Body Say

657 49 1
                                    

Jimin, Jungkook'un yanlarından ayrılmasından sonra sıkıldığını farketti. Yoongi durmadan telefonuyla ilgileniyor bazen sadece laf olsun diye mantıksız sorular soruyordu . Aslında onlardan ilgi beklemiyordu zaten asıl beklenti duyduğu kişi küçüklük arkadaşıydı . Ama ne var ki Tae , muhabbet etmek bir yana, sevgilisiyle oynaşmaktan dönüp yüzüne bile bakmıyordu. Bu durum git gide can sıkıntısına sebep olurken Namjoon mesajlastığı telefonunu cebine koyarak ayaklandı. Bu hareketi hepsinin bakışlarını kendine çekti.

"Gençler kalıp sizle takılmak isterdim fakat anneniz çağırıyor gidip bakmam lazı-" Namjoon, Jimin'in anlamsız bakışlarını farkedince kahaha atıp ekledi. " Ah anneleri dediğim, bizim diğer gereksiz Jin. Bize annemizmiş gibi davranır bu salaklarda beni babaları ilan etti"

"Heey biz değil Jungkook. Biz seni annemizin kocası ilan ettik"

Tae , Hoseok'un boynuna doladığı ellerinden birini çözüp havada sallarken kurduğu cümle Jimin'i güldürmüştü.

Namjoon kafasını iki yana sallayıp kantin kapısına doğru ilerlerken Jimin, diğerlerinin yine aynı işlerine döndüklerini görünce Namjoon'un yanına koştu. 

"Heyy Hyung"

Namjoon arkasına dönünce Jimin'in ona koştuğunu görüp durdu.

"Noldu Jimin"

"Şey ben şey rica edicektim, acaba dans odası nerede"

Jimin bakışını birbirleriyle oynadığı parmaklarına indirirken kuramadığı cümleye küfür ediyordu.

"Niye ki? "

"Ah şey be-benim kayıt yapmam gerek. Evet evet müdür kayıt olmak için oraya gitmem gerektiğini söyledi "

Jimin son anda bulduğu yalanla Namjoon'un tepkisini beklerken Namjoon kaşını hafif çatıp eliyle şakaklarını ovaladı.

"Hadi yaa. Benim bildiğim kurs kayıtları rehberlikte oluyordu. Değişmişse demek"

"Ha ha aynen. Öyle olmuş müdür bey söyledi şimdi hatırladım"

Namjoon gülümseyerek kolunu Jimin'in omzuna atıp yürürken keyifle mırıldandı .

"Şanslısın, hocan Jungkook."

Jimin duyduğu sözle gülümserken heyecanı tavandı. Dans etmeye oldum olası bayılırdı. Dansın heyecanı bir yana birde hocasının Jungkook olmasına mutlu olmuştu. Bu çocuk Tae'nin tanıştırdığı insanlar arasında en samimi ve tatlı geleniydi. Koridorları geçip bir kat da inince Namjoon duraksadı .

"Jimin, şimdi Jin gecikirsem kızar, zaten bir kat kaldı zemin kat açık mavi bi kapı var orası. Sen gidebilir misin? "

Jimin duyduğu sözlerle rahatladı. Çünkü 2 katı yakışıklı -fazla yakışıklı- uzun boylu ve neredeyse yanlarından geçtikleri bütün kızların hayvan gibi baktığı bi çocuğun kolu altında inmişti. Üstelik onları gören kızlar Jimin'e deşecek gibi bakıyordu . Aslında Jimin'de fazla dikkat çeken yakışıklı ve tatlı bi çocuktu. Ama okulda yeni olduğundan Namjoon kadar tanınmıyor, bi havası , çevresi yoktu. Zaten Jimin'in de böyle bi sıkıntısı yoktu.

Namjoon kolunu omzundan indirince Jimin rahat bir nefes aldı.

"Ah tabi ki giderim çok teşekkür ederim buraya kadar gelmen bile yeterliydi"

Namjoon cevabını gülüşü ve tapılası gamzelerini sergileyerek verdi. Danstan sonra ilk işi Jin denen çocuğu bulmak olucaktı . Namjoon onun ismini zikrederken bile yüzünde istemsiz gülümseme oluşuyordu. Bunun farkında mı bilinmez ama karşı taraftan mükemmel görünüyordu.

Namjoon koridorda ahenkle ilerlerken Jimin'de başında durduğu basamakları inmeye başladı.

Attığı her basamakta kulaklarına gelen tını yavaşça artarken Jimin, müziğin kaynağını tahmin ediyordu. Adımlarımı daha da hızlandırıp sonunda zemin kata inince ses artık kulaklarının dibindeydi. O kadar mükemmel bi piyano sesiydi ki çalan her kimse kesinlikle eli öpülesiydi.

Gözlerini boş duvarlarda gezdirirken açık mavi kapıda sabitledi. Kapıya doğru ilerlerken ses iyice arttı. Sonunda hedefe varınca kapının hafif aralık olduğunu gördü.

İçerde beklediğinin aksine tek bir beden vardı. Beklemediği şey kişi sayısıyken bekleyipte bulduğu tek şey tanıdık bedendi.

Jungkook, siyah salaş tişortü, bacaklarını saran dar koyu bordo eşofmanıyla nefes kesiciydi. Ve onu asıl nefes kesici kılan yaptığı danstı. Bilgisayarda çalan piyano sesi ve onun mükemmel yumuşak hareketleri hiç kuşkusuz Jimin'i mest etmişti. Elini kullanış biçimi, ayaklarının yavaşken, birden hızlanan dans adımları ,elini ensesine atışı ve saçlarını savuruşu...

Dans etmeyi kendinde mükemmel bulan insanlara göstermek istedi dansın Tanrısını. Kesinlikle şimdiye kadar aldığı 7 yıllık dans eğitiminde hiçbir öğretmeninden görmediği mükemmellikteydi hareketleri. Baştan aşşağı kusursuzdu. Jimin kıskandı . Onun gibi olmak istedi ama asıl kıskandığı şey ondan ders alan diğer öğrencilerdi. Dans ederken onu izleyenlerdi kıskandığı. Ona eşlik etmek istedi. Elini beline sarıp aynı hareketleri beraber tekrar etmelerini istedi. Ama şuan asıl istediği şeyi seçti . Aralık kapıda sessizce yere çöküp ne kadar süredir olduğunu bilmediği saatlerde onu izledi. Doyana kadar.

Ama o doyumsuzdu daha fazlasını isteyecekti.

◆◆◆◆◆◆

CANIM ÇEKTİİİİİİİİİİİİ

YEMİN EDERİM YAZARKEN DÖRT BEŞ DEFA İÇ ÇEKTİM AQ AĞZIMIN SUYU AKTI

◆ SAPIK STOLKIRIM  // Jikook ◆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin