizdi adımı öğrenmek istercesine gözlerini dikti üzerime
-"A-dım , adım Eyşan ."
-"İyimisin Eyşan?"
Kafamı sallamakla yetindim . Bora ise yanımızdan çoktan ayrılmış basketbol oyununa odaklanmıştı . Topu istercesine "bana atın .. Hakan sende !" diye bağırıyordu .
Spor salonu macerası berbat bir işkenceydi sınıfa girer girmez beş on tane düşman kız edinmiştim bile . Gamze ve grubu ise Boraya nasıl angut dediğimin meselesine düşmüştüler.
Bora denilen çocuk spor salonu saatlerimde bir kere bile yüzüme bakmadı gerçekten çok utanıyorum resmen angut dediğim çocuğa.
Som dersim edebiyattı. Hoca bütün ders YGS yi anlatıp durdu. Ben haricinde kimse takmıyordu. Nasılsa torpil ile gideriz diye düşünüyorlardı.
Bazılarının babasının üniversitesi bile vardı.
Sınıfla baya içli dışlı oldum. Bu kızlar benimle takılmaz diyordum fakat ortam fena. Dedikodular kazanda fokur fokur kaynıyor. Grubumuzun laf taşıyaı Ebru, sarı saçlar at kuyruğu örgülü kirpikleri maskaradan Allah katına uzanırcasına ince dudaklarıyla sazan balığı gibiydi ortamda ne dönüp bitiyor gelir gruba anlatırdı.Pelin vardı grubumuzun en gıcığı. Gruptaki kızlar onları satar diye Pelin'e pek bir şey söylemiyorlar. İnsanlar hakkında çok fesat düşünüyor ve Ebru'dan duyduğuma göre Bora'ya aşıkmış.
Bi de Nil vardı. Bizim saf rahibemiz. Her şeye iyi yönden bakar ikizi Nefeste her şeye kötü yönden bakar birbiriyle didişip dururlar.
Bir de Gamze var. Gamze de grubun ispiyoncusuymuş. Lakabı da Cebrail. Çok pis ispiyonluyormuş. Fakat gruptakileri satmayacağın yeminli. Çok tatlı kafadar kumral kızı Ebru yanıma gelip ;
"Bak öyle ilk günden gruba kimseyi almayız değerimizi bil yani." Diye yağcılık çekerken ben tam ağzımı araladım ki Nil;
"Ebru sen de ilk günden gruba dahil olmadın mı ?" Dediğinde grupça kıkırdamaya başladık. Nefes;
"Nil zaten hepimiz 9. Sınıfta birlikte başladık o yüzden hepimiz gruba ilk günden dahil olduk salak"
Diyip Nil'in kafasına geçirdi. Biz kıs kıs gülerken Edebiyatçı Deniz hoca ;"Kızlaaar!!"
Diye bağırdı ardından anormal bir biçimde ses tonuyla;
"Anlatın bize de bizde gülelim." Diye devam etti.
Gamze lafa atlayıp;
"Eyşan Nick Bateman'ın dudaklarından bahsediyordu hocam size göre değil pek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARETİN BEDELİ
ChickLitBir çok insana göre, sıradışı bir hayatı vardı Eyşan ' nın. Hayatını babası avcı olduğundan dolayı eğitimli geçirecek ve babası öldüğünden dolayı artık özgürdü. Evi geçindirmek için İzmir'de zengin nüfuzlu bir okula gidecek ve bu zorlu serüvene eve...